Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

    Mahkemece; davanın reddine dair ilk kararın Dairemizin 2016/8161 esas, 2018/1089 karar sayılı ilamı ile "Davacının davalı tarafından yaralandığı yargısal denetimden geçerek kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sabit olup, bu olay nedeni ile oluşan maddi zararının kapsamı gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit edilerek maddi tazminata ve uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı..” şeklinde gerekçe ile bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir; Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

      Haksız fiil ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir....

        Dava dilekçesinde üç ay süre ile çalışamamaktan kaynaklanan kazanç kaybı ve tedavi giderleri fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere maddi tazminat olarak istenmiş, bunun yanımda manevi tazminat isteğine ilişkin olarak hayatı boyunca elinin işlevini yitireceği ve işgücünde oldukça azalma olduğu nedenine de dayanılmıştır. 6098 Sayılı TBK'nun 54. maddesinde; bedensel zararlar, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak gösterilmiştir. Davacı geçici olarak çalışamadığı süreye ilişkin kazanç kaybı yanında, yaptığı tedavi ve ulaşım giderlerini de maddi tazminat olarak istemiştir....

        Mahkemece; sigortalının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne, davacı anne ve babanın manevi tazminat taleplerinin kabulü ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

          İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 27/05/2016 günlü trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %90 oranında kusurlu olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesinde düzenlenen 30/10/2018 günlü raporla belirlenmiş olması ve ayrıca kaza neticesinde vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanan davacının %14,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen ve davalı tarafın itirazına uğramayan 15/12/2017 günlü heyet raporuyla anlaşılmış bulunması karşısında, bedensel zarara uğrayan davacının maddi zararlarının yargılama...

          İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 27/05/2016 günlü trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %90 oranında kusurlu olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesinde düzenlenen 30/10/2018 günlü raporla belirlenmiş olması ve ayrıca kaza neticesinde vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanan davacının %14,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen ve davalı tarafın itirazına uğramayan 15/12/2017 günlü heyet raporuyla anlaşılmış bulunması karşısında, bedensel zarara uğrayan davacının maddi zararlarının yargılama...

          Hesabına ihbar tarihinden sonraki 8 iş günü 31/01/2017 gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağı..." sonuç ve mütalaa ettiği görüldü. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 56. maddesi hükmüne göre "Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz ön önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir." hükmü yer almaktadır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hakim, M.K'nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafet göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmeli, manevi tazminat miktarı tespit edilirken somut olayın özelliği, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, geçici ve sürekli iş göremezlik oran ve süreleri, tedavi süreci, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetilmelidir....

            Dosya kapsamından, kabul edilen maddi ve manevi tazminatlar yönünden davacı yararına 660,00 TL, reddedilen tazminatlar yönünden ise davalı yararına ....356,24 TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Yargılama giderleri arasında bulunan avukatlık ücreti, haklılık durumuna göre vekille temsil edilen taraf yararına hesap ve takdir edilir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi .../... maddesine göre; maddi tazminat davası manevi tazminat davası ile birlikte açılmış ise, vekalet ücreti maddi tazminat için ayrı manevi tazminat için ayrı olarak takdir edilir. .../... maddesine göre ise; manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı lehine belirlenen ücreti geçemez....

              Temyize konu kararda, 567,50 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden maddi tazminat yönünden verilen karar miktar itibariyle davalı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı ... vekilinin maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3-Dava; trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu