Şöyle ki, dava konusu bina Hazineye ait 1293 parsel sayılı taşınmaz üzerine davacı bayii Mustafa Yarımağa tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra 1293 parsel ifraz edilmiş, ifraz ile oluşan 1435 parsel 15.11.1985 tarihinde Mustafa Yarımağa’ya satılmış, 1435 sayılı parselde 30.07.2004 tarihinde ifraz edilmiş, tapuya arsa vasfında tescilinden sonra ifrazı ile oluşan kayda yine aynı tarihte “üzerindeki binanın 3.83 m2’lik kısmın 3311 parsele tecavüzlüdür şeklinde belirtme düşülmüş ve taşınmazı aynı tarihte beyanlar sütunundaki belirtme ile birlikte davacı tapudan almıştır. Bina daha yapım aşamasında kaçak olarak yapılmış, Hazineye ait taşınmaz üzerine bina inşa eden kişinin Hazineye karşı temliken tescil isteğinde bulunması mümkün olmadığı gibi sonradan bu taşınmazı satın alan kişi yasal prosedüre uygun olarak malik olsa bile bina nedeniyle temliken tescil isteğinde bulunamaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2018/200 ESAS, 2020/433 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Düzce 3....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/900 Esas sayılı temliken tescil istekli dava dosyası içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davalının açmış olduğu temliken tescil davası neticesinde davalının iyiniyetli olduğunun belirlendiği, buna istinaden davası kabul edilerek temliken tescile karar verildiği ve ilgili kararın kesinleşerek niza konusu yerin tapuda davalı adına tescil edildiği sabittir. Diğer bir ifadeyle ecrimisil için aranan "kötüniyetli zilyet" olma koşulu somut olayda gerçekleşmemiştir. Mahkemece, ecrimisil talebinin tümden reddine hükmedilmesi gerekirken davalı aleyhine geriye dönük beş yıllık ecrimisil bedeli üzerinden karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....
Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. Yine hemen belirtilmelidir ki, çapa bağlı bir taşınmazda bina yapan kişi kural olarak iyiniyetli kabul edilemez. Kaldı ki somut uyuşmazlıkta, davacıların binanın yapıldığı tarihte 10-12 yaşlarında olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla, iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden, davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....
Davacı vekili, müvekkilinin 536 ada 190 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı adına kayıtlı 536 ada 191 parsel sayılı taşınmazdaki davalıya ait binanın bir kısmının davacının taşınmazına taşkın olduğunu ileri sürerek, taşkın bina nedeniyle oluşan elatmanın önlenmesini, taşan kısmın yıkılmasını ve binanın yapılış tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ecrimisil bedelinin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davalıya ait taşınmaz üzerinde bulunan binanın ruhsatlı olduğunu, projesinin belediye tarafından onaylanmasından sonra inşaatın yapıldığını, taşınmaz üzerindeki binanın önceki malikler tarafından yapıldığından müvekkilinin iyiniyetli kabul edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, taşkın kısmın rayiç bedelinin ödenmesi karşılığında davacı adına tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mahkemece asıl davanın reddi ile davalının temliken tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir....
Birleştirilen davada ise temliken tescil isteyen davacı ... inşaatın üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen davacıların ses çıkarmadığını belirterek taşkın yapının belirlenen arsa bedelinin iyiniyetli olduğu da gözetilerek davacıya ödenmesi koşuluyla kapsadığı bölümün adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Temliken tescil isteyen davacının mirasçılar arasında yapılan ifrazen taksimden sonra elatmanın önlenmesini isteyen davacıların taşınmazına tecavüzlü olarak inşaat yaptığı anlaşılmaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Ayrıca, dinlenen tanık beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre davacının tecavüzlü bina yaptırmadan önce kendisinden beklenen dikkat ve özeni gösterdiği kanıtlanamadığından temliken tescil isteminin reddi ile asıl davadaki elatmanın önlenmesi, kal talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Savunma yoluyla temliken tescil isteyen 14 sayılı parselin maliki davacı ..., elatmanın önlenmesi ve kal isteyen davacı ...'nın babası ile anlaşarak onun muvafakati ile komşu 15 parsele taşkın inşaat yaptığını, iyiniyetli olduğunu belirterek bu davayı açmış ise de bu konuda tanık beyanları dışında herhangibir delil sunamamıştır. Çaplı taşınmazlarda kural olarak iyiniyet iddiası dinlenemez. Dosya kapsamına, toplanan delillere göre de temliken tescil isteyen davacı iyiniyetli olduğunu kanıtlayamadığından temliken tescil talebinin reddine, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Somut olay irdelendiğinde, ilk derece mahkemesi tarafından davacının asıl talebi olan temliken tescil isteği, davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile reddedilmiş ise de, davacı dava dilekçesinde ve aşamalarda, davaya konu evi babasının rızası ile inşaa ettiğini beyan etmiş, bu hususla ilgili dinlenen tanıkların bir kısmı da bu durumu teyit etmiştir. Davacı babasının rızası ile davaya konu taşınmazı inşaa ettiğini beyan ettiğine göre, davacının iyi niyetli olmadığının peşinen kabul edilmesi ve bu gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Davacı davaya konu evi babasının rızası ile inşaa ettiğini ispatladığı takdirde diğer temliken tescil şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....
tarafça savunma yoluyla talep edilen temliken tescil talebine gelince, davacıya ait 2210 parsele tecavüzlü olduğu tespit edilen (B), (E) ve (F) harfleriyle gösterilen kısımlar üzerinde bulunan duvar ve deponun sabit yapı niteliği bulunmadığı gözetildiğinde temliken tescil talebine konu olamayacağı, (C) harfiyle gösterilen ve davalı ...’a ait üç katlı binanın 2,887 m2 lik kısmı taşkın olan kısım yönünden ise temliken tescil talebinin en önemli koşulu olan iyiniyetli yapılanma durumunun sözkonusu olmadığı, davalı ... tarafından binanın yapımı sırasında ölçüm yaptırılarak maliki olduğu 2219 parsel sınırı içine binanın yapıldığına ilişkin bir ölçüm krokisi ibraz edilemediği, dosyadaki ölçüm krokisinin davacı ve dava dışı kişilerin yapılarına ilişkin olduğu, bu kısım yönünden de temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçeleri ile, 1-Tarafların istinaf talebinin kabulüne, 2-......
Mahkemece, temliken tescil için yasanın aradığı koşullar gerçekleşmediğinden bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Gerçekten, bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde bütün koşullar mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. ./.. 2009/9920 - 13167 - 2 - Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; Öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....