Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle, TMK'nun 166/4. maddesi gereğince, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davalı kadın lehine 44.000 TL. toptan yoksulluk nafakası, 20.000 TL. manevi tazminat ile 10.000 TL. maddi tazminata hükmedilmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir (TMK.md.174/1). Davalı kadın kusursuzdur. 10.01.1954 doğumlu olup yeniden evlenme şansı azdır. Boşanmakla eşinin desteğinden ve sosyal güvencesinden yoksun kalacaktır. Çok uzun süren bir evlilik, sırf davacının kusurlu davranışlarıyla sona ermektedir. 01.01.2002 tarihine kadar taraflar için mal ayrılığı rejiminin geçerli olması ve boşanmakla mal rejiminin sona erecek olması sonucu davalı kadının, eşinin kişisel mallarından yararlanmaktan yoksun kalacağı da ortadadır....

    Davacı tarafından eşi aleyhine daha önce açılmış olan boşanma davasının, 25.11.2008 tarihinde davadan feragat edilmiş olması sebebiyle reddedildiği, işbu davanın ise 26.03.2012 tarihinde açıldığı görülmektedir. Feragat sebebiyle reddedilen davadan sonra tarafların biraraya gelmedikleri, on yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, ortak hayatın yeniden kurulamadığı davacının bir başka kadınla birlikte yaşadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşıldığına göre, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesindeki boşanma sebebi gerçeklemiş olup, verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu bakımından doğru bulunmuş, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde görülmemiş, takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası da dosya kapsamına uygun bulunmuş, hükmün bu sebeple onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

      Yukarıda da açıklandığı üzere, TMK'nun 166/son maddesi uyarınca ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için reddedilen boşanma davasının kesinleşmesi ön koşul olup, karar kesinleşmediğinden mahkemeninde kabulünde olduğu üzereTMK'nun 166/son maddesine dayalı boşanma koşulları oluşmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesinde düzenlenen ortak hayatın yeniden kurulamaması nedenine dayalı iş bu boşanma davasına dayanak olan ... 1....

        Dava, TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuksal sebebine dayalı boşanma davasıdır. TMK 166/4. maddesinde yer alan fili ayrılık sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmiş ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi'nin 25/02/2014 tarih ve 2013/130 Esas, 2014/147 Karar sayılı dosyasında davacı erkek tarafından 13.02.2013 tarihinde boşanma davası açıldığı, davacı tarafın iddiasını ispat edememesi nedeniyle 25.02.2014 tarihinde davanın reddine karar verildiği , red kararının 22.04.2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....

        KARŞI OY Davalı kocanın hastalığı sebebiyle 7-8 yıldır davacı ile davalı arasında cinsel ilişki kurulamaması yüzünden davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) isteminde bulunulmuştur. Yerel mahkeme davalı kocanın şeker hastalığı sebebiyle erektil işlev bozukluğunun var olduğunu kabul etmekle beraber evliliğin iyi ve kötü günde birlikte olmayı gerektirdiğinden “evlenmeden sonra” oluşan bu hastalığın boşanma sebebi sayılamayacağı gerekçesiyle davanın “reddine” karar vermiştir. Değerli çoğunluk davacı kadın tarafından temyiz edilen hükmün “onanmasına” karar vermiştir. Devletler, hukuk politikasında boşanma sebeplerini belirlerken dayanacağı ilkeleri kendi toplumunun özelliklerini temel alarak saptamaktadır. Türk Boşanma Hukukuna yön veren “temel ilkeler” beş grupta toplanmaktadır: "İrade ilkesi", "kusur ilkesi" "evlilik birliğinin sarsılması ilkesi", (EGGER, s. 145-148, ...-Aile, s. 183-186.)...

          Aile Mahkemesinin 2013/158 esas sayılı dosyası üzerinden açılan boşanma davasının, tarafların barışması nedeni ile davacı-davalı kadının feragati kapsamında reddedildiği, tarafların bir süre aynı evde birlikte yaşadıkları ve sonrasında davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadını evden gönderdiğinin anlaşılması karşısında, dayanak davadan sonra tarafların bir süre daha evlilik birliğini sürdürdüğü dolayısı ile ortak hayatın yeniden kurulamaması unsurunun gerçekleşmediği gözetilerek davalı-davacı erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir. B....

            Diğer yandan TMK.’nın 166/4 maddesinde düzenlenen “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmünde kanun koyucu daha önce boşanma davası açılması ile ayrı durumda olan eşlerin ret kararı üzerine de bu ayrılığın devam etmesi karinesinden hareketle ortak hayatın yeniden kurulamamasını evliliğin temelinden sarsılması ve doğrudan taraflardan birinin başvuru üzerine boşanmaya karar verileceğini düzenlemiştir. Maddedeki ortak hayatın yeniden kurulamaması, çok açık şekilde olumsuz bir durumun tespiti olup bundan yararlanan önceki davayı hangi tarafın açtığına bakılmaksızın davalı konumda olan eştir. Başka bir anlatımla, ortak hayatın yeniden kurulamamasından faydalanan davalıdır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince "...dava TMK'nin 166/son maddesi uyarınca açılmış ortak hayatın yeniden kurulamaması nedenine dayalı boşanma davası olup, tüm dosya kapsamına göre; davacı koca tarafından Ankara 6. Aile Mahkemesi'nin 2012/93 esas sayılı dosyası ile açılan boşanma davasının yapılan yargılaması davanın reddine karar verildiği mahkeme hükmünün 16/11/2013 tarihinde kesinleştiği,boşanma kararının kesinleşmesinden sonra tarafların evlilik birliğini sürdürmek üzere bir araya gelmedikleri,dava tarihi itibariyle fiili ayrılığı üç yılı aşkın bir zamadır devam ettiği anlaşılmakla tarafların TMK nun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Mehmet Atıf'a aylık 700 TL, ortak çocuk Hatice'ye 600 TL iştirak nafakasına..." karar verilmiştir....

              , bu karardan sonra davalının müşterek haneye dönmediğini ve ortak yaşamın yeniden kurulmadığını, davacının mahkememizin 2017/234 esas sayılı dosyasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açtığını, ancak davanın süre yönünden reddine karar verildiğini, davacının polis gazisi olduğunu, bakıma muhtaç olduğunu, mahkememizin 2013/262- 2014/196 sayılı kararının kesinleşmesinin üzerinden 3 yıldan fazla süre geçmesi ve ortak yaşamın yeniden kurulamaması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu