"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 234/1 maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun anne veya baba olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, Cumhuriyet Savcısının huzurunda şikayetçi olmadığını beyan etmesi ve gerekçeli kararın usulüne uygun tefhim edilmesine rağmen beraat hükmünü temyiz etmemesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 03.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana ve baba ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Boşanmanın ileriye yönelik etkilerini hafifletmekte ve çocuğun boşanmadan sonraki hayata alışmasında ki en önemli etken, çocuğun hayatında kararlılık ve sürekliliğin sağlanmasıdır. Ortak çocuk henüz altı yaşında olup, halen anne ile birlikte yaşamaya devam etmektedir....
VASİ ADAYI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Henüz reşit olmayan T1 annesinin vefatından ciddi derecede etkilendiğini aynı zamanda gerek annesinin vefatı nedeniyle yapması gereken başvurular gereksede depremzede olmasından kaynaklı olarak yapması gereken resmi işlemleri tek başına yürütemeyeceği izahtan vareste olup, müvekkili Fehmi Gül ise torunu ile birlikte ikamet etmekte olup, çocuğun her türlü ihtiyacınında yalnızca müvekkili dede tarafından sağlanmakta olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kendisine vasi tayini istenen T1 vasi olarak atanması her zaman öncelik olarak benimsenmesi gereken çocuğun üstün yararına uygun olacağını, bu nedenlerle kendisine vasi tayini istenen T1 herhangi bir hak kaybına uğramasını önlemek, annesinin vefatı ve depremzede olması nedeniyle adına gerekli her türlü resmi işlemler yapabilmek için ivedilikle dedesi müvekkili Fehmi Gül'ün vasi tayin edilmesi gerekmekte olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talebin kabulü yönünde hüküm...
Küçük Elif, 1.11.2000 doğum tarihiyle, o tarihte yürürlükte olan Türk Kanunu Medenisinin 290. maddesine göre annesinin bildirimi üzerine “evlilik dışı çocuk” olarak 11.12.2000 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Küçüğün resmi sicildeki doğum tarihi, annenin evliliğinin sona ermesinden 315 gün sonradır. Mahkemece; çocuğun muhtemel doğum tarihinin 2000 yılının ilk yarısı içinde olduğuna ilişkin Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 13.12.2006 tarihli radyolojik tetkike dayalı raporu esas alınarak “bu rapora göre küçüğün, annesinin evliliği içinde doğduğu, evlilik içinde doğan çocuğun babasının da koca olduğu, bu soybağı reddedilmeden babalığa karar verilemeyeceği” gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir. Adli Tıp Biyoloji İhtisas Dairesi ise, 24.4.2003 tarihli raporunda “davalının, ...in %99,99 ihtimalle babası olabileceğini” bildirmiştir....
in bu arada görüşmek için maktulü telefon mesajı ile evine davet ettiği, maktulün saat: 20.45 sıralarında olayın gerçekleştiği eve geldiği, evde görüştükleri esnada suça sürüklenen çocuğun anne ve babasının da eve geldiği, bunun üzerine suça sürüklenen çocuk ...'in, maktule kendi odasındaki gardrobun içine saklanmasını söylediği ve maktulün gardroba saklandığı, ancak; suça sürüklenen çocuğun annesinin maktulün bulunduğu odadan elbise istemesi üzerine telaşlanan suça sürüklenen çocuk ...'in maktule, odada bulunması halinde anne ve babasının her an odaya gelebileceğini söylemesinden sonra, maktulün 12. katta bulunan dairenin odasının penceresinden dışarıya çıkarak pencere denizliğine ayaklarını koymak suretiyle gizlenmeye çalıştığı, suça sürüklenen çocuk ...'in annesinin suça sürüklenen çocuk ...'...
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesine belirttiği hususların asılsız olduğunu, evliliklerinin ilk günlerinden itibaren aralarında uyuşmazlıkların çıktığını, davacının hiç bir şeyden memnun kalmadığını, sürekli gezmek istediğini, davalının annesinin hasta olduğu için annesini hastaneye götürdüğünü, davacının davalıya anlayışsız davrandığını, ağza alınmayacak sözler söylediğini, davalı davacı ile sabah birlikte annesinin evinde kahvaltı yapmayı istediğini, davalının evlilikten önce kullandığı kişisel eşyalarının annesinin evinde bulunduğu, evlilikten sonra yeni kişisel eşyalarının müşterek evlerinde olduğunu, davacının davalının bilgisi ve haberi olmadan ihtiyaç kredileri çektiğini ve çekmiş olduğu kredi parası ile haftasonu tatillerine gittiğini, davacı davalıya annesinin yanında "sen çocuk yapmak istemiyorsan ben doğulu bir kişiyle birlikte olup yedi tane çocuk yaparım" demesinden dolayı davalının annesinin müşterek çocuğun oğlundan olup olmaması durumu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 234/1 maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun anne ile baba olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen beraat hükmünü temyiz etmemesi karşısında, mağdurun hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 24.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM: Sanık ...'ın çocuğun nitelikli cinsel istimarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, sanıklar ...ve ...'...
Aile mahkemesi ise, küçüğün annesinin reşit olmaması ve küçüğe veli olarak atanabilecek başka bir kimsenin bulunmaması nedeniyle, Medenî Kanununun 404. maddesi uyarınca küçüğe vasi atanmasının gerektiği, davanın Medenî Kanunun ikinci kitabında sayılan aile mahkemesinin görevi kapsamına giren davalardan olmadığı ve sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun uyarınca (TMK. 337/1 md.) annede olacağı belirtilmiş ise de, bu husus annenin fiil ehliyetine sahip olması durumu ile sınırlıdır. Çocuk, evlilik birliği içerisinde dünyaya gelmediği gibi tanınmaması nedeniyle de babası ile soybağı kurulamamıştır. Annenin yaşı küçük olup çocuğun velayetini kullanamayacağından, halihazırda çocuğun velisi bulunmamaktadır....
Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, alınan SİR, dosyaya sunulan fotoğraflar, soruşturma dosyaları göz önüne alındığında, davalı annenin çocuğuyla yeterince ilgilenmediği, çocuğun poposundaki diş izinin nasıl meydana geldiği hususunda alınan karakol ifadesinde çocuğun poposundaki diş izinin nasıl olduğundan haberinin olmadığını bildirdiği ,annenin işi olduğu zamanlarda çocuğun karşı komşuya bırakıldığı , babanın ise annesi ve babası ile yaşadığı çocuğun bakımı konusunda sosyal desteğinin bulunduğu ,SİR'de çocuğun babayla kalmaktan mutlu olduğu, annesinin sevmediği arkadaşları olduğu bu nedenle o eve gitmek istemediği, annesinin kendisine şiddet uyguladığına yönelik beyanlarının olduğu bu halde mahkemece velayetin değiştirilerek babaya verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, velayetin fer'isi niteliğindeki iştirak nafakasının da çocuğun babaya verildiği 16/03/2021 tarihinden itibaren kaldırılmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....