"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık; asıl davada tedbir nafakası, karşı davada ise boşanma istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık; asıl davada tedbir nafakası karşı davada ise boşanma istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve iştirak, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm bu kriterler ve Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. maddesi hükmü dikkate alındığında davacı-karşı davalı-birleşen davacı kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 25.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ile ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 600 TL tedbir-iştirak nafakası takdir edilmiştir. Birleşen dava TMK 'nın 197.maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakasına ilişkin olduğu, mahkemece de gerekçede doğru şekilde davanın bu niteliği kabul edildiği halde birleşen davada kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi de doğru olmamıştır....
nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının karşı davada verilen 6 ve 7....
Kadın için tedbir- yoksulluk nafakası- maddi-manevi tazminat verilmesi açısından: Kadının 12/09/2022 tarihli beyanında tedbir- yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden, "her ne kadar müşterek çocukların velayetlerinin babaya verildiği halde ilk derece mahkemesince kadın yararına tedbir-iştirak nafakası takdir edilmiş ise de iştirak nafakasının yoksulluk nafakası mahiyetinde olduğu anlaşılmakla" kadının tedbir- yoksulluk nafakası- maddi-manevi tazminat taleplerinin feragat nedeni ile reddine karar verilmiş olup, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davacı-davalı kadın vekilinin istinaf talebinin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından 26.03.2018 tarihinde 4721 sayılı Kanunu'nun 197 inci maddesi hükmü gereği tedbir nafakası davası açtığı, davanın, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamaması gerekçesiyle reddedildiği ve kararın 09.10.2018 tarihinde kesinleştiği, tarafların, kadın bağımsız tedbir nafakası davası açılmadan önce ayrı yaşamaya başladığı, tedbir nafakası davası açılmasından sonra da yeni bir olayın meydana gelmediği gibi aksini kanıtlar nitelikte bir delilin de bulunmadığı, bu bağlamda kadının, tedbir nafakası davasında erkeğin kusurlu davranışlarını ve ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamadığı, ret kararının kesinleştiği ve sonrasında da taraflar arasında yeni bir olay meydana gelmediği anlaşıldığından erkeğe kusur yüklenmesinin isabetli olmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışların ise ispatlandığı, hâl böyleyken, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun kabulü...
GEREKÇE : Dava; davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine tedbir nafakası isteğine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Mahkemece, tarafların ayrı yaşadıkları, ortak yaşama ara veren tarafın davalı olduğunun sabit olup, davalının bu ayrılığı haklı kılacak unsurları ispat etmediği gerekçesi ile davacının ayrı yaşamada haklı olduğu değerlendirilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Tedbir nafakası talep edilen müşterek çocuklar ve davacı davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir....
Dava;ayrı yaşamada haklılığa dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir. Her dava, açıldığı tarihteki şartlara tabidir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK'na göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, nafakaya dair talepler hakkında, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde karar verilmesi gerekir. Somut olayda;davacının tedbir nafakası istemli olarak bu davayı 20.07.2015 tarihinde açtığı,bu dava öncesinde ise aynı talep ile 06.01.2015 tarihinde mahkemenin 2015/1 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açtığı ve bu davanın 13.07.2015 tarihinde karara bağlandığı,verilen kararın temyiz edilmesi sonucu Dairemizin 29.02.2016 tarih ve 2015/18696 Esas 2016/2863 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulduğu ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesinin 2004/391 esas sayılı dosyası ile davacı ve müşterek çocuk için verilen (26.04.2004 tarihinde) 150.00'şer TL tedbir nafakasının artışına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu nafakanın davacı için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir. 6. Aile Mahkemesinin 2008/816-2009/398 karar sayılı boşanma davasında tarafların Mk. 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına 07.04.2009 tarihinde karar verilmiş, davacı kadının temyizi üzerine Yargıtay'a gönderilmiş, henüz kesinleşmemiştir. Boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi ve bu konuda verilmiş bir hüküm yok ise de, davacı, önceden verilmiş olan tedbir nafakasının artırılmasını istemiştir. Boşanma davasının derdest olması, tedbir nafakasının artırılması talebine engel değildir....