Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK'nun 67. maddesi gereğince faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı taraf takip dosyasında yasal süresi içinde sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, Mahkemece davalı tarafın itirazı kabul edilerek takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı taraf cevap dilekçesinde takip konusu faturanın yanlar arasındaki krom madeni satışından kaynaklandığını ileri sürmüş olup, bu durumda akdi ilişkiyi kabul etmiştir. O halde, İİK’nun 50. maddesi delaletiyle HUMK’nun 10. ve BK’nun 73. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı-alacaklının ikametgahının bulunduğu ......

    Dava, İİK'nun 67. maddesi gereğince faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı taraf takip dosyasında yasal süresi içinde sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, Mahkemece davalı tarafın itirazı kabul edilerek takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı taraf cevap dilekçesinde takip konusu faturanın yanlar arasındaki krom madeni satışından kaynaklandığını ileri sürmüş olup, bu durumda akdi ilişkiyi kabul etmiştir. O halde, İİK’nun 50. maddesi delaletiyle HUMK’nun 10. ve BK’nun 73. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı-alacaklının ikametgahının bulunduğu ......

      İcra müdürlüğünün 2021/13078 Esas sayılı dosyasında kira alacağından dolayı takip başlatıldığı, davacı tarafın ödeme iddiasında bulunduğu, borca itiraz ettiği, ayrıca takibin mükerrer olduğundan bahisle takibin iptali istemiyle icra hukuk mahkemesine başvurduğu görülmüş olup davacı tarafın iddia ettiği hususlar borca itiraz niteliğinde olup, takibin konusu itibarı ile ilamsız takipte her türlü itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, icra hukuk mahkemesine yapılan itirazın herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1077- 1482 E.K.sayılı 07/01/2020 kesinleşme tarihli ilamı ile kayıtsız ve şartsız reddedildiği, Mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddia, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borca itiraz olarak nitelendirilir. Takibin kesinleşmesinden önce mirasın reddi gerçekleştiğinden davacının borca itirazının kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olduğundan, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olması sebebi ile Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir....

        Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; abonelik sözleşmelerine dair alacaklarda Merkezi Takip Sistemi üzerinden icra takibi başlatılmasının yasal zorunluluk olduğunu, Merkezi Takip Sistemi Yönetmeliğinde borçlu tarafından hem borca hem de yetkiye itiraz durumunda izlenecek yolun düzenlenmemiş olduğu ve hem yetki hem de borca itiraz durumunda yetkili icra dairesine gönderme gibi kullanılacak bir buton veya seçeneğin bulunmadığını, takibin devamı için borçlunun yetki itirazında gösterdiği yerde itirazın iptali davası açılmasından başka bir yol bulunmadığını, davalı tarafından yapılan itiraz da sadece yetkiye ve borca yönelik olup, davalının icra takibinin geçersizliğine ilişkin bir itirazı bulunmadığını, bu hali ile takip hukuku bakımından geçerli bir takibe yönelik itirazın iptali talep edilmiş olmakla, mahkemece re‘sen gözetilemeyen, davalı tarafça da ileri sürülmeyen bu hususun mahkemece usulden ret kararına esas alınması hatalı olduğunu, dava şartının yokluğu nedeniyle verilen...

        Öte yandan, borçlunun, borca itirazı kabul edildiğine göre, uygulanması gereken İİK. nun 169/a-1. maddesi uyarınca hakkındaki takibin iptali yerine, başvurunun imzaya itiraz olarak nitelenmesi ve olayda uygulama yeri bulunmayan İİK. nun 170.maddesine göre takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 27.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ise borca itirazların iptali ile takibin devamının talep edildiği, harcın da 14.000,00- TL üzerinden yatırıldığı anlaşılmaktadır....

          Gerekçe ve Sonuç İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklının takip talebinde adresinin ve vergi numarasının bulunmaması her zaman tamamlanabilecek bir eksiklik olduğu, bu durumun ödeme emrinin ve takibin iptali sebebi olmadığı, çeklerin yasal süre içerisinde muhatap bankaya ibraz edildiği, takibe konu çeklerin kambiyo vasfını taşıdığı, keşideci borçludan çek komisyonu talebinin usul ve yasaya uygun olduğu, işlemiş faize ve çek tazminatına açıkça itiraz edilmediği bu nedenle bu yönden inceleme yapılmadığı, mahkemece alınan18.02.2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle takip konusu çeklerdeki imzaların borçluya ait olduğu belirtilerek, borçlunun imzaya ve borca itirazının reddine, alacaklının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, borçlunu ödeme emrinin ve takibin iptali isteminin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

            Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte borca itiraz, faize itiraz ve çek tazminatına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçluların borca ve faize itirazlarının reddine, davacı borçlulardan Sel Konut İnşaat Taahhüt bakımından çek tazminatı yönünden takibin iptaline, diğer borçlu yönünden itirazının reddine ve takip durdurulduğundan asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davacılardan alınmasına karar verilmiştir. Kararın davacı borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu