Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 32, 35, 38, 40, 104 ada 17, 111 ada 6, 19, 35, 113 ada 12 parsel sayılı 12.751.16, 3.737.16, 2.384.75, 4.885.01, 718.61, 683.01, 125.46, 868.58, 3.901.57 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 101 ada 35, 38, 40, 104 ada 17, 111 ada 6, 19, 35, 113 ada 12 parseller bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 101 ada 32, parsel ise tapu kaydı, bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle paylı olarak davacı ... ve davalılar ... ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların tamamının adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu davalı ...’nin diğer davalı ...’in annesi olmasına, İİK.nun 278/1 maddesi uyarınca anne ve oğlu arasındaki tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi bulunmasına ve davalıların iyi niyetinin önem arz etmemesi nedeniyle aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir, ancak tasarrufun iptali davalarında karar harcı takip konusu alacak ile tasarrufa konu taşınmazın gerçek rayiç bedelinden hangisi az ise ona göre belirlenmesi gerekir. Somut olayda takip konusu alacak 40.457.062.058 TL. tasarrufa konu edilen taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri ise 63.138.00 YTL. olduğu belirlenmiştir....

      Dava konusu olayda taşınmazların tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha fazladır. Bu durumda karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde dava dilekçesinde yazılı miktar esas alınması doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 Sayılı HMK.nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nin 438/VII. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının dayandığı delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, İİK.nun 278/1 maddesi uyarınca baba ile oğlu arasındaki tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi olmalarına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak mahkemece borçlu ... tarafından diğer davalı 3.kişi ...’a yapılan tasarrufların takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde yapılan tasarrufun tamamının iptaline karar verilmiş olması doğru değil ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden kararın HUMK.nun438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2015/11264 sayılı dosyasında alacak ve ferileri ile sınırlı olarak cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İcra ve İflas Yasası'nın 278/3-1. maddesine göre “karı ve koca, usul ve fürüğ, neseben ve sıhren üçüncü dereceye kadar hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar bağışlama hükmünde olup iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeden iptale tabidir.” hükmüne göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 244,54 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; mahkememizde açılan davada mahkememizin görevsiz olduğunu, davanın taraflarının ticaret ile iştigal ettiğinden görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, davanın g.menkul satış vaadinden kaynaklı bir alacak davası olduğunu, dava konusu g.menkulün Esenyurt sınırları içerisinde bulunduğunu ve yetkili mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirkete ait mal varlığı hakkında verilen ihtiyati haciz kararının yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından sözleşme ile yüklenilen edimlerin yerine getirilmediğini, davacı tarafından sözleşmenin feshini gerektirir şartların oluşmadığını, davacı tarafından talep edilen faiz türünün haksız olduğunu, davanın görev ve yetki yönünden usulden reddini, davanın esastan reddine, müvekkili şirket hakkında uygulanan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, Bakırköy 8....

            Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile Mahkemece davalının bağış şartlarını yerine getirmek için işlem yapıp yapmadığının yeterince araştırılmadığını, bağışlama şartının yerine getirilmemesinde davalı tarafın açık şekilde kusuru bulunduğunu, davalı tarafın bağışlama şartlarını yerine getirebilmek için yıllarca hiç bir yasal başvuruda ve girişimde bulunmadığını, davalı tarafın gerekli yasal başvuruları yapması durumunda şimdiye dek bağışlama şartının yerine getirilebileceğini, bu nedenle davacının bağışlamadan dönme hakkının bulunduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozularak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, koşullu bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1....

              Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile Mahkemece davalının bağış şartlarını yerine getirmek için işlem yapıp yapmadığının yeterince araştırılmadığını, bağışlama şartının yerine getirilmemesinde davalı tarafın açık şekilde kusuru bulunduğunu, davalı tarafın bağışlama şartlarını yerine getirebilmek için yıllarca hiç bir yasal başvuruda ve girişimde bulunmadığını, davalı tarafın gerekli yasal başvuruları yapması durumunda şimdiye dek bağışlama şartının yerine getirilebileceğini, bu nedenle davacının bağışlamadan dönme hakkının bulunduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozularak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, koşullu bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1....

                ; Bağışlama sözü veren, aşağıdaki durumlarda sözünü geri alabilir ve onu ifadan kaçınabilir: 1....

                  Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 285. maddesinde bağışlama sözleşmesi “bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmış, 290. maddesinde de koşullu bağışlamaya yer verilmiş buna göre; “bağışlamanın bir koşula bağlanarak” yapılabileceği ifade edilmiştir. 288. maddesinde “bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni bir hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği ancak resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır”, “şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir....

                    UYAP Entegrasyonu