Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Tespit edilen bedelden acele el koyma dosyasında hükmedilen bedelin mahsubu ile fark bedel olan 34.653,28 TL'ye 15.07.2013 tarihinden ilk karar tarihi olan 04.09.2013 tarihine kadar, bozma sonrası fark bedel olan 401,48 TL bedele ise 15.07.2013 tarihinden ikinci karar tarihi olan 15.07.2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (tespit edilen 79.811,79 TL bedelden acele el koyma dosyasında hükmedilen bedelin mahsubu ile fark bedel olan 34.653,28 TL'ye 15.07.2013 tarihinden ilk karar tarihi olan 04.09.2013 tarihine kadar, bozma sonrası fark bedel olan 401,48 TL bedele ise 15.07.2013 tarihinden ikinci karar tarihi olan 15.07.2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ) cümlesinin yazılmasına Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine...

    Ancak; Mahkemece, Kamulaştırma Yasasının 27. maddesi gereğince tespit edilen bankaya yatırılan bedel ile mahkemece belirlenen bedel arasındaki farkın bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın 2. ve 3. bentler hükümden çıkarılarak 2. bent olarak "acele el koyma dosyasında tespit edilen bankaya yatırılan ve davalıya ödenmesine karar verilen 132.100,84 TL bedel ile mahkemece tespit edilen 80.517,73 TL bedel arasındaki 51.583,11 TL farkın bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faiziyle birlikte davacıya ödenmesine" ibaresi yazılmak ve 4, 5, 6, 7, 8 nolu bentlerin numaralarının sırasıyla 3, 4, 5, 6, 7 olarak değiştirilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.03.2013...

      Bu nedenle mahkemece sera ve bina için hesaplanan bedel arttırımlarının davalı-karşı davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden bozma sonrası verilen kararda bu unsurlar yönünden bedel arttırımına hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; Bozma öncesi belirlenen bedel ile acele kamulaştırma farkına ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası belirlenen bedel ile bozma öncesi belirlenen bedel farkına son karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekirken, faizin yanlış uygulanması, Doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Bozma öncesi belirlenen 911.754,40 TL'den acele kamulaştırma bedelinin mahsubu ile fark bedel 184.690,90 TLye 30.12.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 05.06.2013 tarihine kadar, bozma sonrası belirlenen bedelden bozma öncesi belirlenen bedelin mahsubu ile fark 782.562,82 TL bedele 30.12.2012 tarihinden son karar tarihi olan 05/11/2019 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacıdan peşin alınan temyiz ve tarafların temyize başvurma...

          Dava konusu paylar resmi senette davalıya toplam 170.000,00 TL bedel üzerinden satılmış olup, davacı ise tapuda gösterilen bu bedelin muvazaalı olduğunu, gerçek satış mahkemece tespit edilmesini belirterek dava değeri olarak 15.000,00 TL üzerinden davasını açmıştır. Ne var ki, davacı taraf bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamış olup, sonuçta tapuda gösterilen bedel üzerinden önalım hakkının kullanılmasına karar verildiğine göre, tapuda gösterilen satış bedeli ile davacı tarafından belirtilen bedel arasındaki fark miktarı üzerinden davalı yararına vekalet ücreti taktiri gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, yargılama giderleri yönünden de iddia edilen bedel ile tapu kaydındaki bedele göre oran kurulmak suretiyle taraflardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

            Ancak, Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; suç tarihinde katılanın işlettiği... isimli iş yerinde satış elemanı olarak çalışan suça sürüklenen çocuğun, çekmecede ajanda içinde ürün satış bedel toplamı olan 500 lira parayı aldığının anlaşıldığı olayda; suça konu yerde ürün satış bedel toplamının konulduğu ajandanın suça sürüklenen çocuğa 5237 sayılı TCK'nın 155/2. maddesi kapsamında meslek ve sanat, ticaret veya hizmet gereği tevdi ve teslim edilip edilmediğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir tespit bulunmaması karşısında; suça sürüklenen çocuğun iş yerinde ürün satış bedel toplamının konulduğu ajanda üzerinde idare, zaman zaman para tahsil etme yetkisinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, şayet ürün satış bedel toplamının konulduğu ajandanın zilyetliğinin kendisine devredilmiş olması halinde, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 155/2 maddesinde tanımlanan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile...

              Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece infazda duraksama yaratacak şekilde fazla yatırılan bedelin talep halinde davacıya iadesi yolunda hüküm kurulması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin son satırında yer alan "arta kalan kısmın talep halinde davacı idareye iadesine," sözcüklerinin metinden çıkartılarak yerine "Davacı idare tarafından bozmadan önce bankaya yatırılan 4.561,17 TL bedel ile bozma sonrası hüküm altına alınan 3.810,86 TL bedel arasındaki fark olan 750.31 TL davalıya ödenmesine kadar geçen sürede varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacıya iadesine...

                .- Bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebe ürünlerinin üretim giderleri bozma hususu yapılmadığı halde üretim giderlerinin fazla hesaplanması suretiyle düşük bedel tespit eden bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması, ...- Taşınmaz üzerinde bulunan ve maktuen değer biçilen ağaç bedellerinden enkaz bedeli indirilmesi bozma nedeni yapıldığı, bu durumda ağaçlardan enkaz bedeli indirilmemesi gerekirken bozma dışına çıkılarak ağaçların kapladığı alana kapama erik bahçesi olarak değer biçen bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle az bedel tespiti, Kabule göre de ; ...- Bozma öncesi belirlenen 7176,53-TL bedel davacı idare tarafından temyiz edilmemekle davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin, bozma sonrası alınan ek rapor hükme esas alınarak eksik bedel tespiti, Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye...

                  Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bozmadan sonra hüküm altına alınan bedel ile acele el koyma dosyasında tesbit edilen bedel arasındaki farkın idareye iadesine karar verilmesi doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin 1.satırında yer alan” 965,07 TL” ibaresi metinden çıkartılarak yerine "1604.17 TL" ibaresi yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden...

                    HUKUK DAİRESİ Dava; vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince tapu iptal- tescil talebinin reddine, bedel isteminin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen ilk hükmün taraflarca bedele yönelik olarak temyizi üzerine temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan ve hükmün bedel hesabı yönünden esastan bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılarak hüküm kurulmuştur. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 1....

                      UYAP Entegrasyonu