Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 15/06/2021 tarih ve 9695 yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, ancak davalı bankanın kesinti yapmaya devam ettiğini, bu hukuka aykırı durumun def'i için arabuluculuğa başvurduklarını, anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davacının tek gelirinin emekli maaşı olduğunu, bu gelir üzerinde yapılan işleminde hukuka aykırı olduğunu, bu işlem için davacının herhangi bir muvafakat vermediğini, muvafakat vermiş dahi olsa bu muvafakatın geçerli sayılamayacağını, davacının tek geçim kaynağının emekli maaşı olduğu gözönüne alınarak yapılacak kesintilerin tedbiren durdurulmasını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik yapılan 12.000 TL'nin ve tedbir talebinin reddi halinde yapılacak diğer kesintilerin yasal faiziyle davacıya iadesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Dosya kapsamında, davalı vekilinin ödeme iddiası olduğu anlaşılmakla, buna ilişkin hangi dönem tahakkuku yapılan SGDP borçları için, davacının hangi dönemdeki aylıklarından kesinti yapıldığı, yapılan bu kesintilerin davalı Kurum tarafından iadesinin sağlanıp sağlanmadığı; sağlanmışsa hangi dönem borç için yapılan kesintilerin, hangi tarihte iadesinin sağlandığı hususları, dönem dönem teredütsüz belirlenmek suretiyle irdelenek; sonucuna göre davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu dğerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına ve fazla kesintilerin iadesini talep ettiği, mahkemece iadeye yönelik talebin reddine karar verildiği, davacının bu kısma yönelik istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Maaş haczi neticesinde yapılan ve alacaklıya ödenen kesintilerin iadesine ilişkin talep genel mahkemede açılacak istirdat davasının konusunu oluşturmakta olup, İİK'nın 361. maddesinin uygulanması mümkün değildir (Yargıtay 12.HD 2020/5111 E, 2020/7970 K). Bu durumda ilk derece mahkemesince kesintilerin iadesine yönelik talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

    nedeniyle alınmayan 492,00- TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere neticesinde, İİK'nın 364/1 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davalı idare tarafından davacı hakedişlerinden 5510 sayılı Yasanın 81/1 maddesine istinaden yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 17.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır. İİK’nun 83/a maddesindeki "İİK’nun 82 ve 83. maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir." hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanun’un 32. maddesi ile değişik 5510 Sayılı ...’nun 93/1. maddesinde, "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedileceği" düzenlemesine yer verilmiştir....

        Mahkemece, davacının 01.02.2005 tarihinden itibaren sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğünün bulunmadığına dair kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davacıdan yapılan kesintilerin iade kapsamının belirlenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Mahkemece, davalı Kurum işlemi çerçevesinde 01.02.2005 tarihi öncesinde davacının emekli aylıklarından yapılan kesintilerin Kurumdan sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/06/2016 tarih ve 2015/746-2016/543 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin 27.02.2008 ile 10.05.2012 tarihleri arasında kullanmış olduğu 7 krediye istinaden davalı tarafından komisyon ve istihbarat ücreti adı altında kesintiler yaptığını, bu kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve toplamının 3.610,00 TL olduğunu ileri sürerek 3.610,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının ...'nın 18/2. maddesine göre basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü olduğunu, ayrıca müvekkilinin de ...'...

            Açıklanan gerekçelerle, davacının kullanmış olduğu muhtelif kredilerde yapılan bir miktar kesintinin iadesi gerektiği değerlendirmekle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Dava, tüketici kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesinden doğan uyuşmazlığa ilişkin olup, davacı davalı banka tarafından masraf, erken ödeme ve faiz adı altında haksız yapılan kesintilerin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise kesintilerin sözleşme ve mevzuata uygun olduğundan bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile belirlenen 8.345,50 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesi ile kredi kartından dolayı tahsil edilen kart aidatlarının iadesini istemiş ve ayrıca kredi kartı borcundan dolayı davalı tarafından fazladan faiz tahsil edildiğini iddia etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında bu kalemler yönünden ayrıntılı inceleme yapılmamış, davacıya iadesi gereken bir tutar olup olmadığı davalı kayıtları da incelenmek suretiyle kesin ve net bir şekilde belirlenmemiştir. Davacı bilirkişi raporlarına bu yönden itiraz etmiş ise de itirazlar konusunda değerlendirme yapılmadan hüküm tesis edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu