Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve kal, karşı talep ise temliken tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın ise kabulüne karar vermiştir. Öncelikle bir karşı davadan bahsedebilmek için usulüne uygun verilmiş bir karşı dava dilekçesi olması ve harcının yatırılması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde mahkemece davalıya 6 nolu celsede temliken tescil taleplerinin olup olmadığı sorulmuş ve davalının 7 nolu celsede temliken tescil talebimiz vardır, beyanı üzerine yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin hüküm kurulmuştur. Davalı tarafından temliken tescil talebine ilişkin usulüne uygun tanzim edilmiş dava dilekçesi sunulmadığı gibi bu talebe ilişkin dava harcı da yatırılmamıştır....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, davalı taşınmazının 7 m2'lik kısmının davacı taşınmazına tecavüzlü olduğunun anlaşıldığı, temliken tescil talebinin ancak taşma zamanındaki malike, onun külli haleflerine karşı ileri sürülebileceği, dava konusu tarihi yapının yaklaşık 100 yıllık olduğu, aynı sınırlarına inşa edildiği, davacının taşma konusu yeri 04.04.1994 tarihinde satın aldığını, taşınmazı taşmadan sonra edinen davacı-karşı davalı malike karşı temliken tescil talebini ileri süremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda belirtildiği üzere söz konusu olayda, taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını arazinin yeni maliklerine karşı da kullanabilir. Ancak dairemizin yukarıdaki ilkelerinde de açıklandığı üzere bu tür davalarda TMK'nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi için öncelikle taşkın inşatı yapan kimsenin iyiniyetli olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 61 ada, 152 parsel sayılı taşınmaza, komşu parsel maliki olan davalının bina, dam kümes gibi yapılar yaparak müdahale ettiğini ileri sürüp yıkım suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, iyiniyetli olarak yapıları 26 yıl önce yaptığını, davacının taşınmazına tecavüzlü olup olmadığını bilmediğini, davacının TMK'nun 725/2. maddede öngörülülen yasal süre içinde bir dava açmadığını, davanın reddi gerektiğini, dava reddedilmez ise taşkın kısmın uygun bir bedel karşılığında adına tesciline, bu mümkün olmazsa adına irtifak hakkı tesisine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, temliken tescil şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davalının temliken tescil ve irtifak hakkı tesisi isteğinin reddine, elatmanın önlenmesi, yıkım isteğinin ise kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın bina nedeniyle temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ayrı ayrı davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşkın bina nedeniyle açılan temliken tescil istemine ilişkindir. Davacılar, dava konusu 9248 ada 19 parselde bulunan bağımsız bölümlerin maliki olduklarını, davalının taşınmazının kendi taşınmazlarına bitişik olduğunu, binanın yapımı sırasında kasıtlı olmaksızın davalının arsasının bir kısmının kullanıldığından bahisle tecavüzlü kısmın bulunduğu bölümün davacılar adına tescilini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/527 Esas sayılı dosyasında dava konusu 678 parsel sayılı taşınmaza yönelik ve bu davanın davacısı...’ya karşı müdahalenin önlenmesi talepli dava açıldığı ve yargılama devam ederken...’nın temliken tescile dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunması üzerine mahkemece tefrik kararı verilerek temliken tescil istemine yönelik davanın temyize konu esasa kaydedildiği görülmüştür. Mahkemece gerek ilk açılan dava olan müdahalenin önlenmesi gerek tefrik edilen dosya kapsamında yapılan keşifler sonucunda alınan raporlar üzerine, davacı iyi niyetli kabul edilerek dava konusu taşınmazda kulllandığı kısım itibariyle davasının kabulüne karar verilmiştir. Ancak davacının, başkasının tapulu taşınmazı üzerine geçerli ve hukuki bir sebebi bulunmadan bina inşaa ettiği gözardı edilmiştir....
Birleştirilen davada davacılar T3 ve T4 vekili, 308 ve 309 sayılı parsellerin kadastro tespitinden önce tek parsel olarak Haydar Kılıçaslan'a ait bulunduğunu, bu şahsın taşınmazına iki ayrı bina yaptığını, bu sebeple yerinin iki ayrı parsel olarak tescil edildiğini, kendilerinin yeri satın aldıktan sonra bir değişiklik yapmadıklarını, davalı tarafın kendilerine kal istemli dava açtığını bu dava kabul edilirse tüm yapının zarar göreceğini belirterek 7,21 metrekarelik kısmın temliken tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı T1 vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, davanın kötüniyetli olduğunu, yapının önceki malik tarafından yapıldığı iddiasının doğru olmadığını davacının bu yeri tapudan da anlaşılacağı üzere ahşap ev ve dükkan olarak aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 10.10.2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil talebinin reddine, bedel istemiyle ilgili olarak davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 23.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, temliken tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat istemine ilişkindir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davacının çaplı taşınmazına davalının elattığı ve davalı yararına temliken tescil koşullarının oluşmadığı saptanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.559.24.-YTL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.10.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davacının çaplı taşınmazına davalının elattığı ve davalı yararına temliken tescil koşullarının oluşmadığı saptanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.559.24.-YTL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.10.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....