Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı .. gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Davaya konu olayda; davacı ...'ın yaralanma derecesi, davalının kusuru, dosya kapsamı ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında davacı ... yararına hükmedilen manevi tazminat azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davacı ...'ın diğer temyizi incelendiğinde; .. 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir....

    Maddi tazminat istemi daimi işgücü zararına ilişkin olduğundan ve daimi işgücü kaybı bulunmadığı anlaşıldığından bu kalem istemin reddi doğru ise de davacının yaralanması nedeniyle istediği manevi tazminatın reddi, dosya içeriğinde yaralanma sabit olduğundan doğru görülmemiştir. Şu durumda davacının yaralanması ve dosya içeriği değerlendirilmek, Borçlar Kanunu 47. maddesi gereğince bedensel bütünlüğün ihlali durumunda manevi tazminata hükmolunmak gerektiği hususu gözetilerek davacı yararına manevi tazminata hükmolunmak gerekirken yanlış değerlendirme ile bu kalem istemin de reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacılar, araçta bulunan şahsi eşyaların yanması nedeniyle uğranılan maddi zarar ile yaralanma nedeniyle uğranılan manevi zararın tazminini talep etmişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin ise ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacı ailenin olay günü yakınlarını ziyaret için yola çıktıkları, kaza sonrasında kullandıkları aracın çarpmanın etkisi ile içindeki eşyalarla birlikte tamamen yandığı anlaşılmaktadır. Zararın varlığının belirlendiği durumlarda, zarar tutarının belirlenememesi istemin reddedilmesini gerektirmez. Mahkemece seyahate çıkan davacıların hayatın olağan akışına göre yanlarında bulunması muhtemel ve makul eşyaların belirlenmesi için inceleme yapılarak hak ve adalete uygun bir tutarda tazminata karar verilmesi gerekirken, istemin tümüyle reddi usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir....

        in yaralanması nedeniyle eş ve çocukları olan diğer davacılar için de manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece yapılan ödeme ile manevi tazminat istemlerinin fazlaya ilişkin kısmından feragat edilmiş olduğu ve manevi tazminat isteyemeyecekleri gerekçesi ile tüm davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi ile özetle "ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği" hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralananın yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumu ön şartı olarak "ağır bedensel" zarar koşulunu getirmiştir....

          Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; maddi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dosyada bulunan trafik kazasına ilişkin kolluk tarafından düzenlenen tespit tutanağı ile dosyaya getirtilen diğer belgelerin, manevi tazminat alacağının varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek; davacıların, davalılara karşı açtıkları manevi tazminat davaları yönünden, İİK'nin 257/1'inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir....

          Yönetmeliğin 14. maddesinde ise, hesaptan karşılanmayacak zararlar tahdidi olarak sayılmış, bu kapsamda (a) bendinde; “Manevi tazminat talepleriyle, Yönetmeliğin 8. maddesi (e) bendi hükmü hariç, kişiye gelen bedensel zararlar dışındaki her türlü maddi zararlara ilişkin talepler”in karşılanmayacağı belirtilmiştir. Atıf yapılan 8. madde de; “Kanunun 108 inci maddesinin (c) bendine göre ödemekle yükümlü olduğu tazminat tutarları ve maddi zararlar” ibaresi yer almakta olup, 2918 sayılı Kanunun 108 maddesinin (c) bendinde “...zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacının... ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar...” belirtilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık anılan trafik kazası sonucu zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalıya yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin yukarıda belirtilen Güvence Hesabınca tazmin edilecek zararlar arasında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine ilişkindir....

            HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Davacı tarafından, davalı idareye başvurularak terör olayı sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanmasının talep edildiği, Zarar Tespit Komisyonu tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde tesis edilen dava konusu işlem ile davacıya 336,21 TL maddi tazminat ödenmesine karar verildiği, manevi tazminat isteminin ise zımnen reddedildiği, işbu dava açılırken sadece işlemin iptalinin istenildiği, manevi tazminat istemine yer verilmediği görülmektedir. 5233 sayılı Kanun'da yer alan düzenlemenin, sadece terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden doğan, ancak idari bir eylem veya işlemle nedensellik bağı bulunmayan maddî zararların karşılanmasına ilişkin olduğu, Kanun'da manevi zararların tazminine ilişkin düzenlemeye yer verilmediği, bu nedenle terör olayları sonucu ortaya çıkan manevi zararların dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunulması kaydıyla 2577 sayılı Kanun'a göre...

              Mahkemece, davacı sigortalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne, davacı annenin maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı sigortalının 12.12.2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda herhangi bir maluliyetinin oluşmadığı anlaşılmaktadır. Zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

                Mahkemece de bu durum tespit edilmiş ve ceza mahkemesinin belirlediği maddi olgu benimsenmiştir. Davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin konusu, hem sakat kalmaya yol açacak şekilde silahla yaralanma hem de kavga esnasındaki basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanma olaylarıdır. Davacının her iki olay nedeniyle tek manevi tazminat istediği gözetildiğinde davalıların, kendi içlerinde birbirlerine rücu hakları saklı kalmak kaydıyla hükmedilen manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları yerinde olmuştur. Ancak; hükmedilen maddi tazminat, davacıda silahla yaralama olayı sonucu oluşan sakat kalma durumundan kaynaklandığından, silahla yaralama olayına karışmadığı anlaşılan davalılardan ...'ın maddi tazminatla sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Anılan davalı bakımından maddi tazminat isteminin reddi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                  Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde, öncelikle minibüsün trafik kaydına ihtiyati tedbir konulması, bu talebin kabul edilmemesi durumunda ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunan davacı vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu