Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 124 ada 7 parsel sayılı taşınmazı komşu parselden davalının taşkın bina yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve taşkın binanın yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaza iyi niyetle bina yaptığını belirtip davanın reddini savunmuş, müdahalenin varlığı belirlendiğinde ise bedeli karşılığında taşan kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının davacının taşınmazına taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği ve davalı lehine temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    Somut olayda, maktu harç yatırmadan savunma yolu ile temliken tescil talebinde bulunduğu anlaşıldığına göre, öncelikle başvuru harcının ikmal edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece bu yönlerden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmiş değildir. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle maktu başvuru harcının yatırılması için davalılara süre ve imkan tanınması, verilen süre zarfında eksikliğin giderilmesi halinde tespit edilen zemin değeri üzerinden nispi harcın da ikmal edilmesi suretiyle taşkın yapı nedeniyle davalılar yararına temliken tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda harç alınmadan ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir. (Bknz. Yargıtay 8....

    Davacı, yargılamalar sırasında davasını kısmen ıslah ederek tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmediği taktirde tazminat istemiştir. Davalı, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, temliken tescil isteminin inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona karşı ileri sürülebileceğini, belediyenin sonradan malik olduğunu ve binanın davacı tarafından değil halk tarafından kur'an okuma evi olarak yaptırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, belediyenin pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

      Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....

        Mahkemenin ortaya konan bu olguları bir yana bırakarak zamanaşımı varlığından sözedip temliken tescil istemini red etmesi yasaya aykırı olmuştur. Temliken tescil davalarının kabul edilmesi için; Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla bir yapı yapılmış olmalıdır. Anılan maddede bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Bu yapıyı kendi malzemesi ile yapan kişinin, inşaatın başlangıcından bitimine kadar iyi niyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 5.7.1944 tarihli 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir. (subjektif koşul) Yapının, dava tar...

          O halde temliken tescil isteği taşınmazın sonraki malikine karşıda ileri sürülebilir. Mahkemece TMK'nun 724. maddesindeki koşulların araştırılıp, davacının temliken tescil istemi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun mahkeme kararının onanmasına ilişkin kararına katılamamaktayım....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.07.2013 ve 15.08.2013 günlerinde verilen dilekçelerle elatmanın önlenmesi, kal; karşı davada tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- kaşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal; karşı dava haricen yapılan trampa işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa TMK’nın 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir....

              Davacı, 20.11.1990 tarihli şuyulandırma ile kayden maliki olduğu 264 ada 4 parsel sayılı taşınmaza komşu 3 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalı, 25.07.1991 tarihinde yapı ruhsatı alıp taşınmazına iyiniyetli olarak bina yaptığını belirterek davanın reddini savunmuş, savunma yolu ile temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacıya ait taşınmaza davalının toplam 10,60m2 taşkın bina yapmak ve taşınmazın 3,53m2'lik kısmını kullanmak suretiyle toplam 14,13 m2 elattığının keşfen saptandığı ve temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

                Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacı, dava konusu 2618 parsel sayılı taşınmazı 2000 yılında dava dışı ...dan satın aldığını, taşınmaz üzerine iyiniyetli olarak bina yaptığını, taşınmazın daha sonra ... tarafından muvazalı olarak davalıya satıldığını, bina değerinin arsa değerinden fazla olduğunu belirterek tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacının temliken tescil talebi ile ilgili olarak Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken tapulu taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde hükmün kurulması doğru görülmemiştir....

                  den satın aldığını, üzerine bina yaptığını, iyiniyetli olduğunu savunarak temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalı ...'nin de kabulünde olan davacıya ait yapının yapım yılı olan 1982 yılı itibariyle değerinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaz 22.08.2011 tarihinde davalı ... tarafından diğer davalı ...'a satılmıştır. Sözleşme tarafı davalı ... olmadığından temliken tescil talebinin de tazminat talebinin de bu davalı bakımından kabulü mümkün değildir. Yukarıda değinilen ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Davacı yararına TMK'nın 724 üncü maddesi uyarınca temliken tescil koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin temliken tescil koşullarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı vekilinin tazminat miktarına ilişkin ve davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu