Karşı dava yolu ile temliken tescil isteyen davalı karşı davacılar, dava konusu binanın babaları tarafından iyiniyetle yapıldığını, 36 yıl önce inşa edildiğini, ölçümün o zamanki tekniğe göre yapıldığını yıkım isteğinin binnın tümden yıkımına neden olacağını ise de davacılar elattıkları taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmediğini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmadığını ispatlayamamıştır. Çaplı taşınmaza elatılması durumunda iyiniyetin varlığı kabul edilemeyeceğinden TMK'nın 725. maddesindeki temliken tescil şartları gerçekleşmemiştir. Elatmanın önlenmesini isteyen davacıya ait çaplı taşınmaza, bina yapılmak suretiyle tecavüzde bulunulduğu anlaşıldığından elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne karar verilmesinde istinaf nedenlerine göre usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş bu sebeple istinaf itirazlarının reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.04.2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 724. Maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, bu istem kabul edilmediği takdirde tazminat istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulü ile 12.500,00 TL arsa bedelinin davalı ... mirasçılarından, 85.699,60 TL bina bedelinin ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 2037 ada 37 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gecekonduyu 1967 yılında haricen satın alarak yerine iyiniyetli olarak bina yaptığını, ıslah imar uygulamaları sırasında binanın bulunduğu taşınmazın 36919 ada 5 parsel numarası ile davalı ... adına tescil edildiğini, taşınmaz üzerindeki binanın kendisine ait olduğuna dair tapu kaydına şerh verildiğini, taşınmazın 1/10 payının tapudan davalı ...’a satıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir....
Hukuk Dairesinin 14.02.2019 tarihli, 2018/5478 Esas ve 2019/2283 Karar sayılı ilamıyla; "Davacının kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüz'i (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapmasını haklı kılacak neden ispatlanamamıştır. Davacının iddiaları herhangi bir belgeye dayanmamakta ve soyut kalmaktadır. Temliken tescil talebinin kabul koşulları oluşmamış olmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerekmesine karşın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına karşı, davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14....
in aralarında ortaklık mukavalesi başlıklı sözleşme ile taşınmaz üzerine bina inşa ettikleri anlaşılmaktadır. Davacı, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulması sonucu davalı adına oluşan imar parseli ile ilgili temliken tescil koşullarının oluştuğundan söz ederek kendi adına tescil talebinde bulunmuştur. Buna göre davacının haricen düzenlenen satış sözleşmesiyle 50 numaralı özel parseli imar uygulaması öncesi satın alıp üzerine bina yapması nedeniyle kötüniyetli olduğu söylenemez....
Başka bir deyişle bina değeri arsa değerinden fazla olduğundan Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanılarak açılan tescil davalarında aranan bir diğer koşul da gerçekleşmiştir. Öte yandan; taşınmaz imar hudutları dahilinde bulunduğundan 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi uyarınca ifrazı imar açısından olanaksız olsa bile paylı tescil suretiyle mülk edinilebilir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona yada onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle kayden davacının paydaşı olduğu taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahalesi saptanmak, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 725. maddesinde düzenlenen taşkın inşaat halinde savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunulabileceği, TMK'nun 724. maddesinde düzenlenen haksız inşaat durumunda temliken tescil isteğinin açılacak ayrı bir dava ya da karşılık dava ile istenebileceği, gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.124.37.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde temliken tescil koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda temliken tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece; dava konusu taşınmazların 1979 yılından beri çapa bağlı oldukları göz önüne alınarak ve dosyada yer alan 24.11.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
Davalı taraf, binanın imar parseline geçilmeden önce yapıldığını savunarak bu husustaki deliller toplanarak binanın kadastral parsele yapıldığı ispatlandığına göre mahkemece İmar Kanunu 18. maddesi uyarınca yapı bedeli ödenmedikçe ömrü tamamlanıncaya kadar kullanmaya devam edeceği hükmü nazarınca açılan müdahalenin meni ve kal davasının reddine, aynı gerekçelerle imar parseli üzerindeki bina hakkında TMK'nın 725. maddesi gereğince temliken tescil talebinde bulunulamayacağı da gözetilerek temliken tescile ilişkin karşı davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıran tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....