Değerlendirme Mahkemece, davacı tarafından anlaşmalı olarak açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiş; hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple, Mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyanları ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra, usulüne uygun şeklide gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. V....
Taraflar 11.06.1989 tarihinde evlenmiş, 08.06.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 05.01.2006 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.)....
Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma yönünden ve anlaşmalı boşanma davasında kusur tespiti yapılması mümkün olunmamakla kusur belirlemesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davacı erkek mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eşler arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmedikçe, mal rejiminin tasfiyesinin yapılamayacağını, bu durum karşısında mal rejimi davalarının ancak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde açılması mümkün olduğunu, hakkın, açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve kesinleşmesiyle doğacağını, boşanma davasının reddi halinde mal rejimi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bu kapsamda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Aydın 1....
Şöyle ki, dosya kapsamı ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, taraflar arasında önce kadın tarafından Mudanya'da açılan boşanma davası olduğu, kadının açtığı boşanma dava dosyasında verilen yetkisizlik kararının ilgili Bölge Adliye Mahkemesince kaldırıldığı, erkek tarafından da Gaziantep'te açılan boşanma davası olduğu, erkeğin açtığı boşanma dava dosyasında da ön inceleme duruşmasında yetkisizlik itirazının reddine karar verildiği, şu aşamada taraflar arasındaki boşanma davasının hangi mahkemede devam ettiğinin tespit edilemediği, nüfus kaydına göre de tarafların halen evli oldukları, taraflar arasında devam eden boşanma davalarındaki yetkili mahkemenin kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, boşanma davalarında yetkili olan mahkemenin kesinleşmesinın bekletici sorun yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. VI....
zina hukuki sebebine dayalı birleşen boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairemizin 22.06.2021 tarihli, 2021/3584 Esas, 2021/5172 Karar sayılı kararı ile; Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur durumlarının belirlenmesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayanan iş bu boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin kararının taraflarca, boşanma davası yönünden kanun yolu başvurusuna konu edilmemek suretiyle, boşanma yönünden kesinleşmiş olmakla birlikte; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davalarda delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu nedenle, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmüne dayalı olarak açılan boşanma davası yönünden de delillerin...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın anlaşmalı boşanma davası olarak açıldığı ancak dava tarihi itibarı ile tarafların evliliklerinin üzerinden bir yıl geçmediğinden anlaşmalı boşanma koşullarının oluşmadığı, mahkemece 12.04.2019 tarihli duruşmada taraflara anlaşma ihtimaline binaen süre verilerek duruşmanın ertelendiği, davacının 14.05.2019 tarihinde vefat ettiği, davacının önceki boşanma davasından 22.10.2018 tarihinde feragat ettiği, eldeki davayı 02.11.2018 tarihinde anlaşmalı boşanma davası olarak açtığı, davalıya kusur atfetmediği de dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin kusur tespit etmeye yönelik boşanmaya neden olacak somut bir iddia bulunmadığından kusur belirlemesi talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olduğundan bahisle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
TEMYİZ SEBEPLERİ O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi, her iki tanığın da aşamalarda mağdurun iddia ettiği şekilde sanığın "Ağzını burnunu kıracağım." şeklinde söz söylediğini belirtmesi karşısında; sanığın üzerine atılı suçun subuta erdiği, tanıkların her iki tarafında kayınbiraderi olup boşanma davası nedeniyle aralarında küslük olması şeklindeki durumun husumet olarak kabul edilemeyeceği göz önüne alınarak sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamı ve delillerle uygun olmayan şekilde beraat kararı verilmesinin usul ve Yasaya aykırı olduğu vesaire; ilişkindir. III. OLAY VE OLGULAR Sanığın, boşanma davası nedeniyle olay tarihinde ......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasının yargılaması sürerken tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşanma hükmünün 24.11.2022 tarihinde kesinleştiği hususunun Bölge Adliye Mahkemesince 16.12.2022 tarihinde Uyap üzerinden bildirildiği, bu durumda boşanma davasının konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....