Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu yüzden davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan vergi borcunun asıl alacak ve fer'ileriyle birlikte hesaplanması için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bursa 1....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

    Mahkemece, davalılar arasındaki yakın akrabalık ve satış bedeli ile taşınmazların gerçek değerleri arasındaki fahiş fark bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve borçlu tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6183 s.K’nın 28/1 maddesinde üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının öngörülmesine, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, 6183 S.K’nun 28/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun belirtilmesine ayrıca 6183 S.K’nın 30. maddesinde, borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle borçlu...

      Mahkemece, dava şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİK'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine, davalı ...’in borçlu Erhan’ın kayınbiraderi olmasına İİK'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalı ...’in eniştesi olan borçlu Erhan’ın alacaklılarından...

        Mahkemece, dava şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİK'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine, davalı ...’in borçlu Erhan’ın kayınbiraderi olmasına İİK'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalı ...’in eniştesi olan borçlu Erhan’ın alacaklılarından...

          Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK mad. 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

            Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

              Bu itibarla mahkemenin üçüncü şahıs üzerindeki tapu kaydının iptali ile borçlu adına tapuya tesciline dair kararı usul ve yasaya uygun değildir. 3-Ayrıca tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha azdır. Bu durumda karar ve ilam harcının taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde harç hesabı doğru görülmemiştir. Ne var ki (2) ve (3) numaralı bentlerde belirtilen hususlar yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, kararın HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekir....

                Asliye Ticaret Mahkemesi ise, bono ile ilgili uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın gayrimenkul satış vaadinden kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir....

                  HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL/TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı ..., mirasbırakan annesi ...’in maliki olduğu 392 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki 6 no’lu bağımsız bölümünü davalı cemiyete bağışladığını, son derece değerli olan taşınmazın bağışama sözleşmesinde değerinin düşük gösterildiğini, bağışlama sözleşmesinden önce mirasbırakan için aldırılan raporun sadece iki psikiyatri uzmanı tarafından düzenlendiğini, işlem tarihinde yaşlı olan mirasbırakanın fiil ehliyetinin bulunmadığını, bağışlama sözleşmesinin mirasbırakandan alının genel vekaletname ile yapıldığını, bağışlama işleminin hukuka ve ahlaka da uymadığını ileri sürerek, tasarrufun iptalini, mümkün olmazsa saklı paylarının tayini ile bu tutarın ödenmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu