Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı işlemle murisin en büyük erkek çocuğu olan davalı Şaban Yıldız'a bağışlandığını, söz konusu taşınmaz halen davalı mirasçı adına tescilli olduğunu, celp edilecek olan tapu kayıtlardan anlaşılacağı üzere; söz konusu taşınmazın muris tarafından, davalıya "bağış" yoluyla devir ve tescil edildiği açıkça görüleceğini, söz konusu bağışlama, muris tarafından çocukları olan ve hepsi kadın olan müvekkillerimizden (belli ki; toplumda yaygın olduğu şekliyle; "kız evlatlara miras bırakmama" amacıyla) "mal kaçırma" amacıyla yapıldığının açık olduğunu, bu şekilde muris ile davalı arasında yapılan "sağlar arası bir işlemle" hepsi kadın olan müvekkillerinin saklı payları edilerek etkisiz kılındığını, dolayısıyla yapılan bu bağışlama, TMK md 565/4 gereği tenkise tabi olup, yasal mirasçılar olan müvekkillerimiz tarafından tenkisi talep edileceğini, dava konusu "bağış işleminde" müvekkilerimizin saklı paylarını ihlal edilen kısımlarının her biri için ayrı ayrı olmak üzere tenkisi için eldeki davanın...

Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, taşınmazların mal ayrılığı rejimi döneminde satın alındığını, dava dilekçesinde açıkça evlilik birliğinin sürdürülmesi ve kadının sosyal güvencesi amacıyla vekil edeni adına tescil edildiği ileri sürüldüğünü, bu işlemin açıkça elden bağışlama niteliğinde olduğunu, ayrıca tapu iptali talebinde bulunulamayacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların evlilik birliğinin sürdürülmesi ve kadının sosyal güvencesi amacıyla davalı adına tescil edilmesinin elden bağışlama niteliğinde olduğu ve davalının kişisel malı haline dönüştüğü, böyle bir taşınmaz için katkı nedeniyle alacak isteğinde bulunulamayacağı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 02.05.1980 tarihinde evlenmişler, 23.01.2007 tarihinde açılan davanın boşanmayla sonuçlanması üzerine, 04.12.2008 tarihinde kesinleşen hükümle boşanmışlardır....

    un satış bedelini ödediğini yazılı belge ile ispatlayamadığı, 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi hükmü gereği yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde olup, iyiniyet koşulu aranmaksızın iptale tabi bulunması gerektiği nedenleriyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece dava konusu tasarruf, tasarruf tarihine kadar olan alacak ve ferileri ile iptal edildiğinden, davacıya tasarruf tarihindeki alacak miktarı olan 4.922.370,26 TL ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi verilmesi gerekirken verilmemesi, davacı lehine 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi...

      Mahkemece davalıların kardeş olmaları nedeniyle davanın kabulüne ve icra takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile haciz ve satışlarına izin verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Ancak mahkemece borçlu ... tarafından diğer davalı 3.kişi ...’a yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde yapılan tasarrufun tamamının iptaline karar verilmiş olması doğru değil bozma nedeni ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hüküm fıkrasının 1.bendinin sonundaki "iptaline" tümcesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine ‘davacı alacaklının takip konusu vergi alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline" tümcesinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 362.40.-TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 27.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          kaynaklı isteyebileceği alacağının 54,00 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı Demir Madencilik'ten alınarak davacıya verilmesine, F-Davalı T4'in % 2,53 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı isteyebileceği alacağının 382,98 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 5,16 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı T4'ten alınarak davacıya verilmesine,...

          a satıldığı, İİK'nun 278.maddesi uyarınca teyze-yeğen arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde olduğu, bağışlamanın da batıl olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.3.2005 tarihli satışın tapu tashihine mahal olmadan iptaline, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nin 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın borcun doğumundan sonra 01.03.2005 tarihinde, borçlunun teyzesi olan davalılar murisi ...'a satıldığı, İİK'nin 278 maddesi uyarınca bu madde de sayılan akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde olup iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeksizin iptale tabi olduğu gerekçesiyle 01.03.2005 tarihli tasarruf işleminin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dava konusu taşınmazın daha sonra mirasçılar tarafından dava açıldıktan sonra 14.10.2008 tarihinde dahili davalı ...'...

            Davacı yan birleşen dava dilekçesinde özetle aynı sebeplere dayalı olarak Çağlarca Mahallesi 265 ada 8 parsel'in tapusunun iptali ve davacı adına tescilini talep etmiştir İlk derece mahkemesince ‘’ Davacı delil olarak bağışlama sözleşmesi sureti sunmuş ve tanıklar da bu sözleşmeyi doğrulamış ise de davalı sözleşmedeki imzasını kabul etmemiştir.. Bu sözleşmenin davalı tarafça imzalandığı kabul edilse dahi bağışlanan şey taşınmaz olduğundan TBK 288/2 uyarınca resmi yazılı şekil koşullarına uymadığı ve geçersiz olduğu kabul edilmelidir. Sunulan sözleşme bir taşınmaza ilişkin bağışlama taahhüdü içermektedir. Zira sözleşme uyarınca tapusu alındığında tapu devri verileceği kabul edilmiş olduğundan koşullu taşınmaz bağışlanması (TBK 291/1) söz konusudur. Şayet taraflar zilyetlik devri yapmak istese buna ilişkin yazılı bir devir sözleşmesi yapabilirlerdi, tarafların iradesi taşınmazın 2- B ile davalı adına kayıt ve tescilinden sonra taşınmazın davacıya bağışlanmasına ilişkindir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/06/2019 NUMARASI : 2018/355- ESAS - 2019/208- KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu T6 aleyhine Garanti Bankası Kredi Kartı Sözleşmesinden kaynaklı 15.955,36 TL'nin ödenmesine ilişkin İstanbul 3.İcra Müdürlüğünün 2017/22166 Esas sayılı, 01.09.2015 tarihli dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, Garanti Bankasının bu alacağını 27.06.2016 tarihinde Turkasset Varlık Yönetime temlik ettiğini, Turkasset Varlık Yönetimin de Hayat Varlık A.Ş.'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

              UYAP Entegrasyonu