Davalılar vekilinin istinaf sebepleri: 1- Münavebeye alınan ürünlerin yanlış alındığı, 2- Objektif değer artış oranını az belirlendiği, 3- Kapitalizasyon faiz oranın yüksek uygulandığı, 4- Mahkemenin ilk kararı gereğince bankadan kamulaştırma bedelinin ancak 9776 TL lik kısmı tahsil edildiği halde fark bedel olan 148.922 TL ye kararın kesinleşmesine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği, 5- Kamulaştırma bedelinden 9776 TL lik meblağın üstündeki kısmın yalnız 137.930 TL lik kısmının banka tarafından ödenmesi için hüküm kurulduğu aradaki fark bedelin ne şekilde ödeneceğinin müphem kaldığı iddialarını ileri sürmüştür. GEREKÇE: HMK'nın 355.maddesi hükmüne göre taraf vekillerinin istinaf itirazlarına münhasıran ve kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden resen yapılan inceleme sonucunda; Dava, 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayalı olarak açılmış bedel tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tapuya tescili istemine ilişkindir....
Ancak; Dava konusu taşınmazın kamulaştırılan bölümü dışında kalan 2.540,34 m2 bölümüne % 70 oranında değer kaybı öngörülerek bedel belirlenmiştir. Kısmen kamulaştırılan taşınmazda arta kalan kesimdeki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde davacıya % 50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinemeyeceği sorularak, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davalı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanması ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmesi, aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için mehil verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14/04/2017 tarih ve 2016/672- 2017/413 sayılı kararının KALDIRILMASINA, B)1- Davanın KABULÜ ile, kamulaştırma bedelinin 344.520,00- TL olarak TESPİTİNE, 246.993,00- TL bedel davalıya ödendiğinden, bu kısım için 23/01/2017 tarihinden ilk karar tarihi olan 14/04/2017 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine, 3- Fark bedel olan 97.527,00- TL için 23/01/2017 tarihinden dairemizin ilk karar tarihi olan 01/04/2021 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine, Tahsilde mükerrer olmamak üzere 97.527,00- TL’nin davalıya işlemiş nemalarıyla birlikte derhal ödenmesi için ilgili banka şubesine müzekkere yazılmasına, Varsa tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılmasına, 4- Dairemizin ilk kararı ile tespit edilen bedel ile şimdi tespit edilen bedel arasındaki fark olan ve idarece bloke edilen 63.075,00- TL bedel davalı tarafından bankadan alınmışsa, bu bedelin varsa ödenen nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla...
Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda arta kalan kesimdeki değer kaybının %50 oranını geçmesi halinde davalıya %50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinemeyeceği sorularak yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davacı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanmalı ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmeli, aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için mehil verilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi, doğru görülmemiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi de doğru değildir....
Dolayısıyla, değerini azaltıcı bir kusuru bulunmayan araç için takdir komisyonunca daha yüksek bir değer takdiri olanaklı bulunmaktadır. Ancak, olayda, takdir komisyonunca mükellef lehine hareket edilerek, en düşük emsal değer olan kasko değerinden çok daha az takdirde bulunulmuş; idarece de, buna herhangi bir itiraz yöneltilmemiştir. Ayrıca; dosyada satışa konu aracın değerini düşürücü bir kusurunun varlığını kanıtlayıcı nitelikte bir belgeye de rastlanılamamıştır. Bu durumda; takdir komisyonunca en düşük emsal değer olan kasko değerinin altında yapılan takdirde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından; aksi yolda verilen ısrar kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararının gerekçesine katılmıyoruz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 3367 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak köy yerleşim alanı içinde kalan 111 ada 8 parsel sayılı taşınmaza iyiniyetle yapılandığını, ayrıca 10.000.TL ödeme yaptığını, komisyonca belirlenen değer üzerinden adına tescil talebinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek, bakiye bedelin (25.000-TL) ödenmesi koşuluyla dava konusu taşınmazın adına tescilini, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 724.maddesi hükmü uyarınca bedel karşılığı adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., davacı adına tescil koşulları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:28.09.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:27.09.2016 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....