Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bonoya dayanan alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169/a-4. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Bononun vade tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken aynı Yasa'nın 661/1. maddesi gereğince, bonoda, keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi üç yıldır. İİK.nun 167/2. maddesi gereğince alacaklı, takip talepnamesine icra takibine dayanak yaptığı kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar onaylı örneğini eklemeye mecburdur. Somut olayda, takibe konu senede ceza takibatına esas olmak üzere el konulduğu görülmektedir. Bu engel nedeniyle alacaklının bono fotokopisini icra dairesine sunmak suretiyle takip yapması mümkündür. Yerleşik Yargıtay uygulaması bu yöndedir....

    Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a-l. maddelerine göre de, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği taktirde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda, iki adet çeke dayalı olarak başlatılan takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, 16.12.2009 ile 07.10.2010 tarihleri arasında alacaklı tarafından takibin sürdürülmesi iradesini gösteren herhangi bir takip işlemi yapılmadığından, takip işlemsiz bırakıldığından, yukarıda açıklanan kurallar gereğince zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2021 NUMARASI : 2021/428 ESAS - 2021/603 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Takibin İptali, Borca İtiraz, Yetkiye İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından Manisa 4....

      Her ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E. 2014/929 K. sayılı kararı gereğince mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır. (Yargıtay 12....

      -TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, icra dairesince 14/05/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce davacı şirketin merkez ve şube kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesi yönünden ...ve ...Ticaret Sicil Müdürlüklerine ayrı ayrı yazılar yazılmış, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünün ...ticaret sicilinde kayıtlı tek pay sahipli Anonim şirket olduğu, şirketin merkezinin .... adresi olduğu bildirilmiştir. Daha sonra mahkememizce davacı şirketin şube kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesi için ... Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazılmış, davacı şirketin merkez kaydının olduğu, şube kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının adresinin ...Kocaeli olduğu, davalının adresinin ise ...Kocaeli olduğunun görülmesine rağmen takibin yetkisiz icra dairesi olan Bursa 6. İcra Dairesinde başlatıldığı, somut olayda yetkili İcra dairesinin ......

        Dairemizce yapılan değerlendirmede; Sorgun İcra Müdürlüğü'nün 2020/94 Esas sayılı takip dosyasında davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıların borca, faize ve imzaya itiraz ederek iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2019/485 ESAS 2020/273 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Adana 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/485 Esas 2020/273 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı T1 vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine Adana 9.İcra Müdürlüğünün 2018/3927 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, takibe konulan çekin arkasındaki cirodaki imzanın ve çekteki yazıların müvekkiline ait olmadığını, imzaya ve borca itiraz ettiklerini belirterek itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borçlunun "mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına" ilişkin iddiası hukuki nitelik olarak borca itirazdır. Bu nedenle borca itirazın takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerekmektedir. Somut olayda, davacı borçlunun Yumurtalık Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli 2016/185- 202 esas ve karar sayılı ilamı ile Bayram Ali Polat mirasını reddettiğinin tesciline karar verildiği, icra takibine ise 06/02/2017 tarihinde başlandığı ve davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 24.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından davanın konusu borca itirazdır. Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde borca itirazın icra dairesine yapılması gerekmektedir. İcra mahkemesine yapılan itiraz, hüküm ve sonuç doğurmaz....

        Davalı vekili tarafından 23/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verildiğinden, İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra takibi durdurulması ve 23/10/2020 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra memur işlemi şikayet konusu edilmiştir. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, usulsüz tebligat şikayeti kararının infazı için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığından, davalının yasal süresi içinde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına ve itiraz tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Diğer taraftan, takipten önce işlemiş faiz olarak talep edilen 279,62 TL için bir itiraz olmadığından takip işlemiş faiz miktarı yönünden kesinleşmiş olup, mahkemece işlemiş faize itirazın esasının incelenmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, takipten önceki döneme ait olan ve itiraz edilmeksizin kesinleşen 279,62 TL işlemiş faiz alacağı sabit kalmak üzere, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, değişen oranlarda avans faizi üzerinden Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde hesaplama yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar dikkate alınmaksızın düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu