Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır....

    mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına, borçluya henüz ödeme emri tebliği gerçekleşmediğinden, şikayetçinin usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emrine dayanak belge eklenmediği şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti, İİK 170. Maddesine dayalı imzaya itiraza ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu gönderildiği ve 103 davetiyesinin 14/05/2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Açılan davada 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliği işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik bir iddia bulunmamaktadır....

      Her ne kadar borçlu tarafından şikayet dilekçesinde, hem ihalenin feshi hem de ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile haczedilmezlik şikayeti birlikte istenilmiş ise de, her bir başvurunun incelenme yöntemleri ve sonuçları da farklıdır. Bu durumda mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve haczedilmezlik şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru bulunmamıştır. Diğer taraftan şikayetçi borçlu, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi isteminde bulunmuştur. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir....

        Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kararda ödeme emri tebliği ile kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasının incelenmediği çünkü süresinde dava açılmadığının belirtildiğini, ancak bu durumun yerinde olmadığını, müvekkilinin icra dosyasından, aynı icra dosyası ile ilgili satma yetkisi istenen dava dosyasında verilen kararın muhtar tarafından kendisine verilmesi ve kararı okuması üzerine öğrendiğini, muhtara tebliğ edilmesiyle değil muhtarın dosyaya sunduğu tebliğ evrakı ile müvekkiline kararı tebliğ etmesi üzerine okuyup öğrendiğini ve bu sebeple süresinde dava açıldığını, mahkemenin işin esasına girmesi gerekirken süreden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme kararında; satış kararının iptali taleplerinin esastan reddedildiğini belirttiğini, buna karar verme gerekçesinde ödeme emri ve kıymet takdirinin usulsüz tebliği yönündeki şikayeti süresinde olmadığından dinlenmemiştir dendiğini, yani mahkemece esasa girilmemiş ama esastan reddine dendiğini, aslında...

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/583 KARAR NO : 2021/287 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/11/2019 NUMARASI : 2019/122 ESAS, 2019/144 KARAR DAVA KONUSU : BORCA İTİRAZ-USULSÜZ ÖDEME EMRİ TEBLİĞİ ŞİKAYETİ KARAR : Menemen İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/122 Esas, 2019/144 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri aleyhine İzmir 16....

          tarihli ödeme emri iptal edilmekle, davacılar T1 ve T3 28/02/2019 tarihli ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayeti ve mirasın reddi nedeniyle takibin iptali istemleri bu aşamada konusuz kaldığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....

          Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafça ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun şikayet konusu yapıldığı anlaşıldığından, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu şikayeti yönünden davacının ileri sürdüğü tebliğ yapılan oğlu ile aynı adreste oturup oturmadıklarının ve aralarında husumet bulunup bulunmadığının araştırılarak oluşacak sonuca göre öncelikle ödeme emri tebliği usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilerek bu hususta karar verilmesi, daha sonra davacının diğer itirazlarının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          belirterek her iki takip dosyasından usulsüz tebligatların iptaline, ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğ tarihlerinin 12/08/2018 olarak düzeltilmesine, İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca müvekkilinin haline münasip evi üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu