Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece belirtilen esaslar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dayanağı gösterilmeden taşınmaza 27,10 TL/m² değer biçilerek bedel tespit edilmiş olması, Kabule göre ise, 2-Acele el koyma sırasında depo edilen 31.032,17 TL ile ilk kararda hükmedilen bedel adasındaki fark bedel toplamı 34.028,97 TL nin davalılar adına depo edildiği ve bozma sonrasında 28.177,87 TL bedel tespit edildiği anlaşıldığından davalı yararına faize hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-İdarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dosyanın incelenmesinde; 1-Davacı tarafça bedel artırım talebinde bulunulduğu anlaşılmakta ise de, dosya içerisinde bedel artırım dilekçesi ile harcının yatırıldığına dair ödeme belgelerinin bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince bedel artırım dilekçesi ve harcının yatırıldığına dair ödeme belgesinin dosyaya eklenilmesi, 2-Dosya içerisinde bulunmayan, davalı nezdinde açılan hasar dosyasının (sigorta poliçesi, başvuru belgesi, hasar dosyasının açılış tarihi, ödemeye ilişkin hesap raporları ve ödemenin kime hangi miktarda yapıldığını gösterir ayrıntılı ödeme dekontları ile varsa davacıların imzaladığı ibranameler dahil) eksiksiz olarak dosyaya eklenilmesi, Yukarıda belirtilen eksikliklerin ikinci kez yazışmaya mahal verilmeksizin tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalılar adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine, miktarı da gösterilerek karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu konuda bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ikinci paragrafından sonra gelmek üzere "Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalılar adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki 5814,87 TL farkın varsa davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine" sözcüklerinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi...

        Ancak; Mahkemece, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı adına önceden bankaya yatırtılıp davalıya ödenmesine karar verilen bedel ile bozma sonrası tespit edilen bedel arasındaki farkın bankadan çekilmesine kadar varsa mevduat faiziyle iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendinin ikinci satırında "bu bedelin davalıya ödenmesine, daha önce yatırılan kamulaştırma bedeli davalıya ödenmiş ise fazla ödemenin" ibaresi hükümden çıkartılarak yerine "mahkemenin bozmadan önce tespit ettiği, bankaya yatırılan ve davalıya ödenmesine karar verilen bedel ile bozma sonrası tespit edilen bedel arasındaki 7.301 TL fark bedelin varsa" ibaresi yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 23.01.2012 gününde oybirliğiyle...

          Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça varsa bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece gerekçeli kararda bu hususta bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin sonuna gelmek üzere "bozma kararı öncesi hükmedilen bedel ile bozma kararı sonrası tespit edilen bedel arasındaki 332.563.885 TL farkın davalı tarafça varsa bankadan çekilmesine kadar işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye ödenmesine" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi...

            Ancak; İlk kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden bozma ilamından önce tespit edilen bedel davacı idare lehine kazanılmış hak oluşturacağı gözetilmeden bu davalılar yönünden fazla bedel tesbiti, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının a) 1 nolu bendindeki (43.317,10) rakamlarının çıkarılmasına, yerine (37.948,22) rakamlarının yazılmasına, b) 4 nolu bendinin hükümden çıkarılmasına yerine ( Temyiz eden davalılar için tespit edilen kamulaştırma bedel farkı olarak 1.006,67-TL’nin davalı ...’na ve 335,55-TL’nin ...’e ödenmesine, bozma öncesi ilk kararı temyiz etmeyen diğer davalılar hissesine düşen ilave bedel olan 5.368,88-TL’nin ödeme yapılmışsa bu davalılardan payları oranında tahsili ile davacı idareye verilmesine,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı vekili dava dilekçesinde harca esas değer olarak 120.000 TL gösterip bu bedel üzerinden harcını yatırmış ve bedelde muvazaa iddiasında bulunarak gerçek bedelin 60.000 TL olduğunu bu bedel üzerinden önalım hakkının tanınmasını istemiştir.Davacı bedelde muvazaaya ilişkin tanık göstermemiştir.Keşifte tek başına muvazaayı kanıtlamaya yeterli olmadığından davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır.Bu durumda davacı yararına dava dilekçesinde gösterilen 60.000 TL ve bu miktara düşen harç ve masraflar toplamı üzerinden,davalı yararına ise tapuda gösterilen bedel ve harç ve masraflar toplamı ile dava dilekçesinde gösterilen bedel arasındaki fark miktarı üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken,davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....

                Mahkemece ihale dosyasının incelenerek söz konusu ihaleler neticesinde ihale alacaklısının alacağını alıp almadığı, alacağını aldıktan sonra bakiye bedel kalıp kalmadığının mahkemece araştırılması, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip bakiye bedel kalması halinde söz konusu bedelin tahsili yönünde karar vermesi, bakiye bedel kalmaması halinde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletin buna göre düzenlenmesi gerekirken icrai satış ile satıldığı ve ihalelerin kesinleştiği belli olan gayrımenkuller ile ilgili mahkemece davacının seçimlik hakkını kullanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz ve makineler cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur....

                    İsabet Eden Bedel (3/4480) ; 156,62 TL Nafi Yılmaz Hissesine İsabet Eden Bedel (1/150) ; 1.559,28 TL TOPLAM : 23.518,29 TL Yatan Bedel =14.255,07 TL....

                    UYAP Entegrasyonu