Somut olayda; sanığın, katılanın eski eşi olup çocuklarının boşanmadan sonra babaları olan katılan ile birlikte kaldıkları, çocuklardan ... 'in evde yangın çıkarttığı, kendisini annesinin azmettirdiğini söylemesi üzerine annesi olan sanık hakkında mala zarar verme suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış olsa da; sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşılmakla, beraatine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 30.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nün ise boşanma kararı henüz kesinleşmemiş iken 4.11.1999 tarihinde doğduğu ve doğumundan bu yana da fiilen annesinin yanında kaldığının anlaşılmasına; evlilik 3.6.2005 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla sona ermiş olduğuna göre, ana ve babanın "evlilik mevcut iken" doğan çocukları üzerindeki kanundan doğan "velayeti birlikte icra etme" haklarını (TKM. m. 263) boşanmadan sonra birlikte kullanmaları artık mümkün olmayıp, bu halde velayetin ebeveynlerden birine tevdiinde yasal zorunluluk (TMK. m. 337/3) bulunmasına, mahkemece de bu hukuki durum dikkate alınarak velayetle ilgili düzenleme yapılmış olmasına göre, davalının bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uğun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alman harcın mahsubuna, temyiz başvuru harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...
uzun süredir aynı okula devam ettiğini, Bolu'da bir arkadaş ve okul çevresi olduğunu, çocuğun velayetinin davacıya verilmesinin çocuğun menfaatlerine aykırı olduğunu, şuan velayet hakkı davalıda olmakla beraber davalı cezaevinde bulunduğundan dolayı en azından dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren, müşterek çocuğun yaşadığı çevreden ve okulundan ayırmamak adına davalının da vasisi bulunan şuan müşterek çocuğun beraber yaşadığı ve alışkın olduğu babaannesi T6 müşterek çocuğa vasi olarak atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
nin, soruşturma ifadesinde bir gün sanık eşini ereksiyon halindeki cinsel organı kıyafetinin dışında iken kızının yanında görmesi üzerine onunla kavga edip, çocuklarını da alarak annesinin yanına gittiğini ve durumu anlattığı annesinin telkiniyle evine geri döndüğünü beyan etmesi karşısında, müştekinin annesinin bahsedilen olayla ilgili tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve bu kapsamda mağdurenin söz konusu hadiseyle ilgili beyanının alınarak varsa ifadeler arasındaki çelişkiler giderilip, ayrıca konu hakkında bilgisi olup olmadığının tespiti açısından mağdurenin kardeşi ...'ın da dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2020 (Pzt.)...
daha önce ne tür ilaçlar kullandığını, kendisinin neden haberinin olmadığını sorduğunu, karşı davalının ve ailesinin hiçbir cevap vermediğini, karşı davalının annesinin ''Pınar 2- 3 gün kafasını toplasın'' diyerek kızlarını götüreceklerini söylediğini, karşı davacının çocuğunu emzirmesi karşılığında izin verdiğini, ancak bir kaç saat sonra karşı davacının annesinin arayarak çocuğu bırakıp gittiklerini söylediğini, karşı davalının bu tarihten sonra da müşterek konuta bir daha dönmediğini, çocuğunu da arayıp sormadığını, son olayın akşamında çocuğun tekrar rahatsızlandığını, o gece hastanede bir gün gözetim altında tutulduğunu, çocuğun anne sütüne muhtaç olması nedeniyle karşı davacının eşini aradığını ancak karşı davalının çocuğa halası ve babaannesi baksın dediğini, bu olaydan sonra karşı davacının bir daha karşı davalıyı aramadığını, bu süreçte karşı davacının annesinin de rahatsızlandığını, karşı davacının hem çocuğu hem annesi ile ilgilenmesinden dolayı işini aksatmak zorunda kaldığını...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile Müşterek çocuk Doruk Berk Durmuş’un nüfustaki “Durmuş” olan soyadının “Ağır” olarak değiştirilmesine ve bu şekilde nüfusa tesciline, davacı tarafın mahkememizden alacağı resmi yazı ile hüküm özetinin mahalli bir gazetede ilanına, gazete ilanının ve makbuzun dosyamız arasına sunulduktan sonra kararın kesinleştirilmesine, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, çocuğun üstün menfaati gözetildiğinde verilen kararın yerinde olmadığını, davacının müşterek çocuğu babasından uzaklaştırmak için uğraştığını bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) talebine ilişkindir....
Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur....
ile çocuğun soyadının farklı olmasını diğer çocukların sorulduğunda çocuğun olumsuz etkilendiğini, ve üzüldüğünü, çocuğun ad ve soyadının değiştirilmesinde çocuğun menfaatine olacağı, tüm bu nedenlerle çocuğun Keziban Erva olan isminin Erva olarak Cerit olan soyadının annesinin soy adı olan Kula olarak değiştirilmesini talep etmiştir....
baktığını, çocukların yerleşim yerinin davalı annede olsa da, davalının çocuklarını anne gibi değilde bir yakını gibi alıp götürdüğünü ve geri getirdiğini, davalının şu anda bayan kuaförü olarak çalıştığını ve müşterek çocuklar ile ilgilenebilecek ve bakabilecek durumunun bulunmadığını, davalının kendi annesi ile görüşmediğinden, çocuklara bakabilecek bir yakınının da bulunmadığını, müşterek çocukları yanında işe götürmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin annesinin, müşterek çocukların giyimleri, bakımları, temizlikleri gibi tüm kişisel ihtiyaçları ile ilgilendiğini, davalının ise müvekkilinin annesine asılsız iftiralar attığını, müşterek çocuklar için nafaka talep ettiğini, müvekkilinin, erkek kardeşi ile birlikte işlettiği fırınında eve yakın olmasından dolayı müvekkilinin devamlı müşterek çocukların yanlarında olduğunu, müşterek çocukların okullarının da eve ve müvekkilinin iş yerine 100 metre mesafede olduğunu, davalının çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, boşanmadan sonra çocuklarını...