Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itiraz edildiğini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, ancak müvekkiline herhangi bir muacceliyet ihbarında bulunulmadığından TMK'nun 887.maddesi uyarınca taşınmaz maliki 3.şahıs olan davacı müvekkili yönünden borç muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali istemiyle açılan iş bu davanın borca itiraz değil, şikayet olduğunu, borca itiraz edilmesinin şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptalinin talep edilmesine engel teşkil etmediğini, muacceliyet ihtarı yapılmadan takip başlatılamayacağının bir takip şartı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 149 vd.maddeleri uyarınca açılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itirazdır....

doğurmayacağı, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 02/09/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....

    Davalının borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu gerekçesiyle itirazın iptali isteminde bulunmuştur. İcra İflâs Yasası'nın 62/1. maddesi uyarınca "borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur" Aynı Yasanın 66/1. maddesine göre "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder" Somut olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 01.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz süresi 08.07.2003 günü dolduğu halde 09.07.2003 tarihinde borca itiraz etmiştir. O halde icra takibine davalının itirazı süresinde değildir. Bu haliyle davacı alacaklı icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince isteyebilir. Şu durumda, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın bu nedenle reddi gerekir....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilamsız takiplerde mükerrerlik şikayetinin olmadığını, bunun borca itiraz olarak icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğini, öte yandan mükerrerlik halinde ikinci takip yerine ilk takibin iptalinin istenmesinin mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacı borçlunun iddiasının borca itiraz mahiyetinde olduğu, bunun icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiği, icra mahkemesinde ileri sürülen bu hususun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece, icra dosyasında davalıya ödeme emri tebliğ edilmediği ve borca itiraz hakkı doğmadığı için davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, davalı kefil hakkında 5464 sayılı yasanın 24/son maddesine göre, asıl borçlunun aczi sabit olmadıkça kefile gidilemeyeceği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davanın temelini oluşturan icra takibi sırasında çıkarılan ödeme emrinin muhatabın adresinde tanınmadığı gerekçesiyle bila- tebliğ geri döndüğü görülmüş ise de, borca ve takibe itiraz eden davalı (kefil) ... vekili, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde ödeme emrinden yeni haberdar olduklarını, tebligat ellerine geçmediği için ödeme emrinden haberdar olur olmaz itirazda bulunduklarını bildirmiş ve icra dairesinin 16/07/2007 tarihli işlemi ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir....

        Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında 02/10/2012 tarihli, 10 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafça kira bedeli ödenmeyince hakkında takip başlattıklarını, davacının süresinde borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı tarafça açılan davanın hukuki yararının bulunmadığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; takibin genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin borçluya 14/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 20/07/2020 tarihinde takibe itiraz edildiği ve icra müdürlüğünün 24/07/2020 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, bu durumda davalı tarafça itirazın iptali davası ya da itirazın kaldırılması davası açılabileceği, davacının bu davayı açmakta HMK'nın 114/1/h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, borcun ödendiğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın ve alacaklının tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, borcun ödendiğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davanın ve alacaklının tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir....

            Borçlunun başvurusu bu haliyle, borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin borçlu yönünden "durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken, takibin "iptaline" hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... .....

              UYAP Entegrasyonu