DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Aydın İcra Müdürlüğünün 2018/29686 esas sayılı takip dosyası ile hakkında takip başlatıldığını, takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, icra takibi kesinleşmesine rağmen alacaklı ile aralarında düzenlenen 24/10/2019 tarihli sözleşmeye göre senedin teminat senedi olduğu hususunda davalı alacaklının kabul ve ikrarı bulunduğunu belirterek, davanın kabulüne, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde borçlunun; ödeme emri tebliği üzerine yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiğini ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece; "kısmi ödemeler nedeniyle senet vasfına yönelik şikayetlerin dinlenmeyeceği, sunulan protokolün başka bir çeke ilişkin olduğu" gerekçeleri ile davanın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır....
Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, davacının teminat senedi iddialarını İİK 169/a maddelerindeki belgelerle ispatı gerektiğinin ve ses kayıtlarının bu anlamda bir ispat aracı olmadığının, davalının polis merkezinde alınan ifadesinde senedin teminat senedi olduğuna yönelik herhangi bir ikrarının bulunmadığının anlaşılmasına göre; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
Borca itirazın kabulü halinde, aynı Yasanın 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilir. Somut olayda, mahkemece, senedin, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca teminat senedi olması nedeniyle borca itiraz kabul edildiğine göre, ''takibin durdurulması'' yerine ''takibin iptaline'' hükmolunması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, ilk derece mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 06.06.2017 tarih ve 2017/950 E. - 2017/1270 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, ... 5....
Borçluların icra mahkemesine başvurularında, kredi borcunun ipotek ile teminat altına alındığı, İİK'nun 45.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiğini ileri sürmüşler ise de, ipotekli teminat altına alınan alacağın tahsili amacıyla alacaklı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği gibi alacaklının elinde kambiyo senedi bulunması halinde İİK'nun 167 ve devamı maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilir. Alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi, alacaklının elinde kambiyo senedi bulunması halinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Alacaklının aynı anda rehnin paraya çevrilmesi ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı yönünde açık bir iddia ve delil bulunmadığından, mevcut takibin başlatılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Hemen elden ANĞG'ye teslim edilecektir. " şeklindeki düzenlemeye konu sözleşmenin düzenleme tarihinin 08/07/2011 tarihi olup senet tanzim tarihinin 25/12/2008 tarihi olmakla sözleşmede bahsi geçen teminat senedinin takibe konu senet ile uyuşmadığı, diğer taraftan sözleşmenin feshine ilişkin davacıya gönderilen Beyoğlu 7. Noterliğinin 01.12.2017 tarihli ihtarnamesinde takip dayanağı senetle ilgili bir beyan ve atıf bulunmadığı, bayilik sözleşmesi ve e posta içeriklerinde senedin teminat için verildiğine dair takibe dayanak bonoya açıkça atıfta bulunulan bir düzenlemenin yer almadığı, senet üzerinde teminata ilişkin bir şerhin bulunmadığı ve alacaklının da senedin teminat senedi olduğu yönünde kabulünün bulunmadığı, senedin, neyin teminatı olduğu hususunun, dolayısıyla teminat senedi olduğuna ilişkin iddianın alacaklının imzasını taşıyan ve senede açık atıf yapan İİK 169/a maddesinde yazılı belgelerle kanıtlanamadığı görülmüştür....
Açıklanan nedenlerle, senetten doğan alacağın varlığı ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı zorunlu kıldığından ve takip konusu bononun teminat senedi olduğu hususu davacı tarafça sunulan sözleşme kapsamı ile sabit olduğundan, ayrıca, takip konusu bono metninden de bu husus açıkça anlaşılmadığından, uyuşmazlığın, İİK 169.maddesi kapsamında borca itiraz olarak nitelendirilmesi gerekir. Buna göre, takip konusu bononun teminat senedi olarak düzenlendiği sabit olduğundan davanın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı lehtar tarafından borçlu keşideci hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, takip konusu senedin büyükbaş hayvan alım satımı sırasında imzalatılarak teminat amacıyla verildiğini, senedin arkasında da teminat senedi yazdığını ve alacaklının edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle "Fesih ve Taahhütname" başlıklı belge ile senedin iptal edildiğini ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tebliğ zarfında ödeme emrinin eki olarak bono suretinin yer aldığını, bono üzerinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, bono anlaşma üzerine ödeme sözü niteliği taşıyan imzalı bir bono olup teminat senedi olmadığını, teminat senedi ve neyin teminat senedi olduğunun ispat külfeti yerine getirmesi gerektiğini beyanla davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacının takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemişlerdir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...davalı alacaklı yanca, 225.937,05 TL tutarlı olarak davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmüştür....
Buna göre, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Somut olayda, borçluların imzaya itirazları üzerine grafoloji, sahtecilik ve balistik uzmanı bilirkişi...'...