Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalı sürücü tarafından kullanılan aracın kendisine çarpması sonucu ayağından yaralandığını, ayağında meydana gelen kırık nedeniyle uzun süre alçıda kaldığını belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....

    Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56.maddesi ile bu konu yeniden düzenlenmiş olunup özetle "ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği"hükmü getirilmiştir....

      Şirketi açısından temerrüt tarihi olan 27/05/2009 tarihinden, diğer davalılar açısından haksız fiil tarihi olan 20/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 20/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davalı ... Şirketi açısından feragat nedeniyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. l-Dava, trafik kazası sonucunda yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maluliyet zararının belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış, 04/03/2015 havale tarihli raporda CSO 1980 yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmış olup bu rapor hükme esas alınmıştır....

        Maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden yapılan yargılama masrafları ayrıştırılarak bilirkişi ücreti ve ATK masraflarından manevi tazminat talep edilen davalı ... sorumlu tutulmamıştır. Maddi tazminat yönünden; Davacı vekili 25.10.2021 tarihli dilekçesi ile davalı ... şirketine yöneltilen maddi tazminat talepli davasından feragat ettiğini, diğer davalı yönünden manevi tazminat talepli olarak davayı takip ettiklerini açıklamıştır. Feragat nedeniyle taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmamıştır. Feragat talebinin niteliği gereği karşı tarafın muvafakatine bağlı olmayıp, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağının yasanın emredici hükmü olduğundan, sigorta şirketi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Tarafların birbirlerinden yargılama gideri talebi bulunmadığından yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılmıştır....

          Davadan önce davalı sigorta şirketi temerrüde düşürülmediğinden maddi tazminat yönünden dava dilekçesi ve müddeabihin arttırılması dilekçesi ile arttırılan toplam miktar olan 230.008,70 TL'ye sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı ... yönünden ise kaza tarihinden itibaren, ıslah edilen 66.187,12 TL'ye ise ıslah tarihinden itibaren, manevi tazminata ise davalı ... yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütmek gerekmiştir. Davacı, mevcut trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle araç sürücüsü olan davalı ...'den manevi tazminat talep etmiş olup, Türk Borçlar Kanununun manevi tazminat başlıklı 56.maddesinde "hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir..."...

            Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, maddi tazminat davasının kabulü ile, 23.080 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı ... için 10.000 TL, anne ve baba için 5.000'er TL, kardeşler için 3.000'er TL toplam 29.000 TL manevi tazminatın davalı ... ve ...'tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar İhsan ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ...ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

              Mahkemece,davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile; 2.000,00 TL manevi tazminatın 21.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava trafik kazası sonucunda yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 818 sayılı BK'nun 47. maddesindeki(6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır....

                Davalı istinaf dilekçesinde özetle; kaza sonrası davacı ve ailesi ile anlaştığını, maddi ve manevi taleplerini kabul ettiğini, araç alıp davacıya verdiğini, birbirlerinden şikayetçi olmadıklarını, davacının tüm zararlarını karşıladığını, durumun tanık beyanları ile ispatlandığını, davacının kötü niyetli olduğunu, mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava; trafik kazası sonucu yaralanma sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Kabul edilen maddi tazminat miktarı kesinlik sınırı altında kaldığından davalının bu konudaki istinaf başvurusu esas yönünden incelemeye alınmamıştır....

                "İçtihat Metni" Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve temyizin kapsamına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 16.06.2006 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacının birleşen ve asıl davadaki maddi ve manevi tazminat istemlerinin kanıtlanamaması nedeni ile reddine karar verilmiştir....

                  cam parçalarının kaçması ile gelişen yaralanma üzerine sol gözünü kaybettiği ve %43 malul kaldığı Söke Devlet Hastanesinden alınan rapor ile sabit olduğuna göre; davacının bedensel zararından kaynaklanan manevi zararından davalının sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin anılan hususlara değinen istinaf istemi yerinde görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu