Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin 17.02.2020 tarihli ve 2019/3924 Esas, 2020/1132 Karar sayılı kararı ile Davacı-karşı davalı erkek tarafından, dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı ve davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, karşı dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 162 inci maddesi, 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddelerinde yazılı hukuki sebeplere dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi talepli, terditli davalar açıldığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda kadın eşin kusursuz, erkek eşin ise tam kusurlu olduğu kabul edilerek; erkeğin davasının reddine, kadının davası yönünden evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına karar verildiği, davalı-karşı davacı kadının karşı dava dilekçesinde yer alan zina, hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış, ile suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebeplerine dayalı talepleri hakkında hüküm kurulmadığı, İlk Derece Mahkemesinin bu kararının, davacı-karşı davalı erkek tarafından; davasının...

    Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir. 2. Bilindiği üzere boşanma sebepleri, 4721 sayılı Kanun'un 161 ilâ 166 ncı maddeleri arasında özel ve genel boşanma sebepleri olarak düzenlenmiştir. Genel boşanma sebebi 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi ile düzenleme altına alınan evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumudur. Özel boşanma sebepleri ise kendi içinde mutlak özel boşanma sebepleri (zina md. 161; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış md. 162, suç işleme md. 163 ve son olarak terk md. 164) ve nispi özel boşanma sebepleri (haysiyetsiz hayat sürme md. 163 ve akıl hastalığı md. 163) şeklinde ayrıma tâbidir. Bu ayrımların asıl önemi; hâkimin, somut olayda evliliğin çekilmez hâle gelip gelmediğini incelemesinin gerekip gerekmediği noktasında kendini gösterir. 3. Kanun koyucu özel mutlak boşanma sebepleri konusunda belirli bir olayın gerçekleşmesi şartını aramıştır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 58 yaşında olup müşterek çocuk Selen ile kirada oturduğunu, Selen'in sağlık problemi nedeniyle çalışamadığını, davalı ve Selen'in nafakayla geçindiklerini, kronik astım hastası olması nedeniyle bulaşıkçı ve temizlikçi olarak dahi çalışamadığını, davacının 1998 yılında emekli olduktan sonra pek çok nakliye firmasında sigortasız çalıştığını, bypass ameliyatından sonra ise, Bereket Ticaret isimli işyerinde çalıştığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir. TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Parada sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: İlgisi nedeniyle Dairemizin 2019/19303 Esas sayılı dosyası ile birlikte yapılan incelemede; Sanığın 06.07.2014 günü işlediği piyasaya sahte para sürme suçu nedeniyle 17.04.2015 tarihli iddianame ile ......

          Bu haliyle kararda denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebeplerinin gösterilmemiş, sabit kabul edilen vakıaların hangi delillere dayandırıldığı kararda belirtilmemiştir. İstinaf denetimine elverişli bulunmayan gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2- Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 161'nci maddesinde yer alan “zina”, 162'nci, maddesinde yer alan “onur kırıcı davranış”, 163'ncü maddesinde düzenlenen “haysiyetsiz hayat sürmeve 166/1. maddesinde yer alan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebeplerine dayanmaktadır. Zina (TMK. m. 161), eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi veya pek kötü davranması ya da ağır derece onur kırıcı davranışta bulunulması (TMK.m.162) ve Türk Medeni Kanununun 164'ncü maddesinde düzenlenen terk, yasal koşullar gerçekleştiğinde başkaca hiçbir şey aranmaksızın mutlak olarak boşanmayı sağladığı için özel boşanma sebepleridir....

          Davacı boşanma davasında davalının erkeklerle görüştüğünü ve haysiyetsiz hayat sürdüğünü ileri sürmüş ise de bu iddiası ispatlanamadığından manevi tazminat talebi reddedilmiş olup, karar kesinleşmiştir. Ancak davalı kadın boşanmanın kesinleşmesine kadar geçerli olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış ve başka bir erkekle birliktelik yaşayarak bir çocuk dünyaya getirmiştir. Bu durumun sadakatsizliğe uğrayan davacı kocanın kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğu da açıktır. Eldeki bu tazminat davasının 11/09/2020 tarihinde açıldığı ve boşanma kararının 08/09/2020 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında hakkı zedelenen kişinin Türk Medeni Kanunu'nun 25. ve Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince genel hükümlere dayalı olarak genel görevli mahkemede manevi tazminat istemli dava açması gerekmektedir. Bu nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından Karaman 1....

          ; ayrıca, özel hayat görüntüsü veya sesinin, yetkisi bulunmayan kişi veya kişiler tarafından içeriğinin öğrenilmesiyle suçun tamamlanacağı, genel kast ile işlenebilen suçlardan olup, sanığın, bir özel hayat görüntüsü ya da sesini bilerek ve isteyerek ifşa etmesi halinde suçun manevi unsurunun oluşacağı; ancak kastın varlığından söz edebilmek için sanığın hukuka aykırı hareket ettiğini bilmesi ve bu biçimde hareket etmeye devam etmesi gerektiği,bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eşi olan katılana ait cep telefonunda; cinsel organı görünen erkek fotoğrafı, eşinin çıplak vaziyette cinsel organı ile oynarken çekilmiş videoları, aşkıma yazılı yarı çıplak erkek resmi ve başka bir erkekten gönderilmiş cinsel içerikli mesajların bulunduğunu görerek aldatıldığını anlayan ve bu sebeple eşi katılan aleyhine boşanma davası açan sanığın, katılanı ailesinin evine götürüp bırakmasından sonra, boşanma davasından haberdar olup, iş yerine gelerek, boşanma isteminin nedenini soran katılanın...

            Aile Mahkemesi'nin 04/10/2011 tarih ve 2011/784 Esas 2011/934 Karar sayılı ilamı uyarınca anlaşmalı boşanmayla davalı lehine hükmolunan 500 TL yoksulluk nafakasının değişen sosyo ekonomik koşullar nedeniyle kaldırılmasını, olmadığı takdirde asgari hadde indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının gelirinin yüksek olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile ......

              Somut olayda tarafların 13.09.1995 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile davacı lehine 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacı kadının boşanmadan sonra temizlikçi olarak çalıştığı ve aylık 570,00 TL gelir elde ettiği, davalının emekli olduğu ve aylık 750,00 TL maaş aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Nafaka alacaklısı kadının, aldığı asgari ücret altındaki gelirin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davacının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Bu nedenle davacının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin, 18.02.2010 tarihli oturumda davanın "haysiyetsiz yaşama" sebebine dayandığını açıkça ifade etmiş olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.01.2012 (Pzt.)...

                  UYAP Entegrasyonu