Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bedel karşılığında davacıya satışının yapılması yolunda tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanununun 17.maddesinde: "Belediye veya valilik, kendi malı olan veya imar planlarının tatbiki sonucu kamulaştırmadan artan parçalarla, istikameti değiştirilen veya kapanan yol ve meydanlarda hasıl olan sahalardan müstakil inşaata elverişli olmayan parçaları, bitişiğindeki arsa veya bina sahibine bedel takdiri suretiyle satmak, gayrimenkul sahiplerinin yola giden yerlerden dolayı tahakkuk eden istihkaklarını bedel takdiri suretiyle değiştirmek ve komşu gayrimenkul sahibi takdir edilen bedelle satın almaktan imtina ederse, şuyulandırıp satmak suretiyle imar planına uygunluğu temin eder....

    Gerek satış ilanı gerekse protokol hükümlerine göre davalı satıştan önce devam eden arsa sahipleri tarafından açılan tezyidi bedel davaları nedeniyle teminat mektubu vererek ödemeyi taahhüt etmiş, bilahare ödeyip teminat mektuplarını geri almıştır. Ancak ihale sırasında arsa sahipleri tarafından tebligatlardaki eksiklik nedeniyle uzun yıllar sonra tezyidi bedel davası açılmış, ve tezyidi bedel kararları kesinleşmeden ve kesinleştikten sonra takibe konulması sonucu davacı tarafından ödemelerde bulunulduğu, davalın dava ve icra takibi sürecinden haberdar edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan taahhütname ile davalı kooperatifin açılacak tezyidi bedel davası sonucunda verilecek kararlarda belirtilen bedelleri masrafları ile ödemeyi kabul ettiği kuşkusuzdur. Ancak davacının tebligatları yapmaktaki gecikmesinden usulüne uygun yapmamasından kaynaklanan kusuru nedeniyle tezyidi bedel davaları uzun yıllar sonra açılmıştır. Bu süreçte taşınmazlar arsa vasfına dönüşmüştür....

      Sözleşmenin bedeli konusunda uyuşmazlık varsa da, taraflar arasında imzası inkâr edilmeyen sözleşmede bedel götürü olarak 47.000,00 TL, ilave işler için de 3.000,00 TL kararlaştırılmıştır. Öte yandan ayrıca hüküm bulunmadığından KDV'nin de sözleşme bedeline dahil olduğu anlaşılmaktadır. Götürü bedel sözleşmelerde yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin belirlenebilmesi için saptanan ayıp ve eksikler gözetilip fiziki oran kurulup, sözleşme bedeline uygulanması gerekmektedir. Davacı sözleşmenin 68.900,00 TL bedelle imzalandığını, 34.900,00 TL'nin ödendiğini, davalının bakiye kısmı ödemediğini ileri sürmüş, davalı ise, sözleşmenin 47.000,00 TL götürü bedel olup, 2.100,00 TL'ye fazladan (0) ilave edildiğini ileri sürmüş, inşaatın eksik ve ayıplı olduğuna ilişkin tespit yaptırdıklarını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Sözleşmenin 47.000,00 TL götürü bedel olduğu ilave işlerin de 3.000,00 TL'ye yapılacağı mahkemenin de kabulündedir....

        Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faizi oranına göre tahakkuk edecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini,1517 numaralı partinin satış tutarının, ilk ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son gün olan (26.09.2012) ile ikinci ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son gün olan (28.03.2014) tarihleri arasında geçen 548 günlük süre için şartnamede kabul edilen %18 faiz oranı üzerinden toplam 1.452,06TL gecikme cezası hesaplandığını, bu bedelin, ikinci ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son gün olan 28.03.2014 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek T.C....

        bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı, 17 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı, 18 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı, 19 nolu bağımsız bölüm 16.000,00 TL bedel karşılığı, 20 nolu bağımsız bölüm 10.000,00 TL bedel karşılığı, 21 nolu bağımsız bölüm 20.000,00 TL bedel karşılığı, 22 nolu bağımsız bölüm 18.000,00 TL bedel karşılığı ve 23 nolu bağımsız bölüm 9.000,00 TL bedel karşılığı davalı borçlu T6 tarafından davalı üçüncü kişi T3'ne satılmıştır....

        Sözleşmede açık şekilde arsa sahibinin herhangi bir bedel almadığı, bu bedel yerine iki adet daire ile bir adet dükkan alacağı yazılıdır. Davacılara iki adet dairenin tapu kaydı verildiği halde, dava konusu dükkanın tapu kaydı devredilmediğinden bu dava açılmıştır. Davacılar murisleri ... ile ... arasında önce sözlü olarak kat karşılığı sözleşme konusunda anlaşma sağlandığını, bu nedenle dava konusu 163 ada, 34 parselin tapu kaydının devredildiğini, herhangi bir bedel almadıklarını iddia etmişlerdir. Tapu devrinden sonra noterde düzenlenen 30.09.1998 tarihli inşaat sözleşmesi içeriği de davacı tarafın herhangi bir bedel almadığını doğrulamaktadır. Davacılar murisi tarafından dava konusu taşınmazın yarı payı davalı ... adına, yarı payı da dava dışı kardeşi ... adına devredilmiştir. Davacılar ...’ın isteği üzerine taşınmazın yarı payını tapuda ...’a devrettiklerini söylemişlerdir. ...’ın sözleşmenin yüklenicisi ...’ın kardeşi olması da bu iddiayı doğrular niteliktedir....

          Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1997 yılında kamulaştırıldığı, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 18. maddesi gereğince işlem yapılarak çekişmesiz kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiği, kamulaştırma evrakının 25.06.1997 tarihli yazıyla notere gönderildiği, mülkiyet ihtilafının çözümlenmesi üzerine taşınmazda pay sahibi olduğu tespit edilen davacılar tarafından süresi içerisinde bedel artırım davasının açıldığı anlaşıldığına göre dava bedel artırım davası olup, Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda...

            Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1997 yılında kamulaştırıldığı, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 18. maddesi gereğince işlem yapılarak çekişmesiz kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiği, kamulaştırma evrakının 25.06.1997 tarihli yazıyla notere gönderildiği, mülkiyet ihtilafının çözümlenmesi üzerine taşınmazda pay sahibi olduğu tespit edilen davacılar tarafından süresi içerisinde bedel artırım davasının açıldığı anlaşıldığına göre dava bedel artırım davası olup, Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda...

              Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından 1997 yılında kamulaştırıldığı, taşınmazın mülkiyetinin çekişmeli olması nedeniyle Kamulaştırma Kanununun 18. maddesi gereğince işlem yapılarak çekişmesiz kamulaştırma bedelinin bankaya depo edildiği, kamulaştırma evrakının 25.06.1997 tarihli yazıyla notere gönderildiği, mülkiyet ihtilafının çözümlenmesi üzerine taşınmazda pay sahibi olduğu tespit edilen davacılar tarafından süresi içerisinde bedel artırım davasının açıldığı anlaşıldığına göre dava bedel artırım davası olup, Kamulaştırma Yasasının 14. maddesinde, kamulaştırmaya konu taşınmaz malın sahibinin yapılan tebligat gününden veya tebliğ yerine geçen ferağ tarihinden itibaren 30 gün içinde, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, bedele ilişkin olarak açılacak dava yönünden yasada öngörülen, hak düşürücü nitelikteki bu süre geçtikten sonra malikin artık bedel konusunda...

                Malikin dava hakkının bulunduğu hak düşürücü süre içerisinde bedel artırım davası açıldıktan sonra HUMK.nun 86 ve müteakip maddelerine dayanılarak müddeabihin artırılmasına yönelik ıslah isteme hakkı mevcut ise de, bu süre geçtikten sonra bedelin daha da artırılması gerektiğinden bahisle ayrı bir davaya da konu edilemeyecek olan ilave bedel için ıslah talebinde bulunulmasına yasal olanak yoktur. Başka bir deyişle, ıslah istendiği tarihte dava hakkı düşmüş ise, bu husus ıslah istemine konu edilemez....

                  UYAP Entegrasyonu