Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdureye karşı çocuğun cinsel istismarı suçu açısından yapılan değerlendirme; Mağdurenin annesi ile suça sürüklenen çocuk ...’ın annesinin arkadaş oldukları ve ailecek birbirleri ile görüştükleri, Eylül 2014 tarihinde mağdurenin annesinin izni ile mağdurenin suça sürüklenen çocuk ...’ın evlerinde kaldığı, mağdure ve suça sürüklenen çocuğun birlikte televizyon izledikleri esnada suça sürüklenen çocuğun mağdurenin cinsel organına dokunduğu, sonrasında mağdureden kendi cinsel organına dokunmasını istediği, mağdurenin de suça sürüklenen çocuğun cinsel organına dokunduğu, başka bir zaman suça sürüklenen çocuk, kardeşi ve mağdurenin aynı odada fakat farklı yataklarda uyudukları, sabaha doğru suça sürüklenen çocuğun mağdurenin yanına giderek cinsel organını gösterdiği ve mağdureden dokunmasını istediği, mağdurenin suça sürüklenen çocuğun zorlaması ile cinsel organına dokunduğu, suça sürüklenen çocuğun da mağdurenin cinsel organına eliyle dokunduğu bu olay sonrasında...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun davalıya verildiğini, aralarında şahsi ilişkinin kurulduğunu, kendisinin Eskişehir ilinde, davalı ve çocuğun Konya ili Ereğli ilçesinde yaşamaları, pandemi dolayısıyla sokağa çıkma yasaklarının başlaması, davalının bir çok kez görüşmeyi engellemesi, mesafe sebebiyle müşterek çocukla görüşmenin zorluğu dikkate alınarak şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Boşanmadan sonraki süreçte davacının müşterek çocuğu 2 ya da 3 kez görmeye geldiği, en son eylül 2019'da şahsi ilişki kurulduğunu, iletişim dahi kurmadığını, müşterek çocuğun anneye bağlı olduğunu, uzun süre ayrılmasının mümkün olmadığını, çocuğun hala tuvalet alışkanlığı edinmediğini ve bez bağlandığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat (Boşanmadan sonra açılan) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunduğuna ve mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
yanında kaldığını, hatta davalı alacaklının dahi boşanmadan sonra 3,5 yıl kadar davacı müvekkili yanında ikamet ettiğini, müşterek çocuğun müvekkili yanında kaldığı süreçte tüm ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, davalının hiçbir katkısının bulunmadığını, dolayısı ile müvekkilinin nafaka ödeme yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile borçlu müvekkili aleyhine yapılan takibin iptali ile lehine nafaka hükmedilen müşterek çocuğun davacı borçlu müvekkili yanında kaldığı sürece nafaka ödeme yükümlülüğü bulunmaması sebebiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Sosyal inceleme raporları uyarınca çocuğun her iki ebeveynini sevdiği, doğrudan her ikisinden şikayetinin olmadığı, annesinin yanında olduğunda babasını özlediği ve babası ile görüşemediği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda davalının müşterek çocuğa karşı velayet yükümlülüğünü ihlal ettiğine, istismar ettiğine veya kötüye kullanıldığına dair somut bir delilin bulunmadığı, çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyacı bulunsa dahi 1 yaşından itibaren çocuğun bakım ve gözetimini yapmış olan davalı ve davalının annesinin bakım yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirdikleri, çocuğun baba ile yaşadığı dönemde anne ile görüşebildiği ve baba ile yakınlarının anneye yönelik karalama, olumsuz telkinlerinin bulunmadığı, aksine davacı annenin çocuğu yanına aldıktan sonra çocuğu baba ile görüştürmediği, olumsuz etki ve telkinlerde bulunduğu, velayetin değiştirilmesinde çocuğun üstün yararının bulunmadığı saptanmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2019 NUMARASI : 2018/402 ESAS 2019/471 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
boşanmadan sonra Adana'da yaşadığı sürece çocuğuyla görüşmediğini, davalınında çocuğun gelişimi ve tehditlere dayanamadığından dolayı Antakyaya taşınmak zorunda kaldığını, davalıyı Antakyaya taşınmaya zorlayanın davacı olduğunu, davalı ve çocuğun Hatay iline gelmesinin davacının çıkarları doğrultusunda olacağını ve bu nedenle davalının Hatay iline gitmeye zorladığını, davacının ekonomik yönden herhangi bir zorluğu bulunmadığını, davacının maaşı dışında yine çalışmasına bağlı olarak ek ders ücretleri aldığını, bu nedenle ekonomik durumunun iyi olduğunu, davacının nafakayı düzenli olarak ödemediğini, buna rağmen davalınn icra takibi başlatmadığını, bu nedenle davacının kötü niyetli olduğunu, davalının, davacı ile çocuğun rahat görüşmeleri için çocuğuna bir hat ve telefon aldığını, ancak davacının bu hattı bir kez bile aramadığını, sürekli olarak davalıyı aradığını ve sorun çıkarttığını, davacının bir yıl içerisinde çocuğu yalnızca 4 kez aldığını, müşterek çocuğun kalp rahatsızlığı bulunduğunu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Suça sürüklenen çocuğun annesinin velayeten temyiz isteminin incelemesinde; Kayden 01.01.1997 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun, yargılama aşamasında 18 yaşını ikmal etmiş olması karşısında, annesinin velayeten temyiz hakkı bulunmaması nedeniyle, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Suça sürüklenen çocuk müdafi ve katılan vekilinin temyiz istemlerine gelince; Suç tarihi itibariyle 15 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuğa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde belirlenen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımı süresinin karar tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve suça sürüklenen çocuk müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Küçük hakkında vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi ile Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, evlilik dışı dünyaya gelen ve baba ile soybağı tanıma yoluyla kurulmuş ve annesinin de yaşının küçük olması nedeniyle küçüğe Türk Medeni Kanununun 404. maddesi uyarınca küçüğe vasi atanması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 337. maddesinde “Ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir.” hükmü yer almaktadır....
"İçtihat Metni"Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan sanık ...'nın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair ......