Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı cevap dilekçesinde özetle; 04/05/2018 tarihinde davacı eşi ile boşandıklarını, boşandıktan sonra 25/06/2018 tarihinde müşterek çocuklarının dünyaya geldiğini, çocuklarının bu süreçte annesinin yanında olduğunu, ancak annesinin çocuk için aylık olarak 2.000,00 TL nafaka için dava açtığını, kendisinin küçük bir esnaf olduğunu, anahtarlık iş yerinin olduğunu, bazı günler hiç kazanç elde edemediğini, bu nedenle annesinin yanında kaldığını, şuanda ödemekte olduğu kredilerinin ve mevcut borçlarının olduğunu, maddi sıkıntı içinde olduğunu, bu zor şartlar altında müşterek çocukları için aylık 2.000,00 TL nafaka ödeyecek durumun olmadığını, müşterek çocuk için aylık sadece 250,00 TL nafaka ödeyebileceğini, ayrıca davacıyı darp etmediğini beyan etmiştir....

söz konusu adreste oturmaya devam ettiği, ancak eşi ile bir araya gelerek fiilen yasama olgusunun olmadığı ve boşandıktan sonra eşi işe birlikte yaşadığı iddia edilen dönem itibariyle annesinin yaşamakta olduğu, annesinin vefat tarihinden sonra aylık bağlanma tarihi olan 21/07/2015 tarihinden önce babasının yanına taşındığı, boşanma kararının annesinin sağlığında olduğu, bu itibarla aylık almak amacıyla muvazaalı boşanma iddiasının yerinde olmadığı gibi aylık bağlandıktan sonra davacının eski eşi ile yaşadığına dair delil de bulunmadığı, rapora dayanak beyanların aylık bağlanmadan önceki döneme ait boşanmadan sonra annesinin sağlığında olan olaylara ilişkin olduğu, bu itibarla mahkeme karar ve gerekçesinin yerinde olduğu kanaati ile istinaf talebinin reddi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

ın soyadının annesinin soyadı olan "Peker" olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; eski eşi Murat Karakaş ile olan evliliklerinden ...'ın dünyaya geldiğini, daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle boşandıklarını ve küçüğün velayetinin kendisine verildiğini, boşanmadan dolayı soyadı ile oğlu ...'in soyadlarının farklı hale geldiğini, babasının çocukla ilgilenmediğini ve görmeye dahi gelmediğini, hiç bir ihtiyacını karşılamadığını, babanın soyadını taşımasının haksızlık olduğunu ileri sürerek ...'ın soyadının annesinin soyadı olan Peker şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile dava dışı ...'...

    nin, soruşturma ifadesinde bir gün sanık eşini ereksiyon halindeki cinsel organı kıyafetinin dışında iken kızının yanında görmesi üzerine onunla kavga edip, çocuklarını da alarak annesinin yanına gittiğini ve durumu anlattığı annesinin telkiniyle evine geri döndüğünü beyan etmesi karşısında, müştekinin annesinin bahsedilen olayla ilgili tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve bu kapsamda mağdurenin söz konusu hadiseyle ilgili beyanının alınarak varsa ifadeler arasındaki çelişkiler giderilip, ayrıca konu hakkında bilgisi olup olmadığının tespiti açısından mağdurenin kardeşi ...'ın da dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Somut olayda; sanığın, katılanın eski eşi olup çocuklarının boşanmadan sonra babaları olan katılan ile birlikte kaldıkları, çocuklardan ... 'in evde yangın çıkarttığı, kendisini annesinin azmettirdiğini söylemesi üzerine annesi olan sanık hakkında mala zarar verme suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış olsa da; sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşılmakla, beraatine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 30.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        nün ise boşanma kararı henüz kesinleşmemiş iken 4.11.1999 tarihinde doğduğu ve doğumundan bu yana da fiilen annesinin yanında kaldığının anlaşılmasına; evlilik 3.6.2005 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla sona ermiş olduğuna göre, ana ve babanın "evlilik mevcut iken" doğan çocukları üzerindeki kanundan doğan "velayeti birlikte icra etme" haklarını (TKM. m. 263) boşanmadan sonra birlikte kullanmaları artık mümkün olmayıp, bu halde velayetin ebeveynlerden birine tevdiinde yasal zorunluluk (TMK. m. 337/3) bulunmasına, mahkemece de bu hukuki durum dikkate alınarak velayetle ilgili düzenleme yapılmış olmasına göre, davalının bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uğun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alman harcın mahsubuna, temyiz başvuru harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...

          uzun süredir aynı okula devam ettiğini, Bolu'da bir arkadaş ve okul çevresi olduğunu, çocuğun velayetinin davacıya verilmesinin çocuğun menfaatlerine aykırı olduğunu, şuan velayet hakkı davalıda olmakla beraber davalı cezaevinde bulunduğundan dolayı en azından dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren, müşterek çocuğun yaşadığı çevreden ve okulundan ayırmamak adına davalının da vasisi bulunan şuan müşterek çocuğun beraber yaşadığı ve alışkın olduğu babaannesi T6 müşterek çocuğa vasi olarak atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          bulunduğu, ancak suça sürüklenen çocuğun 1-2 saate ayılacağını ve hastaneye gitmeleri durumunda kendisinin de yanacağını beyan ettiği, bu aşamadan sonra tanık ...’nın annesinin çağırmasıyla olay yerinden ayrıldığı, yine kısa bir süre sonra ise; suça sürüklenen çocuğun kuzenleri ve annesinin gelmesiyle ambulans çağrıldığı, maktulün kaldırıldığı hastanede uyuşturucu ve uyarıcı madde zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybettiği anlaşılan olayda; İlgili adli tıp ihtisas dairesinden; maktulün zamanında hastaneye götürülmesi durumunda hayatının kurtulup kurtulamayacağına ilişkin rapor alınarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun eyleminin vasfının belirlenmesi yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmekle, hüküm ile bağlantı nedeniyle cinsel saldırı suçundan kurulan beraat hükmünün BOZULMASINA, 27.10.2020 gününde oy birliği ile karar verildi....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2020 (Pzt.)...

              TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; halihazırda nüfus cüzdanı olmayan 19/11/2017 doğumlu Yasemin adlı çocuğun müvekkili T1 ile davalı Kazakistan Vatandaşı T4 adlı kadının evlilik dışı birlikteliğinden doğduğunu ancak Serıkbay'ın sınır dışı edildiğinden bu kez Türkiye'ye davalı kardeşi T3 pasaportu ile giriş yaptığından dolayı hastanede doğum sırasında onun pasaportu kullanıldığından çocuğun anne adının Serıkbay yerine Izbayeva olarak yazıldığını bu durumun gerçeği yansıtmadığını, çocuğun nüfus cüzdanı olmadığından mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle müşterek çocuğun annesinin T4 olduğunun tespitinin gerektiğini, doğum belgesinin düzeltilmesini, müşterek çocuğun babasının T1, Annesinin T4 olarak nüfusa tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar duruşmaya gelmedikleri gibi cevap da vermedikleri anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu