Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir.'' (Çavdar, Seyit, İtirazın İptali,Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007,s.803) Uyuşmazlık; kefil hakkında yapılan icra takibine yönelik menfi tespit davası olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüştür. Davacı ödeme sonrası, ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadını istemiştir....
Sonuç olarak, zamanaşımı en basit anlatımla, yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kullanılmasına veya bir borçtan kurtulmaya olanak veren bir hukuki müessesedir. Borçtan kurtulma olanağı tanıyan yönüyle zamanaşımı, maddi hukuka ilişkin bir müessese değildir. Borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak savunma vasıtalarını sunsa da, bizatihi kendisi borcu ortadan kaldırmaz, sadece, alacağın istenebilmesi hakkını zaman itibariyle sınırlar. Borç varlığını sürdürdüğü halde, borçlu, zamanaşımı müessesesine dayanarak, artık o borcun kendisinden istenilemeyeceğini savunabilir; yargılama usulüne ilişkin kurallar kendisine böyle bir def’ide (zamanaşımı def’inde) bulunma olanağı tanır. Zamanaşımına uğrayan borç, eksik bir borçtur....
Bunun denetlenip, ödenen bu bedellerle birlikte şirketin borca batıklıktan kurtulup kurtulmadığ------- durumun uygun olup olmadığının denetlenmesi gerektiği " işaret edilmek suretiyle mahkememiz hükmü bozulmuş; bunun üzerine kök dosya mahkememizin ----- Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş; ------ Esas sayılı dosya üzerinden iflas erteleme talebi yeniden değerlendirilmiş ancak davacı şirketin faaliyetsiz kaldığı, borca batıklıktan kurtulma imkanının kalmadığı ve iflasının ertelenmesinde hem kendisi hem de alacaklıları yönünde bir fayda bulunmadığı görülmekle mahkememizce ---- davacı şirketin İFLASINA KARAR VERİLMİŞTİR. İflas kararı taraflarca temyiz edilmediği için 15/09/2020 tarihinde KESİNLEŞMİŞTİR. Davacı şirket hakkındaki mahkememizce verilen iflas kararı kesinleşmiş bulunduğundan, artık iflas erteleme süresinin uzatılması mümkün değildir; iflas ertelemenin uzatılmasına ilişkin talep uzatım davası açıldıktan sonra konusuz kalmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki borçtan kurtulma davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı davalılardan .... avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ....geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan yeğeni olan ...'...
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
İcra Mahkemesince yapılacak inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığının tespiti halinde icra mahkemesi itirazın geçici kaldırılması talebini reddeder.Alacaklı bu durumda sadece tahsil davası açarak alacağını borçludan talep edebilir. Bu talep üzerine borçlu tüm savunma sebeplerini ileri sürebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Alacaklının itirazın geçici kaldırılması talebinin kabulü halinde borçlu genel mahkemede borçtan kurtulma davası açabilir. (İİK.m.69).Bu davanın süresinde açılması halinde itirazın geçici kaldırılması kesin kaldırmaya dönüşmez. Borçtan kurtulma davası bir tür menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ayrıca menfi tespit davası açmakta borçlunun hukuki yararı yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/306 Esas KARAR NO : 2023/507 DAVA : Borçtan Kurtulma Davası DAVA TARİHİ : 19/11/2015 KARAR TARİHİ : 15/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu -----Şubesine ait ------ çek no.lu 27.500,00 TL bedelli çekin keşidecisi ----- tarafından aralarındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkillerinden ----tevdi edildiğini, keşidecinin daha sonra çeki ödemeyeceğini beyan ettiğini, müvekkillerinden ------çekin yazılmaması yönünde talepte bulunduğunu, müvekkillerine başkaca borçları olduğunu, borçlarını yapılandıracağı beyanına güvenilerek çekin keşideci şirket yetkilisi olan---- iade edildiğini, çekin tarihlerinde yapılan oynama nedeniyle çek vasfının kalmadığını, bu çekin piyasaya sürüldüğünü, keşideci şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunu, bunun müvekkili şirketin ticari defterleriyle de sabit olduğunu, keşidecinin tamamen...
Davalı alacaklı vekili, takibin dayanağı mahkeme ilamının 21.4.2010 tarihli olup, davacı ile borçlu eşinin 26.4.2010 tarihinde boşandıklarını, boşanmanın borçtan kurtulma amacıyla danışıklı yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu vekili mahcuzların davacıya ait olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, davacı 3.kişi ile borçlu eşinin borcun doğum tarihinden sonra anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanmanın alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı yapıldığı, mernis kayıtlarında borçlunun adresi olarak haciz adresinin göründüğü, borçlunun ev adresi olarak gösterdiği adresin ise avukat bürosu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir....