Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; 2015 yılında Irak’ta evlendiklerini, Türkiye’ye yerleştikten sonra Türk vatandaşı olduklarını, erkeğin; hakaret ve tehdit ettiğini, aşırı şekilde alkol aldığını, fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, evden gitmediği takdirde müvekkilinin önceki evliliğinden olan 17 yaşındaki kızına tecavüz etmekle tehdit ettiğini, müvekkiline “…. Seni öldüreceğim, kızını becereceğim, seni ananın … mına, kızını da senin …mına sokarım. “ şeklinde mesajlar gönderdiğini, öldürmekle tehdit ettiğini iddia ederek; tarafların öncelikle haysiyetsiz hayat sürme, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mal tasfiyesi rejimi tasfiyesine yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    Davalı cevap dilekçesinde; davacının boşanmadan haberdar olduğunu, nikahsız olarak başka biri ile yaşadığını ve çocuğu olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; boşanmada davalının tek kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına ve nafakanın gelecek yıllarda ... oranında arttırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının (karşı davacı) karşı davaya yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davalının (karşı davacı) asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK’ nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....

        verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Mahkem........, boşanma davası sırasında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırılmasına göre davalı kadının kendisine ait evde oturduğu, aylık 780 TL maaş aldığı, ...... model ............ aracının bulunduğu, boşanma ilamından sonra sonra doğum borçlanması yatırılmak suretiyle emekliye ayrıldığı, davacının ise mühendis olduğu, aylık ....000 TL maaş aldığı, kira ödemediği ve yeniden evlendiği anlaşılmıştır . Türk Medeni Kanunun 176/....maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır....

            Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Dairemiz kararının düzeltilmesi istemli mezkur yazısında bozma kararının silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuna yönelik olduğunun anlaşıldığı belirtilmiş ise de, bozma kararı tehdit suçlarına ilişkin olduğu sabittir. Bununla birlikte, tehdit suçlarına ilişkin bozma kararında “Müştekilerin hayat dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit ettiği iddia ve kabul olunan sanığın, söz konusu suçu silahlı terör örgütü adına gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği yeterli gerekçe ile tartışılıp değerlendirilmeden, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi” yazılmak suretiyle kararda maddi hatadan kaynaklı olarak karışıklık oluştuğu anlaşılmıştır....

              Aile Mahkemesinde açmış olduğu 2012/866 esas sayılı davanın da red edildiğini ve kesinleştiğini, tarafların 3 yılı aşkın süredir ayrı yaşadıklarını, boşanma davası red edilmesine rağmen evlilik birliğini sürdürmeye isteği duymadığını ve bu amaçla hiç bir şekilde bir araya gelmediklerini, davacının sadece müşterek çocuk ile ilgilenmek ve hatta çocuğunun annesi davalı hasta olduğunda onu ziyaret etmek amacıyla eve gittiğini, müşterek bir hayat paylaşmadıklarını ve karı koca olmadıklarını, ortak hayat yeniden tesis edilmediğinden evlilik birliğinin sarsılmış olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verilmesine karar verilmesi talebi ile dava açmıştır....

              TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Mahkemece; dava dilekçesinde davacı tarafından, davalının haysiyetsiz hayat sürdüğüne dair iddiası ile taraflar arasında 26/12/2015 tarihinde yaşanıp kolluğa intikal ettiği iddia edilen olay araştırılıp, davalının cevap dilekçesinde dayandığı deliller toplanıp, davalının tanıkları da dinlenildikten sonra, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan deliller incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

                Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir ( HGK. 07.10.1998 gün, 1998/2-656 E.- 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları ). Somut olayda; davalı (kadın) boşanma sırasında bir işte çalışmamaktadır. Yaptırılan kolluk araştırması ile boşanmadan sonra tekstil işinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı, aylık ortalama 1.200TL gelirinin olduğu, davacının ise çalışmadığı ve gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl davanın Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma, birleşen davanın ise Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına ve Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle boşanma davası olduğu, davacı tarafın; maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden, davalı tarafın ise kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, birleşen davada aleyhine hükmedilen hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu