İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı asil istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, davalı-davacı yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat, yararına tedbir nafakası bağlanması, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1- 2) hukuksal nedenine dayalı boşanma ve ferileri, birleşen dava ise zina (TMK 161) kabul edilmediği takdire pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış (TMK 162), kabul edilmediği takdirde haysiyetsiz hayat sürme (TMK 163), kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1- 2 ), sebebine dayalı boşanma isteklerine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava; zina ( TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ( TMK m. 162) suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ( TMK m. 163) uyarınca boşanma olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Karşı dava ise; TMK m. 162, olmadığı takdirde TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Davacı karşı davalı, dava dilekçesinde, TMK m. 161, TMK m. 162, TMK m. 163 olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.m166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek hem özel hem de genel olmak üzere birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak terditli dava açmıştır....
, belirtilen nedenlerle davalı tarafın kusura ilişkin haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanmalarına, aksi görüş ve kanaatte ise davalı ile aralarındaki evlilik birliğinin tekrar bir araya gelemeyecek kadar sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müşterek çocuklara ilişkin toplam 1.200 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren iştirak nafakasına dönüşmesine, müşterek çocukların velayetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
ve kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi tarihinden itibaren aylık 2.500,00 TL ye artırılmasına ve kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 45.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevi tazminata, davalının maddî ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davacının birleştirilen davada suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmesi sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, birleştirilen davada velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevi tazminat talepleri hususunda asıl davada karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1500 KARAR NO : 2023/1395 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAYIRALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/27 ESAS DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Karşılıklı Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı - karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı - karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2017 yılında evlendiklerini, müşterek 1 çocuklarının bulunduğunu, davalının müvekkiline karşı karşı hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışları ve ayrıca suç işleme ve devamlılık gösteren ahlak dışı tutum ve davranışlarla haysiyetsiz bir yaşam sürme nedenleriyle resmiyette...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/07/2018 NUMARASI : 2016/847 ESAS - 2018/624 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davalı-davacı erkek tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-davalı vekili, dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığını, davalının düzenli bir işte çalışmadığını, girdiği işlerde dikiş tutturamadığını, geçimini sağlamak için hırsızlık yapmaya başladığını, uyuşturucu madde kullanma alışkanlığı edindiğini, davalının hırsızlık yapmasının TMK'nın 163. maddesi anlamında evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, 10 adet yüz kızartıcı suçtan sabıkasının bulunduğunu, uyuşturucu madde kullanımının da TMK'nın 163. maddesi uyarınca haysiyetsiz hayat sürme olduğunu, davalının evin geçimini...
DAVA Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunu ve davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek zina, onur kırıcı davranış, haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve erkek lehine 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 2500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir. III....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı/k.davalının tüm, davalı/k.davacının ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK'nun 176/3 maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret...
Davalı cevap dilekçesinde; boşandıktan sonra ekonomik olarak tüm gücünü ve işini kaybettiğini, boşandıktan sonra bir kaç tane işyeri açtığını ancak, tüm işyerlerini borcu nedeniyle kapatmak zorunda kaldığını; bankalara kredi, Maliye ve SSK’ya vergi ve sigorta borçlarının bulunduğunu, bu borçlarını ödeyemediğini; ayrıca, boşandıktan sonra yeniden evlendiğini, bu eşinden de bir çocuğunun olduğunu, bu çocuğun dahi ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve eşinin çocuğun ihtiyaçlarını karşıladığını, aylık 400,00 TL kira ödediğini; davacının Kuşadası'nda ikamet ettiğini ve burada bir işte çalıştığını, boşanma kararı ile bağlanan nafakayı dahi düzenli olarak ödeyemediğini, ekonomik olarak zor durumda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Aynı şekilde 176/3. maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır". Somut olayda taraflar 21.05.2013 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Mahkemece hükme esas alınan takip dosyalarına bakıldığında büyük çoğunluğunun boşanma davasının kesinleşmesinden önce başladığı, davacının boşanma tarihinde de pek çok borcu bulunduğu, buna rağmen davalı kadına aylık 500TL nafaka ödemeyi kabul ederek anlaşmalı boşanmanın sağlandığı anlaşılmaktadır. Bunun dışında da tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında boşanma tarihinden sonra geçen yaklaşık 1,5 aylık dönemde de önemli bir değişiklik olmadığı görülmektedir....