Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki; 1-İkinci bozmadan önce kamulaştırmadan arta kalan 1538 m2'lik kısımda %10 oranında değer düşüklüğü verildiği, bu husus bozma konusu yapılmadığı halde idare lehine oluşan kazanılmış hak gözetilmeden %40 değer düşüklüğü verilmek suretiyle fazla bedel tespiti, 2-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki 22.296,44TL fark bedelin davacı idareye iadesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesince 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra faiz uygulanmasına karar verilen fark bedel olan 9.334,32TL'nin hükümde açıkça gösterilmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)2 nolu bendinden (71.346,18TL) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (62.671,16TL) ibaresinin...

    da açıklanmadığını, ayrıca dekara verim tahmininin kurulca yapıldığının ifade edildiğini ancak bu veriye hangi resmi veriden ulaşıldığının açıklanmadığını, kapitalizasyon faizinin hesabında ranta bakıldığı anlaşıldığından bu hususun kabul edilemez olduğunu, hükme esas alınan raporda fahiş oranda objektif değer artışı uygulanmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu, taşınmazın kullanım tarzı ve niteliklerinin kapitalizasyon faizi içerisinde değerlendirilmiş olduğunun kabul edildiği halde bu gibi özelliklerin mükerrer olarak objektif değer artırıcı unsurlar olarak ve çok fahiş oran üzerinden değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, 2- 3 yıl önce uzman bilirkişilerce takdir edilen bedelin 3- 4 katında bedel takdir edilmesinin objektif ve hakkaniyete uygun olmadığını, emsal değerlendirilmesi yönteminin kabul anlamına gelmemekle birlikte tamamen hatalı olduğunu, emsal taşınmazın belirlenmesinde yakın tarihli satışların dikkate alınmadığını, emsallerle yapılan mukayesede belirlenen değer düşüklüğü...

    Türk vergi sisteminde; katma değer vergisi mal ya da hizmetin üretiminden tüketiciye intikaline kadar her el değiştirme aşamasında alınan genel bir tüketim vergisi olarak düzenlenerek satış işlemlerinde bu verginin alıcı tarafından ödenmesi öngörülmüştür. Buna göre alıcı, satış bedelini ve o bedel üzerinden devlete ödenmesi gereken katma değer vergisi tutarını satıcıya ödemekte, satıcı ise kendisine ait satış bedeliyle birlikte katma değer vergisini alıcıdan tahsil ederek katma değer vergisini Devlete ödeyerek bu yönde bir aracılık yapmaktadır. Bu durumda KDV yükümlüsü satıcıdır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, taşınmazın KVD dahil satış bedeli 450.000-TL olarak belirtilmişse de, KDV hariç tutar ise 381.356-TL olarak belirtilerek ayrıştırılmıştır....

      Ancak;101 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 1.330,56 m2 lik bölümüne % 50 den fazla değer kaybı öngörülerek bedel belirlenmiştir.Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümündeki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde davalıya % 50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinmeyeceği sorularak, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davacı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanması ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmesi, aksi halde mahkemece hüküm altına alınmış olan değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek, taraflara yukarıda açıklanan hususlarda beyanda bulunmaları için mehil verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazı yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince...

        Bu nedenle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümündeki "fark bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılması ve karar kesinleşince hak sahibine ödenmesi" yönündeki ilgili kısımlarının "belirlenen kamulaştırma bedelinin hak sahibine derhal ödenmesi ve vadeli hesapta tutulan fark bedel ile ilgili olarak dava tarihinden sonraki dördüncü ayın bitiminden itibaren dairemizce verilen karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi" şeklinde düzeltilmesi gerektiği değerlendirilmiştir....

        Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır....

          (Yeni 2020/34856) sayılı ilamsız takipte borçlu olarak gösterilerek, takip alacaklısı görünen davalı kurumun müvekkile gönderdiği 10.12.2018 tarih ve E. 97350 sayılı kamulaştırma bedel iadesi konulu yazı uyarınca, Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/107- Esas sayılı düzeltilerek onanıp kesinleşen ilamda yazılı olmadığı halde müvekkilin iade borcu olduğundan bahisle 7.840,78- TL olarak asıl alacak göstererek hakkında icra takibi yapıldığını, takip ve borcun sebebi olarak 10.12.2018 tarih ve E. 97350 sayılı kamulaştırma bedel iadesi konulu yazı ibraz edilerek ödeme emri ekine eklenmiş olup müvekkile tebliğ edildiğini, davacı idarenin, Tekirdağ 2. İcra Dairesinin 2019/7856 E....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Olmadığı Takdirde Bedel İadesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

            KARAR Davacı, 13.6.2002 tarihinde davalılardan satın aldığı 2002 model Wolkwagen aracın tavanından yıkama esnasında içeriye su girdiğini tespit ettiğini, yetkili servise başvurduğunu, servisin tamir önerisine ... vermediğini, ayıplı olan aracın yenisi ile değiştirilmesini,birleşen davasında da aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, mümkün olmazsa aracın değer kaybı, bedel indirimi olarak şimdilik 10.000 YTL nin satın alma tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, araçta gizli ve ayıplı imalat olmadığını, Tüketici Kanununa göre yasal süre içinde başvurmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....

              gösterilen 710,72 m2'lik kısmın yüz ölçümü ve geometrik durumu nazara alındığında, işletme bütünlüğünü bozacağı nazara alınarak %60 oranında değer azalışının bulunduğu saptanarak, bu değer düşüklüğünün yarattığı bedel, taşınmazın kamulaştırılan kısmının zemin bedeline eklenmek suretiyle, kamulaştırma bedeli saptanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu