Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı 3. kişinin İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin sehven dosyaya girmemesiyle ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, bu nedenle davacı 3. kişinin haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/657 Esas, 2018/644 Karar sayılı kararı ile haciz ihbarnameleri usul ve yasaya uygun bulunduğu ve şikayetin reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacı 3. kişiye üçüncü haciz ihbarnamesinin 23.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 24.11.2018 tarihinde açıldığı, davanın 15 günlük yasal süre içinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine, davalının İcra İflas Kanunu 72/4 maddesi gereğince tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03/07/2014 tarihli ve 2010/766 esas, 2014/237 karar sayılı maddi ve manevi tazminat ödemesine ilişkin ilamının takibe koyulduğu Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün 2014/17827 sayılı dosyasında sanığa gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri neticesinde gerçekleşen haciz işlemi sırasında sanığın verdiği taahhüdün geçerli olmadığından bahisle 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi gereğince beraatine dair Kayseri 2. İcra Ceza Mahkemesi’nin 10/03/2016 tarihli ve 2016/169 esas, 2016/300 sayılı kararını müteakip, yapılan itiraz üzerine itirazın kabulü ile sanığın 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Kayseri 3....

      Dolayısıyla 1. ve 2. haciz ihbarnameleri davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir. Üçüncü haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ve davacı da işbu tebligat üzerine dava açmıştır. Birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmediği için takip borcunun davacı uhdesinde sayılması mümkün görülmemektedir. Nitekim birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilseydi bu davanın açılmasına dahi gerek kalmadan davacı itiraz hakkını kullanabilecekti. Dolayısıyla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekliyle hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜNE, Davacı ...’ın Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2016/... Esas sayılı talep dosyasına gönderilen haciz ihbarnamaleri kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, 2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30.-TL harçtan, peşin olarak alınan 44,40.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,90....

        İcra Müdürlüğü'nün 2015/1559 esas sayılı takip dosyasında dava dışı borçlu hakkında icra takibi yapıldığı ve davacıya İİK'nın 89. maddesi uyarınca 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davacının haciz ihbarnamelerine itiraz etmediği anlaşılmakta olup, eldeki davada yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeye göre davacı 3. kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecbur olduğu açıktır....

        Somut olayda; davacıya birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmediği, haciz ihbarnamelerinin "Kayıkhane Restaurant" adına düzenlendiği ve gönderildiği, borcun zimmetinde sayılmasına ilişkin üçüncü haciz ihbarnamesininde yine "Kayıkhane Restaurant" adına düzenlendiği ve gönderildiği, bu haciz ihbarnamelerinin davacı hakkında yasal olarak sonuç doğurmayacağı, davacı adına düzenlenen ve tebliğ edilen haciz ihbarnamesi bulunmadığından davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur. (Benzer karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 2018/3906 esas 2019/693 karar, 2016/12318 esas 2018/7493 karar) Bu haliyle, mahkemece dava açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde dava dışı üçüncü kişi adına düzenlenen ve üçüncü kişiye tebliğ edilen haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi esas alınarak süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....

        davacı müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, davacı müvekkili ikinci haciz ihbarnamesinden haricen 22.11.2021 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerini öğrenme tarihinin 22.11.2021 tarihi olduğunu, ikinci haciz ihbarnamesini öğrenmesiyle birlikte birinci haciz ihbarnamesinden de haberdar olduğunu, davacı müvekkilinin ilgili icra dosyasında borçlu görünen Efgan Aktaş isimli şahsa herhangi bir borcu olmadığını, haciz ihbarnamelerine karşı sundukları itirazların icra dosyasına da ilgili itiraz süresi içinde sunulduğunu belirterek, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 22.11.2021 olarak düzeltilmesine, haciz ihbarnamelerine karşı sundukları itirazların kabulü ile gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyası borçlusu olmadığını, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti üzerine Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi 2021/144 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın Yargıtay incelemesinde olduğunu, kesinleşmeyen 89 haciz ihbarnameleri dayanak yapılarak, taşınmazı üzerine haciz işlemi uygulandığını, haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 15.02.2022 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

          No:33/2 Merkez/Aksaray adresine usulsüz olarak tebliğ edildiğini iddia ettiğini, 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz olması sebebiyle 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz olacağını bildirdiğini, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiasında bulunmadığını, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesinin davacının dava dilekçesinde de belirttiği adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 89/1 haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edilmiş olsa dahi 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edildiğinden ve usulsüzlüğüne ilişkin bir iddia da bulunmadığından davanın süresinden sonra açıldığını, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin sırasıyla 28.07.2022 tarihinde ve 21.09.2022 tarihinde TK m. 21/2 hükmü uyarınca tebliğ edildiğinden en geç 28.07.2022 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olduğunun kabulü gerektiğini, kaldı ki, 89/2 haciz ihbarnamesine itiraz ederek de 89/1 haciz ihbarnamesine itirazın...

          aleyhine başlattığı icra takibinde müvekkili şirkete birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, şirketin bu tebligatları almadığı halde, icra mahkemesince bu konuda yaptıkları şikayetin reddine karar verildiğini, takip alacaklısı ve borçlusu ile hiç bir ticari ilişkileri olmadığını ve tanımadığını ileri sürerek kesinleşen takipten müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Davalı ... Ltd.Şti. vekili, davacının 2.haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde menfi tespit davası açmadığını , hak düşürücü sürenin kendiliğinden gözetileceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            . - K A R A R - Davacı vekili, davalının davadışı borçlu aleyhine takibe geçip, icra dosyasından müvekkili adına 1. ve 2. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bu nedenle süresi içinde dava açma zarureti doğduğunu, gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, davadışı borçlunun müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini ve itiraz edilmediği için borcun davacının yedinde sayıldığını, ayrıca davacı ile dava dışı borçlu arasında alacak borç ilişkisi bulunduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              UYAP Entegrasyonu