Gerek satış ilanı gerekse protokol hükümlerine göre davalı satıştan önce devam eden arsa sahipleri tarafından açılan tezyidi bedel davaları nedeniyle teminat mektubu vererek ödemeyi taahhüt etmiş, bilahare ödeyip 5.4.1995 tarihinde teminat mektuplarını geri almıştır. Ancak ihale sırasında arsa sahibi Mühübe’nin tebligatındaki eksiklik nedeniyle Mühübe 11.11.2003 tarihinde 2011/1719-17894 tezyidi bedel davası açmış, 10.10.2005 tarihinde kesinleşen tezyidi bedel kararı 21.7.2004 tarihinde kesinleşmeden takibe konulması sonucu davacı tarafından toplam 309.837, 73 TL iki parça halinde ödendiği, davalın dava ve icra takibi sürecinden haberdar edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan taahhütname davalı kooperatife ait değil ise de ihale sırasında tebligatları tamam olsa idi arsa sahibi Mühübe’nin de tezyidi bedel davası açacağı ve davalının bu arsa sahibi içinde teminat mektubu vereceği kuşkusuzdur....
yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)2. paragrafında yer alan (ve A harfi ile gösterilen 409,71m2’lik kısmın) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, b) 4. paragrafının hükümden çıkartılmasına, yerine (İlk karar ile tespit edilen 84.027,55 TL bedele 20.11.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 31.05.2013 tarihine kadar, ikinci karar ile hüküm altına alınan bedel ile ilk karar ile hüküm altına alınmış bedel farkı 23.807,80TL'ye 20.11.2012 tarihinden ikinci karar tarihi olan 05.12.2014 tarihine kadar, son karar ile hüküm altına alınan bedel ile ikinci karar ile hüküm altına alınan bedel farkı 25.064,34 TL'ye ise 20.11.2012 tarihinden son karar tarihi olan 24.11.2016 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine) ibaresinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalının davacı hazineye ayrıca bedel ödemesi gerekmeyeceğinden mahkemece davalıya bedel ödemek üzere mehil verilmesi ve bunun sonucunda da bedel ödenmediğinden söz edilerek davanın kabul edilmesi yersizdir. Gerek dava konusu taşınmazın belediye adına tescil işlemleri ve gerekse belediyenen gerçek kişiye satışı yasaya uygun işlemlerle yapıldığından yolsuz tescilden de söz edilemez. Açıklanan bu nedenlerle davanın reddi yerine yazılı bazı gerekçelerle kabulü doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 28.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Şubesi 28/07/2018 tarih 100.000-TL bedel ...... seri numaralı, 25/08/2018 tarih 100.000-TL bedel ....... seri, 29/09/2018 tarih 100.000-TL bedel ......, 27/10/2018 tarih 100.000-TL bedel ...... seri, 01/12/2018 tarih 100.000-TL bedel .... seri numaralı çekleri yazarak verdiğini, aralarından ...... bank ..........
Bedel kaydı, bonoyu düzenleyen ile bono lehdarı arasındaki hukuki ilişkiyi gösteren bir işaret olup, bononun zorunlu unsurlarından biri değildir. Zira bononun düzenlenmesi ile soyut bir borç ilişkisi doğmakta, bedel kaydının bir önemi bulunmamaktadır. Öte yandan uygulamada “nakten”, “malen” ve “teminaten” şeklinde bedel kayıtlarının bonolar üzerinde bulunduğu görülmektedir. Bedel kaydı, bonoyu düzenleyen ile bononun lehdarı arasındaki temel ilişkiye bir dereceye kadar açıklık getirmektedir. Buna bağlı olarak ispat hukukunda, bonoda bedel kaydı varsa bononun bu bedel kaydına uygun olarak düzenlendiği kabul edilmektedir. Bonoda yer alan bedel kaydının aksinin iddia edilmesine ise talil denilmektedir. Bedel kaydının aksini iddia eden bu iddiasını ispat yükü altına girmektedir. Bedel kaydının talil edilmesinin yukarıda açıklandığı şekilde ispat yüküne etki edebilmesi senedin bono vasfına sahip olmasına bağlıdır. Adi bir senet için ispat yüküne ilişkin bu kurallar uygulanmamaktadır....
bölüm 8.000,00 TL bedel karşılığı, 16 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı, 17 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı, 18 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı, 19 nolu bağımsız bölüm 16.000,00 TL bedel karşılığı, 20 nolu bağımsız bölüm 10.000,00 TL bedel karşılığı, 21 nolu bağımsız bölüm 20.000,00 TL bedel karşılığı, 22 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı ve 23 nolu bağımsız bölüm 9.000,00 TL bedel karşılığı davalı borçlu Ömer Uzel tarafından davalı üçüncü kişi T5'ne satılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olarak açılmış, davacının 17.12.2007 tarihli dilekçesi ile dava sadece bedele yöneltilerek ıslah edilmiş, hüküm bedel yönünden kurulmuş ve temyizde taraflarca sadece bedel için yapılmış olduğundan dosyanın inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince dosyanın temyiz incelemesi yapılması için dosyanın anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 29.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dosyanın incelenmesinde; aktüerya raporu, ıslah/ bedel arttırım dilekçesinin, ıslah/bedel arttırım harcının yatırıldığına dair belgenin ve ıslah/bedel arttırım dilekçesinin tebliğine ilişkin belgenin dosya içinde bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz incelemesine esas olmak üzere belirtilen belgelerin dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın İtiraz Hakem Heyetine iletilmek üzere İtiraz Hakem Heyeti kararının saklanması kararını veren mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 07.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğinde bulunan davacılar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak bedel isteğinde bulunduklarından ve hüküm sadece ecrimisil ve bedele yönelik olarak temyiz edildiğinden temyiz incelemesi yapma görevi Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait olmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
19.04.2016 tarihine kadar, kıymet takdir raporunda belirlenen bedel ile bozma öncesi tespit edilen bedel arasındaki fark olan 9508,37 TL bedel ise ikinci karar tarihinde ödenebilir hale geldiğinden 15.12.2015 tarihinden 12.12.2019 tarihine kadar faiz işletilerek, 2942 sayılı Kanunun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca bu kısmın kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalıya ödenmesine, bozma sonrası tespit edilen bedel ile kıymet takdirinde belirlenen bedel arasındaki fark 832,68 TL bedelin ise, kesinleşen karara göre davalıya ödenmek üzere 3'er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verildiğinden ve fark bedel davalıya karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, 15.12.2015 tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar faiz işletilerek kararın kesinleşmesi ile davalıya ödenmesine) cümlelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....