Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Kabule göre de; bozma öncesi davacı idarece 13.04.2016 tarihli dekont ile depo edilen bedel dikkate alındığında bozma sonrası iadesine karar verilen bedel haricinde ayrıca fazla depo edilen 7.150,22 TL'nin de davacı idareye iadesine hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin ilk kararda tespit edilen bedel ile bozma sonrası tespit edilen bedel arasındaki fark bedelin iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi, Doğru görülmemiştir....

    Ancak; 1-Bozma sonrası tespit edilen bedel, ilk karar ile hüküm altına alınan ve davalıya ödenmesine karar verilen bedelden düşük olduğundan, fazla depo edilen 57.821,66 TL bedelin davalıdan alınarak idareye verilmesine ve bozma öncesi bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi doğru ise de; bozma öncesi bedel faizi ile birlikte toplam 114.717,96 TL olarak depo edilmiş olup davalıya ödendiğinden, bozma sonrası tespit edilen bedele işleyecek yasal faizin, bozma öncesi bloke edilen faiz bedelinden mahsubu ile kalanın davalıdan alınarak idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Bozma öncesinde hükmedilen bedel haricinde, 09.11.2015 tarihli ek raporda belirlenen 51.761,44 TL bedel ile faizi olarak hesaplanan 1.646,44 TL bedelin de 27.11.2015 tarihli dekont ile idarece depo edildiği anlaşıldığından fazla depo edilen bu bedellerin de idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi...

      Davacılar vekili, 11069 ada 4 parsel ve 13341 ada 374 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalının her iki parselde ayrı ayrı 3/512’şer hisseyi tek bir resmi senet ile 13.09.2012 tarihinde 35.000’er TL ile toplamda 70.000TL bedel ile satın aldığını, bu nedenle davacıların şuf’a hakkını kullanmak istediğini beyan etmiştir Davacılar vekili 26.05.2013 tarihli dilekçesinde ise satış bedelinin önalım hakkını kullanılmasının engellenmesi amacıyla yüksek gösterildiğini, aslında ayrı ayrı 10.000TL toplamda 20.000TL bedel ile davalı tarafından satın alındığını belirterek, belirtilen bedel üzerinden davacılar adına tescilini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, 25.02.2013 tarihli beyanında davayı kabul ettiğini beyan etmiştir....

        Davacı eldeki davada, iki ihale arasında idare aleyhine oluşan bedel farkı ile şartnamenin 14. maddesinde hükme bağlanan gecikme zararını talep etmiş, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda gecikme cezası ve bedel farkı hesaplanmış ve mahkemece de bu bedele hükmedilmiştir....

          Ancak; Bilirkişi kurulunca davacı payı için tespit edilen bedel 10.143,00-TL olup bunun 5.635,00-TL'si daha önce davalı idarece davacıya ödendiğinden arttırılacak ve hüküm altına alınacak olan bedel 4.508,00-TL olduğu halde, ödenen bedel mahsup edilmeksizin ıslah da dikkate alınarak tam bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İş dosyası ile fazla yatırılan bedelin iadesi konusunda davacı tarafından dava açmakta muhtariyetine,) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (Mahkemece tespit edilen bedel ile daha önce 27. madde gereğince idarece zemin için ödenen bedel arasındaki fark bedel olan 315.456-TL'nin davalı taraftan alınarak, davacı idareye ödenmesine,) ibaresinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 04.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedel dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, imar uygulaması sırasında bedel dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte borçlu icra mahkemesine başvurusunda; takip konusu 17.500,00 TL bedelli bono üzerinde oynama yapıldığını ve 47.500,00 TL tutarında takip başlatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece bonoda rakamla gösterilen bedel ile yazı ile gösterilen bedel arasında fark olması durumunda yazı ile gösterilen bedele itibar edileceği, takip dayanağı senedin yazı ile yazılan bedel kısmında herhangi bir tahrifat iddiası ileri sürülmediğinden bu değer üzerinden takip yapılabileceği gerekçesiyle itirazın...

                  Satılan ürünün ayıplı olması halinde tüketici 4077 Sayılı Yasanın 4.ncü maddesi gereğince, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketici bu haklardan istediğini kullanabilir. Somut olayda davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmıştır. Ne varki bedel iadesini isteyen tüketici satışa konu ayıplı malı da iade yükümlülüğündedir. Ayıplı malı iade edilmeden bedel iadesi istenemez. Tüketici ayıplı malı iade ettiği anda ödediği bedel için temerrüt faizi isteyebilir. Somut olayda ayıplı mal iade edilmediği halde ayıp ihbarının yapıldığı tarihten itibaren satış bedeline faiz yürütülmesi doğru değildir. Öte yandan satış bedelinin bir kısmının ... bu dava açıldıktan sonra ödendiği dosya içeriği ile sabittir....

                    Ancak; 1)Değerlendirme tarihi 2015 yılı olduğu halde, münavebe ürünlerine ait 2014 yılı verileri esas alınarak taşınmaza bedel tespit edildiği anlaşıldığından; ......lerine ait 2015 yılı resmi verileri ...... Bakanlığı...... Müdürlüklerinden getirtilerek, dava konusu taşınmaza ......... Müdürlüklerinden resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2015 yılı ...... Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak, 2015 yılı .........

                      UYAP Entegrasyonu