WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemesinden verilen 05/02/2015 gün ve 2014/1778 E. - 2015/209 K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 12/04/2016 gün ve 2015/15714 E. - 2016/6417 K. sayılı ilamına karşı davacı tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R - 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK’un 440/3-I maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2015 yılı için 12.690,00 TL’dir. Davacı vekili, müvekkilinin maaş hesabının 1.621,21 TL'lik kısmına konulan blokenin kaldırılması ve kesinti yapıla bu miktarın iadesi ile bu miktarda manevi tazminata karar verilmesi isteminde bulunmuş, mahkemece 05/02/2015 gününde davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararına karşı davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, oğlunun davalı bankadan kullandığı krediye kefil olduğunu, asıl borçlunun ödeme yapmaması nedeni ile hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın maaş hesabına bloke koyduğunu ve son 1 yıldır maaşını alamadığını ileri sürerek; haksız blokenin kaldırılmasına ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız olarak el konulan 8.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinin ticari kredi olduğunu, konulan bloke ve yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/06/2016 tarih ve 2015/746-2016/543 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin 27.02.2008 ile 10.05.2012 tarihleri arasında kullanmış olduğu 7 krediye istinaden davalı tarafından komisyon ve istihbarat ücreti adı altında kesintiler yaptığını, bu kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve toplamının 3.610,00 TL olduğunu ileri sürerek 3.610,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının ...'nın 18/2. maddesine göre basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü olduğunu, ayrıca müvekkilinin de ...'...

        Dava, davalı Banka'dan kullanılan ticari krediler nedeniyle komisyon, dosya masrafı vb. isimlerle yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafça davalı Banka'dan ticari kredi kullanıldığı beyan edilerek tüketici mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış olup, tarafların tacir ve kullanılan kredinin ticari olduğu gözönünde bulundurulduğunda, davaya Aydın İli'nde ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmaması nedeniyle ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması ve harcın ikmali ile bilahare taraflar arasındaki sözleşme ve banka kayıtları incelenmek suretiyle yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığı incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece, davacının 01.02.2005 tarihinden itibaren sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğünün bulunmadığına dair kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davacıdan yapılan kesintilerin iade kapsamının belirlenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Mahkemece, davalı Kurum işlemi çerçevesinde 01.02.2005 tarihi öncesinde davacının emekli aylıklarından yapılan kesintilerin Kurumdan sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yanın yapmış olduğu kesintilerin yasal zeminde olmadığı ve iadesi gerektiği, temerrüt olgusunun kesintiler yapılmaya başladığı tarihte oluştuğu, buna göre takipte oranları gösterilen ve denetlenen işlemiş faiz talebinin de yasal ve yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın 86.879,70 TL'si asıl alacak olmak üzere toplam 124.355,20 TL üzerinden iptaline, borçlunun toplam alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, takip tarihinden sonra asıl alacağa 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesi uyarınca talep gibi yıllık % 16,50 ve takip aşaması boyunca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verilmiştir....

              Açıklanan gerekçelerle, davacının kullanmış olduğu muhtelif kredilerde yapılan bir miktar kesintinin iadesi gerektiği değerlendirmekle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davalı idare tarafından davacı hakedişlerinden 5510 sayılı Yasanın 81/1 maddesine istinaden yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dava, tüketici kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesinden doğan uyuşmazlığa ilişkin olup, davacı davalı banka tarafından masraf, erken ödeme ve faiz adı altında haksız yapılan kesintilerin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise kesintilerin sözleşme ve mevzuata uygun olduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile belirlenen 8.345,50 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesi ile kredi kartından dolayı tahsil edilen kart aidatlarının iadesini istemiş ve ayrıca kredi kartı borcundan dolayı davalı tarafından fazladan faiz tahsil edildiğini iddia etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında bu kalemler yönünden ayrıntılı inceleme yapılmamış, davacıya iadesi gereken bir tutar olup olmadığı davalı kayıtları da incelenmek suretiyle kesin ve net bir şekilde belirlenmemiştir. Davacı bilirkişi raporlarına bu yönden itiraz etmiş ise de itirazlar konusunda değerlendirme yapılmadan hüküm tesis edilmiştir....

                    İş Mahkemesinin 2017/186 Esas, 2017/458 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve kurum işleminin iptaline karar verildiği, karar gereğince 12.01.2018 tarihli dilekçe ile kesinti yolu ile tahsil işleminin durdurulduğu, o tarihe kadar ki yapılan kesintilerin davacıya iade edilmediği, kararın kesinleşmesi üzerine 23.07.2020 tarihli dilekçe ile yapılan kesintilerin iadesinin talep edildiği, davalı kurumca mahkeme kararında kesintilerin iadesine dair hüküm bulunmaması nedeni ile iade işleminin yapılmadığını, yapılan işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek davacının davalı kurumdan almakta olduğu her iki gelirinden yapılan kesintilerin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine dair talebin reddi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu