Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümündeki "fark bedelin üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılması ve karar kesinleşince hak sahibine ödenmesi" yönündeki ilgili kısımlarının "belirlenen kamulaştırma bedelinin hak sahibine derhal ödenmesi ve vadeli hesapta tutulan fark bedel ile ilgili olarak dava tarihinden sonraki dördüncü ayın bitiminden itibaren dairemizce verilen karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi" şeklinde düzeltilmesi gerektiği değerlendirilmiştir....

Yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın sulu arazi olduğu kanaati ile buğday, mısır ve pamuk münavebesi alınmış, taşınmaza %10 objektif değer artışı uygulanarak birim bedel 16,04 TL/m2 olarak hesap ediliş ve1.285.864,75 TL kamulaştırma bedeline hükmedilmiştir. Kararı her iki taraf vekili de istinaf etmiştir....

sına hükmetmiş olup, bedel yönünden talep aşılarak (HUMK.md.74) yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan nedenle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2/f bendinden "...aynen iadesi mümkün olmadığında bedelinin..." sözcüklerinin çıkarılmasına, yerine "...aynen iadesi mümkün olmadığında taleple bağlı kalınarak toplam 5.000 TL.ziynet eşyası bedelinin..." sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.02.2011 (Çrş.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Ayıplı araç satışı nedeniyle değer kaybı veya bedel iadesi istemine ilişkin davada, .... 7. Asliye Hukuk ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle değer kaybı veya bedel iadesi istemine ilişkindir. .......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı KARAR Dava, dava dilekçesi ekinde listesi sunulan kişisel eşyaların aynen iadesi olmazsa bedellerinin tahsili, karşı dava ise eşyaların davalı tarafa bırakılması isteğine ilişkin olup, tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir alacak istekleri bulunmamaktadır. Temyiz isteğinde de isteğin aynen iade olmadığı takdirde bedel iadesi isteği olduğu açıklandığına göre hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi bu hali ile Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olup dosyanın incelenmek üzere Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine gönderilmesi gerekir. Ne var ki, anılan Daire tarafından da uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilmesine rağmen Hakimin davayı katkı payı alacağı davası olarak nitelendirdiği ve katılım payının tahsiline karar verildiği açıklanarak 22.12.2011 tarih ve 2011/10988 Esas, 2011/15285 Karar sayılı ilamı ile 8....

        Fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan fark kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve işlemiş nemasıyla birlikte derhal ödenmesi gerektiğinden, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında oluşan hukuki duruma göre kamulaştırma bedelinin ödenmesi hususunda Dairemizce yeniden...

        YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Müteahhitlik faaliyetinde bulunan davacı tarafından, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri kapsamında arsa sahiplerine teslim ettiği taşınmazlar için emsal bedel üzerinden hesaplanarak beyan edilip ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yaptığı düzeltme başvurusunun reddi üzerine yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali ve tahsil edilen tutarın iadesi istemiyle dava açılmıştır. ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmıştır....

          Eğer %50'nin üzerinde değer kaybı yaşayacağı belirlenirse, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da yer aldığı üzere, kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırmadan arta kalan kısımdaki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde, davalılara % 50 oranında değer kaybı ile yetinip yetinemeyeceğinin sorulması, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulması, yetinmediği takdirde davacı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek suretiyle taşınmazın tamamının mülkiyet hakkını kazanma imkanı sağlanması ve talebi halinde taşınmaz bedelinin tamamına hükmedilmesi, aksi halde bilirkişi kurullarınca belirlenen değer azalış oranına göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kapitalizasyon faiz oranının yüzde 5 uygulanması gerektiğini, ilçe tarım verilerine uyulmadığını, destekleme fiyatının ürün fiyatına ilave edilmesinin hatalı olduğunu, objektif değer artışının yersiz olduğunu, fark bedel yerine tespit edilen bedelin tamamına faiz uygulandığını ileri sürmüştür. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarıma elverişli olduğunu, verim ve fiyatların hatalı hesaplandığını, objektif değer artışının düşük yapıldığını, kamulaştırmadan artan kısımda değer azalışı hesaplanması gerektiğini, ürün giderlerinin brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağını ileri sürmüştür. BELGE VE DELİLLER : Davacı idare tarafından sunulan kamulaştırma belgeleri, tapu kaydı, resmi kurumlara yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar, yapılan keşif ve sonrasında alınan bilirkişi raporu....

          , TTK'nun 347. maddesi ile kurucu intifa sahiplerine özel bir önem ve ayrıcalık tanındığını, eş değer hakların verilmesi yerine kabul edilebilir bir neden olmamasına rağmen son derece düşük bir bedel ödenmek suretiyle intifa hakkının ortadan kaldırılmasının adil olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacaklar ile manevi tazminat hakları saklı tutularak birleşme ile ortadan kaldırılan ------eş değerinin verilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde her bir kurucu intifa senedi bedelinin birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değerinin tespiti ile hesaplanacak ve HMK uyarınca belirlenecek bedelin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu