Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Malikin dava hakkının bulunduğu hak düşürücü süre içinde bedel artırım davası açıldıktan sonra fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu taktirde yine bu süre geçmeden önce müddeabihin artırılmasına yönelik ıslah isteme hakkı mevcut ise de, bu süre geçtikten sonra ilave bedel için ıslah talebinde bulunulmasına yasal olanak yoktur. Başka bir anlatımla ıslah istendiği tarihte dava hakkı düşmüş ise, bu husus ıslah istemine konu edilemez. Kaldı ki bozma öncesi verilen kararda mahkemece taşınmazın bedelinin 13.106,90 -TL olduğu kabul edilmiş, talep miktarının 13.070,00-TL olduğu ve idare tarafından takdir edilen 168,91 –TL’nin mahsup edildiği belirtilerek sonuçta 12.901,09 -TL bedel artırımına hükmedilmiş ve bu karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiş olup davacı vekilince temyiz edilmemiş olduğundan, hükmedilen bu bedelin davalı için kazanılmış hak oluşturduğu hususu da dikkate alınmalıdır....

    Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Acele el koyma ile ödenmesine karar verilen bedel ile ilk kararla ödenmesine karar verilen bedel arasındaki fark bedel olan 4.433,03 TL’ye faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (İlk kararla tespit edilen bedel ve acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedel arasındaki fark bedel olan 4.433,03 TL’ye 14.12.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 23.11.2017 tarihine kadar faiz işletilmesine) yazılmasına, Hükmün böylece HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan ... ve ...'...

      Ancak; 1-Emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın her ikisinin de kadastral parsel oldukları görülmekle raporda emsal taşınmazın imar parseli dava konusu taşınmazın ise kadastral parsel olduğundan bahisle dava konusu taşınmazın metrekare alanı üzerinden %40 düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle düşük bedel tespiti, 2- Bozma öncesi belirlenen bedel ile acele kamulaştırma farkına ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası belirlenen bedel ile bozma öncesi belirlenen bedel farkına son karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekirken, faizin yanlış uygulanması, 3-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmediği gibi, 4-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07...

        Davacı vekili, 4234 ada 6 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalının 09.07.2014 tarihinde 85.000TL bedel ile taşınmazdan 29/131 oranında pay satın aldığını, bu satışın davalı tarafından kendisine ihbar ile bildirildiğini ancak satışa konu hisse gerçek değerinin 40.000TL olduğunu, müvekkilin alım hakkını engellemek için bedelin yüksek gösterildiğini, davalı eşinin bu taşınmazdan altı ay önce 116/524 oranında payı 40.000TL bedel ile satın almasının bedelde muvazaa yapıldığının göstergesi olduğunu, altı ay içerisinde taşınmazın iki katı artmayacağını beyanla, davalıya ait 29/131 paya yönelik tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin eşinin pay satın aldığı tarihten sonraki bir tarihte ve daha yüksek bedel ödeyerek pay satın aldığını, müvekkilince davacı tarafından kullanılan önalım hakkını ancak 85.000,00TL bedel üzerinden kabul ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Tarım Müdürlüğü resmi verilerinin ortalamasına göre değer biçilmesi ve ortalama verilere göre belirlenen bu bedel ile sadece 2015 yılı ... İlçe Tarım Müdürlüğü resmi verileri esas alınarak hesaplanan bedel karşılaştırılarak 2015 yılı ......

            Asliye Hukuk Mahkemesine 1955/59E- 139K sayılı dosyasında bedel artırım davası açıklanan idarece bildirildiğinden; dava konusu 1795 ada 46 parsel sayılı taşınmazın tüm geldi kağıtları ile ilgili Tapu Müdürlüğünden bedel artırım davası konusu Kamulaştırma krokileri idareden getirtilerek taşınmaz başında fen bilirkişi marifetiyle yeniden keşif yapılıp, 'bedel artırım davasının konusu taşınmaz ile dava konusu taşınmazın aynı olup olmadığı, tamamını kapsayıp kapsamadığı kesin olarak tespit edilip, kapsadığının kabulü halinde kesinleşmiş bir kamulaştırma olduğu bu nedenle de kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceğinden davanın reddi, yerine eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak; 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirilmiş olup bu düzenleme nedeniyle dört aylık sürenin bittiği tarihten ilk karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması ile yetinilmesi gerekirken hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde "ilk karar tarihinden itibaren ilk kararla hüküm altına alınan bedel davalıya ödenmiş olduğundan karar tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte tespit edilen bedelin davalıya ödenen bedelden mahsup edilmesine" karar verilmesi ve mahkemenin ilk kararında tespit edilip davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespiti ile bedel arttırım davası sonucunda belirlenen ancak ödenmeyen kamulaştırma bedel farkının dava tarihi itibarıyla değerinin ödenmesi ve munzam zarar istemi davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 09/06/2016 gün ve 2015/12542 Esas - 2016/9211 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespiti ile bedel arttırım davası sonucunda belirlenen ancak ödenmeyen kamulaştırma bedel farkının dava tarihi itibarıyla değerinin ödenmesi ve munzam zarar istemine ilişkin davanın reddine dair karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine onanmış; bu karara karşı...

                  Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu bono üzerinde rakam hanesinde bedelin 4.000 TL olarak yazıldığı, başına 4 rakamının sonradan eklendiğinin tespit olunduğu, ancak bono bedelinin yazı ile “kırkdörtbin TL” şeklinde yazılmış olduğu, 6102 sayılı TTK madde 676 "bedel hem yazı hem rakamla gösterilip iki bedel arasında fark bulunması halinde yazı ile gösterilen bedel üstün tutulur." hükmüne haiz olup aynı Yasa'nın TTK 778/2-c atfına binaen bonolara da uygulanmakta olduğu, rakam ile belirtilen bedelde tahrifat yapılmış olduğu tespit olunsa da yazı ile yazılan bedel esas alındığı, yazı ile gösterilen alanda tahrifatın olmadığı, davacı tarafından başkaca bir delil sunulmadığı ve davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava icra takibine konu kambiyo senedi bedelinden kısmen borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

                    Şubesi'ne ait, zrt 0258890 numaralı, çek üzerine bedel yazılmamış; .... Şubesi'ne ait, zrt 0280714 numaralı, çek üzerine bedel yazılmamış; Ziraat Bankası Amasya Şubesi'ne ait, zrt 0288508 numaralı, çek üzerine bedel yazılmamış çeklerin iptaline karar verilmiştir. Kararı, davacı şirket temsilcisi temyiz etmiştir. Dava, çek iptali istemine ilişkin olup, TTK’nın 651.maddesi uyarınca çek iptali davasını ancak hamil açabilir, keşideci açamaz. Bu hüküm karşısında mahkemenin davayı kısmen red gerekçesine itibar edilemez ise de, davanın kısmen reddine ilişkin karar sonucu itibariyle doğru bulunduğundan HMK'nın 3. madde delaletiyle mülga HUMK'nın 438/son madde ve fıkrası uyarınca sonucu itibariyle doğru bulunan kararın onanması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu