WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK nun 139/1 maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Sonuçta her iki borç da az olanı oranında sona erer. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir....

    ettiğini, davalı kötü niyetli olarak icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla borcun tamamına ferilerine itiraz etmesi üzerine takip durduğunu, davalı borclunun itirazları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun zira dairenin hem fiilen teslim alınması hem de tapu devrinin yapılmış borcun ödenmesi hususunda davalı temerrüde düştüğünü, tüm bu sebeplerden ötürü borca ve faize ilişkin itirazların kaldırılarak icra takibinin devamına, borçludan alacağın %20 sinden az olmamak üzereicra inkar tazminatına yargı gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Takas ve mahsup bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Somut olayda, davalı vekili davacı şirketten mal teslimini geciktirdiği için gecikme cezası ve vinç kiralama bedelinden alacaklı olduğunu fatura düzenleyerek davacıya yolladığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacının alacağı ile takas ve mahsup talebinde bulunmamıştır....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK. 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı şirket tarafından borçlu şirket aleyhine fatura alacağından kaynaklı toplam 79.841,28 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar, davacının son hakediş bedelinin ödenmediği konusunda uyuşmazlık içinde değildirler. Uyuşmazlık, son hakediş bedelinin, davacı tarafça talep edilen 79.549,56 TL olup olmadığı ve davalının, 3. kişi işciler tarafından açılan davalar nedeniyle ödediği ve ödemek zorunda kalabileceği tutarlar nedeniyle ödemeden kaçınıp kaçınamayacağı ve varsa bu sebeple oluşan karşı alacakları için gündeme getirdiği takas mahsup savunması gereğince borçlu bulunup bulunmadığı hususundadır....

        Davalı tarafın 17.07.2018 tarihli 15.457,20 TL tutarlı mal satımı karşılığı düzenlenen fatura bedelinin değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede ; itirazın iptali davası takiple sıkı sıkıya bağlı olduğundan , davalı tarafça takip ve dava tarihinden sonra mal alımına ilişkin olarak düzenlenen faturanın dikkate alınması mümkün olmayıp, davalının bu talebi mahsup talebi olarak da değerlendirilemez. Zira mahsup, bir alacağı doğuran olayla ilgili olarak alacaklının elde ettiği bazı menfaatlerin ya da borçlunun katlandığı bazı yükümlülüklerin alacaktan indirilmesini ifade etmektedir. Davalının bu talebi karşılıklı, muaccel ve aynı cins iki borcun, borçlulardan birinin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilmesi olan takas def'i niteliğindedir. Bu açıklamalara göre, 17.07.2018 tarihli 15.457,20 TL tutarlı fatura bedelinin değerlendirilmesi talebi mahsup niteliğinde olmadığından davacı alacağından tenzil edilemez....

          Bu kapsamda davalıya ait ürünlerin --- ilişkin lojistik işlemleri müvekkili şirketin tarafından gerçekleştirildiğini, nitekim taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair cari hesaptan dolayı, davalının müvekkili şirkete bakiye --- borcu bulunduğunu, davalı ile yapılan görüşmelere rağmen davalı borçlunun borcunu ödemediğini, bunun üzerine işbu alacağın tahsili için --- sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine takip başlatıldığını, borçlu şirketin borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davalının, ---dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, davalının --- aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkeme, davayı kısmen kabul etmiş ancak davalının takas - mahsup talebinde bulunduğu, ... 7.İcra Müdürlüğü'nün 2003/4953E. sayılı ve ... 7.İcra Müdürlüğü'nün 2003/4954E. sayılı dosyalarına konu 07.04.2003 tarihli sözleşmeler gözönünde bulundurulmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davalının takas-mahsup talebinin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Noterliği'nin 29.07.2020 tarih ve .... numaralı evrakıyla kendisine ihtar keşide ettiklerini, şifahi talepler netice vermeyince ihtar keşide edip taleplerini iletmelerine rağmen durumun değişmemiş olduğunu, arabuluculuk safhasında da çözüme ulaşılmamasının takas-mahsup durumunun davacı tarafça kabul edilmemesinden kaynaklanmış olduğunu, icra takibine vaki itirazlarını sunarken de takas mahsup itiraz ve taleplerini ayrıca belirtmiş olduklarını, neticede takas mahsup taleplerinin kabulü ile davanın reddi gerektiği kanaatinde olduklarını beyanla açılan davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafın borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının borca itiraz dilekçesinde ikametgahının Mersin olmasından bahisle yetki itirazında bulunduğunu ancak alacaklının yerleşim yerinde de icra takibinin başlatılabileceğini, davalının faize ilişkin itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, açılan takipte talep edilen faizin yerinde olduğunun aşikar olduğunu belirterek icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Hukuk Dairesi'nin .... esas, ...... karar sayılı ilamında; "henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır....

                    UYAP Entegrasyonu