WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, alınan SİR, dosyaya sunulan fotoğraflar, soruşturma dosyaları göz önüne alındığında, davalı annenin çocuğuyla yeterince ilgilenmediği, çocuğun poposundaki diş izinin nasıl meydana geldiği hususunda alınan karakol ifadesinde çocuğun poposundaki diş izinin nasıl olduğundan haberinin olmadığını bildirdiği ,annenin işi olduğu zamanlarda çocuğun karşı komşuya bırakıldığı , babanın ise annesi ve babası ile yaşadığı çocuğun bakımı konusunda sosyal desteğinin bulunduğu ,SİR'de çocuğun babayla kalmaktan mutlu olduğu, annesinin sevmediği arkadaşları olduğu bu nedenle o eve gitmek istemediği, annesinin kendisine şiddet uyguladığına yönelik beyanlarının olduğu bu halde mahkemece velayetin değiştirilerek babaya verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, velayetin fer'isi niteliğindeki iştirak nafakasının da çocuğun babaya verildiği 16/03/2021 tarihinden itibaren kaldırılmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

Somut olayda; davalının memur olduğu, ayda 2.166 TL geliri olduğu, 390 TL kira verdiği, evli ve bir çocuğu olduğu; davacının velayeti kendisinde olan annesinin memur olduğu, aylık 2.250 TL maaşı olduğu, kendisine ait evde yaşadığı, ev kredisi borcu ödediği; davacı çocuğun ise 2004 doğumlu olduğu, öğrenci olduğu, annesi ile kaldığı anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle dava tarihi itibarıyla davacının annesinin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı biraz fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

    herhangi bir işlem yapılmadığını, bu olaydan sonra müşterek çocuğun gitmeyi istemesi üzerine müvekkilinin gitmesine razı olduğunu, ancak davacıya 15 gün sonra getirip teslim etmesini söylediğini, davacının bugüne kadar müşterek çocuğu teslim etmediğini, müvekkili ne zaman telefon açsa ya davacının yada annesinin hakaretlerine maruz kaldığını, müşterek çocuğun şu anda davacının annesinin yanında kaldığını, kaldığı şartların çok kötü olduğunu, müşterek çocuğun müvekkiline kendisini almasını söylediğini, babasının yanında kalmadığını, babaannesinin yanında kaldığını, babasını göremediğini söylediğini, babaannesinin eşinin hasta olduğunu, kendisini rahatsız ettiğini, kendisine karşı uygunsuz hareketlerde bulunduğunu, mutsuz olduğunu söylediğini, davacının müşterek çocuğu annesine karşı doldurduğunu, annesinden soğutmaya çalıştığını, müvekkilinin şu andaki eşi ve ablasının telefonuna hakaret içerir mesajlar gönderdiğini, bu mesajları çocuğa aldıkları telefondan gönderdiklerini, davacı hakkında...

    Davalı tarafından yerel mahkeme kararına karşı davanın kabul kararının hatalı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; özellikle tanıkların beyanları nazara alındığında müşterek çocuğun ilkokul 3.sınıf öğrencisi olduğu halde okuma yazma hususunda, el becerilerinde ve motor becerilerinde, öz güveninde eksiklik olduğu, eğitiminin yaşıtlarına göre geri kalmış olduğu, davalının müşterek çocuğun eğitim öğretimi yeterince ilgilenmediği, çocuk hastalandığında doktora götürülmesi için davalı tarafından davacının aranılması suretiyle müşterek çocuğun hastaneye götürüldüğü, çocuğun hasta olduğu dönemlerde davacı tarafından bakıldığı, davalının müşterek çocuğun bakımıyla maddi ve manevi olarak ilgilenemediği, davalının annesinin fiilen müşterek çocuğa baktığı, davalının evlendiği eşinin davacıya "çocuğunu ne zaman alacaksın, benim doğurduğum bir çocuk değil" şeklinde mesaj attığı, müşterek çocuğun velayeti davalıda...

    yanına taşındığını, davalının müvekkilinin annesinin evine gelerek camları kapıları kırarak hakaretler ettiğini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davalının kusurlu hareketleri ile temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, çocuk lehine aylık 1.500 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

    (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.90/son).Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137). Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33)....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde; davalı ile ........... Asliye ... (Aile) Mahkemesinin 2012/156-174 E.K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuk ............'ın velayetinin kendisine verildiğini ancak nafakaya hükmedilmediğini, boşanmadan sonra şartların değiştiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını belirterek müşterek çocuk lehine aylık 300 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; ekonomik gücü olmadığından nafaka talebine ilişkin davanın reddini savunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Katılanın "...... emekli memurum, sağlık ocağında hizmetliydim, 2011 nisanda emekli oldum, kartla hala para çekemiyorum, 2-3 defa yardım ettiler, şifreyi oradan biliyorlar, birde telefonuma şifreyi kaydettiydim onuda biliyorlar, bankaya para çekmek için vardıydım kartım yok kaybolmuş, bankaya söyledim adımı yazdılar kağıt gelir dediler, ben paraya ihtiyacım olduğu zaman çekiyordum, bankadan telefon ettiler kartın bulundu diye haber üzerine vardım, kız şöhret orada oturup duruyor, neyin oluyor diye sormuşlar cici annem oluyor demiş, kız çocuğunu oradan aldık annesinin çarşıda dükkanı vardı, anneside yaşar abla bu kız çocuğu geleceğiyle oynamayalım dedi, ben sana 2 milyarlık senet vereyim öderim dedi ödemediler......" şeklindeki beyanı, suça sürüklenen çocuğun "....kart ile annesinin bankadan para çektiğini...

        annesinin söylediği sözler nedeniyle moralinin bozuk olduğunu, karnının aç olduğunu söyleyip annesinin uyumamasını istediği, bu telefonu alan suça sürüklenen çocuğun annesinin maktulden evden gitmesini istediği, ancak maktulün biraz kalacağını ve suça sürüklenen çocuk ile tanışmak istediğini söyleyerek evden ayrılmak istemediği, suça sürüklenen çocuğun saat 01.30 – 02.00 sıralarında eve geldiği, kapının arkasında evin anahtarının takılı olması nedeniyle kapıyı açamadığı, zili çaldığı, bu sırada annesinin içeride bulunan sevgilisi maktul ...’ı suça sürüklenen çocuk ile daha sonra bir şekilde tanıştıracağını söyleyerek yatak odasına saklanması için ikna ettiği ve hemen sonra oğluna kapıyı açtığı, içeri giren suça sürüklenen çocuğun annesine neden kapıyı geç açtığını sorduğu, annesinin balkonda olduğunu kapıyı duymadığını söylediği, suça sürüklenen çocuk ...’in kendi odasında gidip üzerini değiştirdikten sonra salonda televizyon izlemeye başladığı, annesine bir tuhaf olduğunu söylediğinde...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Beraat Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Müştekinin telefonunun 24.07.2013 tarihinde gece 23.00 sıralarında kahvehanenin dışında bulunan masanın üzerinden çalındığı, telefonun çalınmasından iki gün sonra bu telefon ile suça sürüklenen çocuğun annesine ait hat takılarak görüşmeler yapıldığının tespit edildiği, suça sürüklenen çocuk ve annesinin hatlarının çalındığı yönünde savunmalarda bulunmuşlarsa da; dosya içerisinde bu hat ile yapılan görüşmelerin tespit edildiği, soruşturma aşamasında bu hat ile görüşme yapılan şahıslardan birinin suça sürüklenen çocuğun yeğeni olduğu anlaşılmakla, bu hat ile yapılan telefon görüşmelerinin tespit edilerek görüşme yapılan kişilerin dinlenilmesi, bu görüşmeleri hatırlamasalar bile hattı çalan 3. bir kişinin suça sürüklenen çocuğun yakınlarını aramasının hayatın olağan akışına...

            UYAP Entegrasyonu