Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın ve karşılık davanın, ayrılık süresinin bitiminden sonra açılan ayrılık süresi içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması sebebiyle boşanma isteklerine ilişkin olup, mahkemece de Türk Medeni Kanununun 172. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17.10.2011 (Pzt.)...

    DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...

    DAVA KONUSU : Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının olduğunu, taraflar arasnıda şiddetli geçimsizlik nedeniyle daha önce Of Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/487 esas, 2014/187 karar sayılı dosyasında müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın 26/02/2015 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıldan fazla zaman geçmesine rağmen müvekkil ile davalı arasındaki ortak hayatın yeniden kurulmadığını, bu davadan sonra tarafların bir araya gelerek ortak yaşam kurmak bir yana iyice birbirlerinden uzaklaştıklarını, taraflar uzun süredir ayrı yaşadıklarını, üç yıldan beri...

    Davalı-davacının daha önce açtığı boşanma davası feragat sebebiyle reddedilmiş, feragat tarihinden itibaren boşanma davasının açıldığı 12.06.2014 tarihine kadar üç yıl geçtiği, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı toplanan delillerle gerçekleştiğine göre, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinin koşulları erkeğin davası bakımından oluşmuştur. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir hükmünü içermektedir. Feragat davaya son veren bir taraf usul işlemidir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Somut olayda tarafların feragatten sonra biraraya gelmedikleri sabittir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, nafaka miktarları yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafaka miktarları, reddedilen ziynet istemi ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, tarafların her ikisinin kusursuz oldukları, ancak ortak yaşamın kurulamaması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının oluştuğu, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağının anlaşılmış bulunmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun...

        , bu kararın 12/02/2016 tarihinde kesinleştiğini, aradan 3 yıl geçmiş olmasına rağmen taraflar arasında ortak hayatın davalının davranışları nedeniyle yeniden kurulamadığını, daha önceki boşanma davalarının açılmasında müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, davalının kusurlu eylemlerinden dolayı aralarında geçimsizlik ve fiili ayrılığın gerçekleştiğini, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, evliliğin devamında taraflar ve toplum için korunmaya değer bir yarar kalmadığını belirterek, tarafların TMK.nun 166. maddesi gereği "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" ve "ortak hayatın yeniden kurulamaması" nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuklar ve davalı lehine daha önce hükmedilen nafakaların dava tarihi itibarıyla kaldırılmasına, mahkeme nafaka hususunda aksi kanaatte ise de hükmedilen nafakaların azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davayacevap dilekçesinde ise iddiaların doğru olmadığını belirterek karşı davanın tüm talepleri...

        CEVAP 1.Davalı kadın süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının ev geçiminde sorumluluk almak istemeyen biri olduğunu, özel eğitim alan müşterek bir kız çocuklarının bulunduğunu, babasıyla birlikte aynı ortamda büyümesini istediğini, davacının bir evvelki boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın kurulamadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının boşanma isteme hakkının bulunmadığını, evlilikte kusurunun daha ağır olduğunu, ortak çocuğa karşı maddi ve manevi sorumluluklarını yerine getirmediğini, ihmal ettiği, alkol alışkanlığı olduğunu, kötü arkadaş çevresi nedeniyle gece hayatının olduğu polis memuru olmasına rağmen para idaresinde başarısız olduğu sürekli krediler çektiği müsrif yaşam tarzı nedeniyle bu kredileri ödeyemediğinden çektiği başka kredilerle ödemeye çalıştığını, ret kararının kesinleştiği tarihten sonra ortak hayatın kurulamadığı iddia edilse de bu durumun gerçek dışı olduğunu, bu tarihten önce de sonra da ortak hayatın kurulduğunu...

          nun 166/son maddesine dayalı olarak açılan davada boşanmaya karar verilebilmesi için davacı tarafın boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilip bu kararın kesinleştiğini ve bu kesinleşme tarihinden başlayarak 3 yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunu kanıtlaması gerekli ve yeterli olup; davalının kusurunun kanıtlanması gerekmez. Tarafların kusur durumu; boşanma kararı için değil; boşanmanın fer'i olan yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat talepleri bakımından değer taşır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kesinleşen boşanma davasının reddi kararından sonra 3 yıl geçmesine rağmen davacı ile davalının bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünün gerektiği, davalı kadının boşanma davasından feragat tarihi olan 10.01.2014 tarihinden önceki olaylara ilişkin olarak boşanma dava dosyasına yansıyan kusurlu davranışları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü ile bu tarihten sonraki dönemde davacı erkeğe atfedilecek herhangi bir kusurun varlığının maddî vakıalar ile kanıtlanamadığı, davacı erkeğin de davalı kadına herhangi bir kusur izafe etmediği gibi dosya kapsamında davalının kusurunun kanıtlanmadığı, boşanma kararının kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl içerisinde tarafların bir araya gelmemeleri sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması noktasında tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün gerektiği...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusura ilişkin gerekçesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yılı aşkın sürenin geçmiş olması ve ortak hayatın yeniden kurulamamış olması sebebiyle (TMK.m.166/son) tarafların boşanmalarına karar verilmiş olup, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davalıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığına, davalının manevi tazminat isteğinin, kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir olayın bulunmaması sebebiyle, yoksulluk nafakası talebinin de "sürekli ve düzenli gelirinin bulunması" sebebiyle...

              UYAP Entegrasyonu