Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....

    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 30 ada 8 sayılı parsel, 3.5.1984 tarihinde yapılan kadastro tespitinin 20.12.1984 tarihinde kesinleşmesi üzerine davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmazın kadastro tutanağında üzerindeki kargir dükkanın ... ...’ya ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı da dava dışı ... ... isimli kişiden dava konusu dükkanı satın aldığını ileri sürerek temliken tescil isteminde bulunmuştur. TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil isteme hakkına sahip kişi iyiniyetli yapı maliki olup bu hak binayı bizzat yapan kişiye tanınan bir haktır. Binayı haricen satın alan davacının bu kişisel haktan yararlanması söz konusu olamaz. Ayrıca, taşınmazda muhdesat şerhi sahibi ...’nın bu yolda açtığı Yavuzeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/53 esas, 2008/20 karar sayılı dosyasında açmış olduğu dava ise reddedilerek 09.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir....

      Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 30 ada 9 sayılı parsel, 03.05.1984 tarihinde yapılan kadastro tespiti sonrası 25.07.1990 tarihinde hükmen davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmazın kadastro tutanağında üzerindeki kargir dükkanın ... ...’a ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı da dava dışı ... ... isimli kişiden dava konusu dükkanı satın aldığını ileri sürerek temliken tescil isteminde bulunmuştur. TMK’nun 724. maddesi gereğince temliken tescil isteme hakkına sahip kişi iyiniyetli yapı maliki olup bu hak binayı bizzat yapan kişiye tanınan bir haktır. Binayı haricen satın alan davacının bu kişisel haktan yararlanması söz konusu olamaz. Ayrıca taşınmazda muhdesat şerhi sahibi ... ...’ın bu yolda Yavuzeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/168 esas, 2008/21 karar sayılı dosyasında açmış olduğu dava da reddedilerek 09.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir....

        Davalı-karşı davacı ... vekili 27.06.2013 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde, müvekkilinin kendisine ait 1138 ada 27 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde 1992 yılında belediyeden gerekli izinler alındıktan sonra 25.03.1994 tarihinde yapı kullanma izin belgesi aldığını, belediyenin denetim ve kontrol altında yapılan işlemler nedeniyle davalının herhangi bir kast ve kötü niyetinin olmadığını davalının inşaatı yaptığı sırada davacının dava konusu parselde hak sahiplerini söz konusu olmadığını davalının tüm işlemlerini ilgili belediyenin denetiminde yapmış olması nedeniyle iyi niyetli olduğundan TMK'nın temliken tescil hükümleri gereğince müvekkilinin müdahalesi olan kısım var ise bedeli ödenmek şartıyla müvekilli adına tesciline karar verilmesini talep etmiş davacının davasının ise reddini savunmuştur. Davalı ... 25.03.2014 tarihli ilk celsedeki beyanında imar müdürlüğünün yaptığı tespite göre kendi taşınmazına bina inşa ettiğini, kötüniyetli olmadığını söylemiştir....

          reddi hâlinde dava tarihi itibari ile bina sahibi olan davacı lehine bina değerinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16/07/2013 gününde verilen dilekçe ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve kâl; karşı davada haricen yapılan trampa işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa TMK’nın 724. maddesine dayalı temliken tescil istenmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşı davada trampaya dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine, temliken tescil davasının kabulüne dair verilen 27/05/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal; karşı dava haricen yapılan trampa işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa TMK’nın 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir....

              Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kâl, birleştirilen dava taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 21/06/2021 tarihli bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere, davacının 396 ada 36 parsel sayılı taşınmazına 25/03/2015 tarihli fen bilirkişileri raporunda gösterildiği gibi kırmızı renkli ve 4,01 m²'lik bölümde elatıldığı belirlendiği halde davacının elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-birleştirilen davada davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                Davalılar, taşkınlığın iradeleri dışında idari bir işlem sonucu meydana geldiğini, kendilerine atfedilecek bir kusurdan söz edilemeyeceğini, yıkımın fahiş zarar doğuracağını, iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunup, ayrıca savunma yoluyla temliken tescil istemişlerdir. Mahkemece, müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle taşkın bina ve duvarın yıkılması isteğinin reddine karar verilmiştir....

                  Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....

                    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....

                      UYAP Entegrasyonu