Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, takip dosyası ve dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, murisin takibin kesinleşmesinden sonra öldüğü, bu nedenle davacı mirasçıya ödeme emri gönderilmesinin fuzuli bir işlem olduğu, muhtıra olarak kabulü gerektiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı/borçlu mirasçının dava dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı ve itfa itirazlarının takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin oldukları, mahkemece İİK'nın 71/1. maddesine ve İİK'nın 71/2. maddesi yollamasıyla 33/a maddesine dayalı zamanaşımı ve itfa itirazlarının ve ayrıca temlike yönelik ve diğer mirasçıların takibe dahil edilmesi gerektiğine yönelik şikayetler de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının talepleri borca itiraz olarak kabul edilerek hatalı nitelendirme ile inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

; alacaklının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetçinin talebi borca itiraz olarak nitelendirilerek yasal süreden sonra yapılan başvurunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun, yenileme emri tebliğinden sonra borçlunun icra mahkemesine başvurarak borca itiraz sebeplerini sunduğu, mahkemece istemin kesin hüküm nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır.Borçluya takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emri takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermez....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu bedelin zaman aşımına uğramadığını, verilen kararın haksız olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak gönderildiğini, takibin kesinleştiğini, borca itiraz edilmediğini, davacı tarafın müvekkili ile anlaşmada bulunarak zaman aşımı define dayanmaktan feragat ettiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

      un icra mahkemesine başvurarak, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, talep borca itiraz olarak nitelendirilip dosyanın işlemden kaldırıldığı, daha sonra yasal sürede yenilenmemiş olması nedeniyle de 6100 sayılı HMK'nın 150/5. maddesi gereğince, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, HMK anlamında dava niteliği taşımaz. Şikayette yargılama usulü ise İİK'nun 18. maddesindeki hükümlere tâbidir....

        Somut olayda, aleyhine 14.12.2014 tarihinde başlatılan takipte, ödeme emrinin borçlu Ercan Karaca'ya 24.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, itiraz edilmediği için takip kesinleşmiştir. Muris Ercan Karaca takibin kesinleşmesinden sonra 08/03/2017 tarihinde vefat etmiştir. Murisin mirasçılarına karşı red süresinin dolmasından sonra icra takibine devam edilmiş, davacı mirasçılara ödeme emri 13/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacılar icra takibinin kesinleşmesinden sonra 02.09.2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunmuşlar, anılan mirası kesin olarak reddettiklerine dair mahkeme ilamını sunmuşlardır. Takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların, mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde; mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir. Şikayetçi mirasçı, kendisine yönelen icra takip işlemlerini süresiz şikayet yolu ile iptal ettirebilir....

        İİK’nın “borca itiraz” başlıklı 169. maddesinde de “Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz” hükmü yer almaktadır. İİK'nın 71. maddesinin 1. fıkrası ise "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemelere göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin borca itiraz sebepleri ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük yasal sürede, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve ferilerinin itfa edildiği ise her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebilir. Somut olayda borçlu ...'a örnek 10 numaralı ödeme emrinin 01.11.2011 tarihinde, borçlu ...'...

          İİK. 33/2.maddesinin ilk cümlesi uyarınca, "icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir." Somut olayda, şikayetçi borçlu ...' na, örnek (10) ödeme emri 04.11.2006 tarihinde tebliğ edilmiş olup takibin kesinleştiği, şikayetçi borçlunun 11.12.2015 tarihli icra mahkemesine başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına ilişkin olduğu görülmektedir. O halde, mahkemece şikayetin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı olarak değerlendirilip süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki dönemde alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik itirazının dışında takibin kesinleşmesinden sonradan dosyada işlem yapılmadığını zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep ettiği mahkemece, İİK.nun 168/3. maddesi uyarınca yasal 5 günlük sürede itiraz edilmediği nedeniyle istemin reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra müdürünün takiple birlikte konulan yakalama şerhinin borca itiraz üzerine takibin durmasından sonra kaldırılmasına ve aracın borçlu müvekkiline teslimine dair işleme karşı şikayet kanun yoluna ilişkin olduğunu, Yargıtayın bu uygulamalarında sadece borca itiraz etmenin ve rehin hakkına itiraz etmemenin bu yolu açacağından bahsettiğini, icra dosyasında mevcut ve müvekkili tarafından verilen borca itiraz dilekçesinde sadece borca değil rehin sözleşmesi kurulmadığına ilişkin de itirazda bulunulduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; takibin rehinin paraya çevrilmesine dair ilamsız takip yolu ile yapıldığı borçlunun itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür. Uyuşmazlık takibin kesinleşmeden satış hazırlıklarına başlanıp başlanmayacağı hususunda toplanmaktadır. 2004 sayılı İİK'nın paraya çevirme usulü başlıklı 150/g maddesinde: "(Ek: 18/2/1965- 538/72 md.; Değişik 9/11/1988- 3494/24 md.)...

              UYAP Entegrasyonu