Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlu, icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde imzaya ve borca itiraz ettikten sonra imzaya itirazından vazgeçerek borç miktarının 12.000,00 TL olduğunu ve ödendiğini ileri sürmek sureti ile borcu kısmen kabul ettiğine göre, İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, aynı maddenin ikinci fıkrasının uygulanma imkanı yoktur. Bu nedenle mahkemece, borçlunun ödeme iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğü' nün 2012/13253 sayılı dosyasında borca yapmış olduğu itirazın iptaline, alacak likit olduğundan ve davalının haksız olarak itiraz ettiği anlaşıldığından iptaline karar verilen asıl alacağın %20' si olan 7.613,70-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı icra takibinde 38.068,50-TL asıl alacak, 4.224,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.224,04-TL alacak talebinde bulunmuştur. Davalı borçlu takibe itiraz etmiş, açılan itirazın iptali davasında davacı alacaklı harca esas değeri 38.068,50-TL olarak göstermiştir. Ancak talep sonucu bölümünde itirazla duran tüm alacak yönünden takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece itirazın iptaline ve takibin devamına şeklinde karar verilmek suretiyle faiz dahil tüm alacak için dava kabul edilmiş ve karar harcı da 38.068,50-TL üzerinden hesaplanmıştır....

      Maddesine göre tebligat çıkarıldığı, tebligat yapılmadan borçlunun borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı alacaklının Mahkememizde iş bu davayı açarak takibin devamı yönündeki iradesini ortaya koyduğu anlaşıldığından borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmekte hukuki yararı mevcut olup şikayetin haksız olduğu kanaatiyle şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

      Diğer taraftan, davacı borçlunun takip tarihinden önce mirası reddettiği anlaşılmakla borca itirazın kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, borca itiraz hakkında İİK'nın 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca davacı borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Yine, davalı dava açılmasına sebep olduğu gibi, davacının mirasın reddine ilişkin kararı dosyaya sunmasına rağmen davaya karşı koymuş olması sebebiyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumludur....

      İcra Müdürlüğünün 2019/7757- 2019/7759 ve 2019/7760 Esas sayılı dosyaların aynı borca ilişkin ilamsız takip olduğunu, ipotekli takipte mükerrer takip başlatılarak müvekkilinin masraf ve vekalet ücreti yükünün artırıldığını, 2019/7758 sayılı takibin süresiz şikayet yolu ile iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir....

      İcra Müdürlüğünün 2019/7759- 2019/7757 ve 2019/7760 Esas sayılı dosyalarının aynı borca ilişkin ilamsız takip olduğunu, ipotekli takipte mükerrer takip başlatılarak müvekkilinin masraf ve vekalet ücreti yükünün artırıldığını, 2019/7758 sayılı takibin süresiz şikayet yolu ile iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Başvuru; ilamsız icra takibinde borca ve faize itiraz niteliğindedir....

      İmzaya itiraz dışındaki diğer (borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, yetki itirazı gibi) bütün itirazlara borca itiraz denilmektedir ( İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Prof. Dr. Baki Kuru syf. 665). Davacı- borçlular mirası redden dolayı borçlu olmadıklarını ileri sürdüklerine göre, başvuruları 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 169.maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı kanunun 168/5.maddesi uyarınca borçluların, borca itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde dilekçe ile icra mahkemesine bildirmeleri gerekir. Somut olayda; davacı- borçlular vekiline ödeme emrinin 16.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 23.08.2012 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, yerel mahkemece itirazın reddine ilişkin olarak verilen karar yerindedir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/1186 E. - 2018/384 K. sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, takibin İİK’nun 170/a maddesi gereğince şirket yönünden iptaline karar verildiği, bu kararın alacaklı vekili tarafından temyiz konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi .....

        (yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılması itirazın iptali davasında özel dava şartıdır.) İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğu, İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemeyeceği, borca itiraz eden davalı ... Şirketi adresinin ... Mah. ... Cd. ... /KONYA olduğu, davalı borçlu ... Şirketi tarafından Konya . İcra Dairesi'ne verilen dilekçe ile borca ve takip ile faize itiraz ettiğini, takibin ilamsız takip olduğunu ve itirazın süresinde yapıldığını, Yargıtay üyesi ... İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali, İflas ve İflasın Ertelenmesi, Sıra Cetveline İtiraz Davaları kitabının genişletilmiş 4. baskılı kitabına göre; İtirazın iptaline konu icra takibine karşı itirazda bulunan borçlu "yetki itirazında" bulunmamış olsa dahi, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edebilir, (Yargıtay ....

          (HMK 115/2) Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen araçların otoyoldan cezalı geçtiği, geçişler sonrası otoyol geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı cezai şart alacağının ödenmemesine dayalı yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali talebinden kaynaklandığı, davaya konu icra takibinde ödeme emrinin davalıya 12/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan tarafça 7 günlük itiraz süresinden sonra 19/10/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinin anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK'nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır....

            UYAP Entegrasyonu