Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Sulu tarım arazisi niteliğindeki ... köyü 1422 parsel sayılı taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 1)Değerlendirme tarihi 2015 yılı olduğu halde, münavebe ürünlerine ait 2014 yılı verileri esas alınarak taşınmaza bedel tespit edildiği anlaşıldığından; ..., ... ve ... il-ilçelerine ait 2015 yılı resmi verileri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl-İlçe Tarım Müdürlüklerinden getirtilerek, dava konusu taşınmaza ...-...-...-... İl-İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2015 yılı ... İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak, 2015 yılı ......

    Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirilmiştir. Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak davalı idarece ödenen bedel de gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, peşin alınan harcın istenildiğinde iadesine, 04/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; 1)Davalıların tapu kaydındaki payına düşen kamulaştırma bedelinin 1.613.648,49 TL olduğu halde 183.460,01 TL olarak kabulüne karar verilmesi, 2)Kamulaştırma bedeli ile acele el koyma dosyasında belirlenen bedel arasındaki fark bedelin 101.552,53 TL olduğu halde infazda tereddüt yaratacak şekilde fark bedelin yazılması, 3)Kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında belirlenen bedel arasındaki fark bedele faiz işletilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde faize hükmedilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)1 nolu bendinin birinci paragrafındaki (183.460,01) rakamının hükümden çıkartılmasına, yerine, (1.613.648,49) rakamının yazılmasına, b)1 nolu bendinin ikinci paragrafının tamamının hükümden çıkartılmasına, yerine (Kamulaştırma bedeli ile acele el koyma dosyasında belirlenen bedel arasındaki fark bedel olan 101.552,53 TL’nin davalıların...

        Ancak; 1- Kamulaştırmasız el atma davası devam ederken davalı idarece; ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/643 Esasına kayıtlı dosyası ile, dava konusu Kooperatif mahallesi 311 ada 594 parsel sayılı taşınmaz için 07/08/2015 tarihinde kamulaştırma bedel tespit tescil davası açılmış; 2015/643 Esas-2016/792 Karar, 10/11/2016 tarihli mahkeme kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Bir taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma davası devam ederken kamulaştırma bedel tespit tescil davası açılması halinde, aslolan kamulaştırma davası olup, bedel tespit ve tescil yönünden inceleme yapılıp davaya devam edilmesi, kamulaştırmasız el atma davasında ise bedel tespit tescil davasının bekletici mesele sayılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

          Mahkemece bedel arttırım ve bedel indirim davalarının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar ... (...), ... (...) ve ... Yönünden; Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda düzenlenen raporlar yasa hükümlerine uygundur. Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak bilimsel yöntemle değerinin belirlenmesinde ve buna göre adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespitinde isabetsizlik görülmemiştir....

            Böyle olunca; geçit yeri bedeli saptanırken hesaplanacak bedel hiçbir zaman tam bedel değil, geçit yerinin irtifak bedelidir. Somut olaya gelince; mahkemenin hükme dayanak yaptığı 20.03.2006 günlü raporda bilirkişi geçit bedelini kamulaştırmada izlenen tam bedel yöntemiyle bulmuştur. Oysa az yukarıda söylendiği gibi mülkiyet aslında aleyhine geçit kurulan taşınmaz maliki üzerinde kaldığından bu bedelin irtifak bedeli olarak hesaplanması gerekeceğinden yönteme uymayan bedel tayini ve bunun depo ettirilmesi suretiyle hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.12.2006 günüde oybirliği ile karar verildi....

              Ancak; Mahkemece, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı adına önceden bankaya yatırtılıp davalıya ödenmesine karar verilen bedel ile bozma sonrası tespit edilen bedel arasındaki farkın bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle iadesine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin yerine gelmek üzere "bankaya yatırılan ve davalıya ödenmesine karar verilen bedel ile bozma sonrası tespit edilen bedel arasındaki 6.546,77 TL farkın bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle birlikte davacıya iadesine" ibaresi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 19.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                .-1975/248K. sayılı dosyası ile açılan tenkis-i bedel davasında eldeki dosya davacılarının vekil aracılığıyla davayı takip ederek ve yine vekilleri aracılığıyla karşı dava olarak tezyidi bedel davası açarak kamulaştırma işleminden haberdar oldukları, tenkisi bedel davasının kısmen kabulüne, tezyidi bedel davasının reddine dair verilen kararın kesinleştiği anlaşılmakla, dava konusu taşınmazlara ilişkin kesinleşmiş geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunduğundan ve kamulaştırmasız el atmadan söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Tüm ihale dökümanlarında işin anahtar teslim götürü bedel olduğu açıkca yazmakta olup ihaleye katılan çok sayıda katılımcı bu hususu bilerek teklif sunmuştur. Davacı da 28.12.2012 tarihli belgede işi anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapmayı açıkça kabul etmiş ve sözleşmeyi imzalamıştır. Davacı daha sonra süre uzatım için yapmış olduğu 18.07.2014 ve 01.10.2014 tarihli başvurularda da sözleşmenin anahtar teslim götürü bedel sözleşme olduğunu vurgulamıştır.Yani davacı sözleşmenin feshine kadar sözlemenin anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapıldığını kabul ederek ve benimseyerek sözleşmeyi ifa etmiştir. Her ne kadar davalı idare uygulama projesi vermeyerek ilgililerden uygulama projesi yapmasını iştemiş ise de işin teknik bir iş olması, katılımcıların bu hususta uzmanlığı bulunması,tüm katılımcıların anahtar teslim götürü bedel üzerinden teklif vermesi nazara alındığında bu hususun sözleşmenin türünü değiştirmeyeceği açıktır....

                    T2 ve T1 eli ürünü olduğunu, imza edilerken bononun sadece bedel kısmının dolu olduğunu, bedel olarak 3.000,00- TL yazıldığını, bedel kısmının imza anında alacaklı tarafından yazıldığını, düzenleme tarihi, ödeme tarihi lehtar gibi senet vasfını sağlayan tüm hususların imza anında boş olup sonradan doldurulduğunu belirterek; takip dayanağı bonoya, borca, faize, faizin başlangıç tarihine ve oranına ayrıca ve açıkca yaptığı itirazın kabulü ile sahte olarak tanzim edilen bonoya ayalı başlatılan takibin iptaline, alacaklı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu