Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
HMK'nun 33. maddesinde; başvurunun hukuki tavsifinin hakime ait olduğu hükmüne yer verilmiş olup; her ne kadar, mahkemece, istem hatalı vasıflandırma ile, İİK'nun 71. ve 33-a maddelerine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımına yönelik şikayet olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; somut olayda başvuru tarihi itibariyle borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmediği ve henüz takibin kesinleşmediği anlaşıldığından, başvuru bu hali ile İİK'nun 169/a-4. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir ve alacaklının 19.02.2008 tarihli talebinden itibaren 22.05.2015 tarihli takibin yenilenmesi talebine kadar zamanaşımını kesen yada durduran bir takip işlemi bulunmadığından, mahkemenin çek zamaşımının oluştuğuna ilişkin gerekçesi yerindedir....
İcra takibine konu alacak hangi zaman aşımı süresine tabi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zaman aşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgeler, bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan takip, dayanak senetlerin tanzim tarihleri itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zaman aşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zaman aşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zaman aşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Giresun İcra Müdürlüğü 2019/6860 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olduğu, ödeme emrinin borçluya 08.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği iş bu davanın 17.07.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait belge sunularak borcun ödendiği iddiasında bulunulduğu takdirde; başvuru İİK.nun 169/a maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin borca itirazdır. İİK.nun 168/5. maddesine göre borcun itfa edildiği itirazı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır....
Borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait belge sunularak borcun ödendiği iddiasında bulunulduğu takdirde; başvuru İİK.nun 169/a maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin borca itirazdır. İİK.nun 168/5. maddesine göre borcun itfa edildiği itirazı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Diğer yandan, İİK'nun 71/2. maddesinde; “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir” düzenlenmesine yer verilmiştir....
Takibin şekline göre, ilamsız takipte; takibe, icra dairesinin yetkisine, takip dayanağı belgeye, borca, imzaya, faiz ve fer'ilere yönelik her türlü itiraz İİK'nın 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yapılır. Takip dayanağı belgeler içerisinde hakkında takip yapılan borçlu şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek bir belgenin bulunmadığı, bu nedenle takip yapılamayacağı iddiası, ayrıca Türk Lirası üzerinden başlatılan takipte, yabancı para kurunun hatalı tarihe göre belirlendiği ve istenildiği iddiası İİK'nın 58. maddesinde yazılı kamu düzeninden olan sebeplerden olmayıp, borca itiraz niteliğindedir. Bu iddialar borca itiraz niteliğinde olduğundan itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayacak itirazın kaldırılması ya da iptali davasında gözetilir....
Maddesi gereğince borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Borçluların başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede İİK'nun 71. maddesine göre itfa itirazı olup süreye tabi değildir. O halde mahkemece anılan maddeye göre inceleme yapılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece Mahkemesi; örnek 10 ödeme emrinin davacı borçluya 21/02/2012 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ tarihine göre davacı borçlunun borca itirazda bulunmasının son gününün 27/02/2012 tarihi olduğu, davacının yasal 5 günlük sürede borca ve imzaya itiraz etmediği gerekçesiyle süresinde açılmayan borca ve imzaya itiraz davasının reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına, borçlu davacı yönünden icra takibinin kesinleştiği, alacaklının icra takip dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten yenilendiği tarih olan 17/12/2020 tarihi arasında zaman aşımını kesen alacağın tahsiline yönelik herhangi bir işlem yapmadığı ve takibin kesinleşmesinden sonra çekin 6 aylık zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle 6762 sayılı TTK'nın 662 ve 726. maddeleri ile İİK'nın 71/son maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar vermiştir....
Başvuru bu hali ile İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir....
Yeni ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan mirasçılar, murisin ölümünden önceki kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Mirasçıların başvurusu, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı (İİK.71) ve benzeri itirazlar olabilir. Bu nedenle, mirasçılara ödeme emri gönderilmesi esasa etkili olmayıp, yapılan tebligatın muhtıra olarak kabulü gerekir (Y.12.HD. 01/03/2016 T. 2015/28765 E., 2016/5790 K.). Kaldı ki, müteveffa borçlu tarafından imzaya yahut borca itiraz edilmemiş ve muris hakkında yapılan takip kesinleşmiştir. Mahkemece her ne kadar davacıların takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımına ilişkin itirazları incelenerek itirazın reddine karar verilmişse de, İİK. 71....