"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan sonra açılan katkı payı (esasen katılma alacağı) ... ile ... aralarındaki boşanmadan sonra açılan katkı payı (esasen katılma alacağı) davasının reddine dair İzmir 11....
Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Boşanmadan sonra açılan (katkı payı) ... ile ... aralarındaki boşanmadan sonra açılan (katkı payı) davasının reddine dair Avanos Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.12.2013 gün ve 196/379 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Çocuğun babasının velayeti altına alınıp alınmayacağı konusunda ve çocuğun mallarının korunması konusunda uyuşmazlığın ... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Çocuk Haklarına dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesine göre; görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkı mevcuttur. Çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde çocuğu ilgilendiren davalarda adli merciler,çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemi vermelidir. Çocuk, uluslararası istinabe yoluyla Avusturya Eyalet mahkemesince dinlenmiş, babasının olumsuz davranışlarını beyan ederek annesinin yanında yaşamak istediğini ısrarla ifade etmiştir. Dosyada ana yanında kalmasının çocuğun yüksek çıkarına açıkça aykırı olduğuna ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. O halde, çocuğun görüşüne değer verilerek, isteğin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
söz konusu adreste oturmaya devam ettiği, ancak eşi ile bir araya gelerek fiilen yasama olgusunun olmadığı ve boşandıktan sonra eşi işe birlikte yaşadığı iddia edilen dönem itibariyle annesinin yaşamakta olduğu, annesinin vefat tarihinden sonra aylık bağlanma tarihi olan 21/07/2015 tarihinden önce babasının yanına taşındığı, boşanma kararının annesinin sağlığında olduğu, bu itibarla aylık almak amacıyla muvazaalı boşanma iddiasının yerinde olmadığı gibi aylık bağlandıktan sonra davacının eski eşi ile yaşadığına dair delil de bulunmadığı, rapora dayanak beyanların aylık bağlanmadan önceki döneme ait boşanmadan sonra annesinin sağlığında olan olaylara ilişkin olduğu, bu itibarla mahkeme karar ve gerekçesinin yerinde olduğu kanaati ile istinaf talebinin reddi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan açılan dava hakkında mahkemesince zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür....
ın soyadının annesinin soyadı olan "Peker" olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; eski eşi Murat Karakaş ile olan evliliklerinden ...'ın dünyaya geldiğini, daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle boşandıklarını ve küçüğün velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı soyadı ile oğlu ...'in soyadlarının farklı hale geldiğini, babasının çocukla ilgilenmediğini ve görmeye dahi gelmediğini, hiç bir ihtiyacını karşılamadığını, babanın soyadını taşımasının haksızlık olduğunu ileri sürerek ...'ın soyadının annesinin soyadı olan Peker şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile dava dışı ...'...
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 04/05/2018 tarihinde davacı eşi ile boşandıklarını, boşandıktan sonra 25/06/2018 tarihinde müşterek çocuklarının dünyaya geldiğini, çocuklarının bu süreçte annesinin yanında olduğunu, ancak annesinin çocuk için aylık olarak 2.000,00 TL nafaka için dava açtığını, kendisinin küçük bir esnaf olduğunu, anahtarlık iş yerinin olduğunu, bazı günler hiç kazanç elde edemediğini, bu nedenle annesinin yanında kaldığını, şuanda ödemekte olduğu kredilerinin ve mevcut borçlarının olduğunu, maddi sıkıntı içinde olduğunu, bu zor şartlar altında müşterek çocukları için aylık 2.000,00 TL nafaka ödeyecek durumun olmadığını, müşterek çocuk için aylık sadece 250,00 TL nafaka ödeyebileceğini, ayrıca davacıyı darp etmediğini beyan etmiştir....
Somut olayda; sanığın, katılanın eski eşi olup çocuklarının boşanmadan sonra babaları olan katılan ile birlikte kaldıkları, çocuklardan ... 'in evde yangın çıkarttığı, kendisini annesinin azmettirdiğini söylemesi üzerine annesi olan sanık hakkında mala zarar verme suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış olsa da; sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşılmakla, beraatine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 30.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nün ise boşanma kararı henüz kesinleşmemiş iken 4.11.1999 tarihinde doğduğu ve doğumundan bu yana da fiilen annesinin yanında kaldığının anlaşılmasına; evlilik 3.6.2005 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla sona ermiş olduğuna göre, ana ve babanın "evlilik mevcut iken" doğan çocukları üzerindeki kanundan doğan "velayeti birlikte icra etme" haklarını (TKM. m. 263) boşanmadan sonra birlikte kullanmaları artık mümkün olmayıp, bu halde velayetin ebeveynlerden birine tevdiinde yasal zorunluluk (TMK. m. 337/3) bulunmasına, mahkemece de bu hukuki durum dikkate alınarak velayetle ilgili düzenleme yapılmış olmasına göre, davalının bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uğun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alman harcın mahsubuna, temyiz başvuru harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...