WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ait kaybettiği nüfus cüzdanı üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle oluşturulmuş sahte nüfus cüzdanı ile katılan ...Şirketine müracaatla zincirleme şekilde abonelik sözleşmeleri imzalayarak cep telefonu hatları çıkarıp kullanmaktan ibaret eylemi nedeniyle, mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma dü- şüncesine katılınmamış; sahte banka veya kredi kartı üretme ve kullanma fiillerinin ayrı ayrı suçları oluşturması nedeniyle TCK.nun 245/2. maddesine aykırı davranmak suçundan gereğinin mahallinde takdiri mümkün görülmüştür....

    Davaya konu bononun 20/07/2010 tarihli genel kredi ve kefalet sözleşmelerinin munzam teminatı olarak verildiğinin ve ödenmeyen kredi alacağı nedeniyle davalı bankanın senede dayalı olarak davaya konu icra takibini yapmasında yasal bir engel bulunmadığının tespit edilmesinden sonra uyuşmazlığın çözümü, kredi sözleşmesi veya sözleşmelerine konu alacağın varlığı ve yokluğuna bağlı olarak davacıların yalnız 20/07/2010 tarihli genel kredi sözleşmesinden veya sonraki tarihlerde yapılan kredi sözleşmelerinden de sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ile yalnız 20/07/2010 tarihli genel kredi sözleşmesinden sorumlu bulunduğunun kabulü halinde bu sözleşme nedeniyle kullandırılan kredilerin bütünüyle ödenip ödenmediği, buna bağlı olarak senedin bedelsiz kalıp kalmadığı ve bunun bir sonucu olarak davacıların, davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....

      herhangi bir konut için kullandırdığının açık olduğunu, bu bakımdan; Davacı'nın iddialarının bir an için doğru olduğu kabul edilmiş olsa dahi rutin ve sıradan bir bankacılık faaliyeti kapsamında olmak üzere finansman sağlamak dışında başkaca hiçbir işlemi olmayan Müvekkil Banka'nın söz konusu iddia ve taleplere ilişkin herhangi bir sorumluluğu hukuken söz konusu olmadığını, müvekkil Banka tarafından kullandırılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olmaması nedeni ile dava konusu iddia ve taleplerin hiçbirisi, bunlardan hiçbir sorumluluğu bulunmayan Müvekkil Banka'yı ilgilendirmediğini, diğer bir anlatımla; satıcının bağlı kredi kullandıran konut finansmanı kuruluşuna iade yapmaması durumunda, bağlı kredi kullandıran konut finansmanı kuruluşunun yapacağı hiçbir şey olmadığını bu açıklamalar tamamen genel ve soyut olarak belirtilmiş olup; yukarıda da belirtildiği üzere dava konusu somut olayda bir bağlı kredi ilişkisi söz konusu olmadığı için esasen müvekkil banka'nın zaten herhangi bir sorumluluğunun...

      Mahkemece, davacının 17.000,00 YTL kredi kullanmasına rağmen, davalılar tarafından el ve işbirliği ile 25.000,00 YTL kredi verilmiş gibi işlemler yapıldığı, gerçekte kullanılan kredi miktarının ise 17.000,00 YTL olduğu benimsenmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı Bankaya kredi nedeniyle 20.941,20 YTL borçlu olduğunun, borcun aylık 872,55 YTL taksitlerle ve 24 eşit taksitte tasfiyesi gerektiğinin tespitine, davacının yaptığı fazla ödemeler varsa davalılardan tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Banka tarafından temyiz edilmiştir. 2009/1425-3064 1-Davacı, davalı ...' den satın aldığı araç nedeniyle satıcının aracılığıyla diğer davalı Banka'dan 17.000,00 YTL üzerinden kredi kullandığını, ne var ki davalıların el ve işbirliği ile yapılan hileli işlemler sonucunda davalı Banka tarafından 25.000,00 YTL üzerinden kredi verilmiş gibi borç çıkartıldığını ileri sürerek, almış olduğu tüketici kredisinin işlemiş faiz ve ferileriyle birlikte...

        KARŞI DÜŞÜNCE : Sanık... hakkında mağdur ...Bankasına yönelik sahte banka veya kredi kartı üretmek ve sahte oluşturulan kredi kartının kullanılması suretiyle yarar sağlama suçlarından 5237 sayılı TCK.nun 245/2 ve 245/3. maddelerinden kurulan mahkumiyet hükümlerinin, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında düzenlenen tek suçu oluşturması nedeniyle bozulması gerekirken düzeltilerek onanmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki; Dosya kapsamı ve anlatımlardan, sanık ...’ın kardeşi ...’ın kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle ... Bankasından sahte olarak 4 adet kredi kartı çıkarttırıp birçok kez harcama yaptığı anlaşılmaktadır. 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrası "Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir."...

          . - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, davalıların da sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibine girişildiğini, davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... ... vekili; müvekkilinin 7.000,00 TL kefalet limitiyle kredi artırım sözleşmesini imzaladığını ve buna bağlı olarak kullandırılan kredi borcunun ödendiğini, daha sonra kullandırılan krediden müvekkilinin sorumlu olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            ye yönelik başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık tarafından yapılan temyiz incelemesinde; Yerinde görülmeyen sanığın sair temyiz itirazlarının reddine ancak; UYAP kayıtlarının incelenmesinde; sanık hakkında aynı katılana yönelik aynı eylem nedeniyle 14.02.2013 tarihli iddianame ile Ağrı 3....

              Somut olayda; işverenin ekonomik kriz nedeniyle ücretlerde ilk ay %40 sonrasında %20 oranında indirim yapılacağına ilişkin teklifinin davacı işçi tarafından kabul edildiğine dair 15/05/2009 tarihli protokol yapıldığı anlaşılmaktadır. Aynı protokol ile talep edenlere indirim miktarı kadar tutarın faizi ile birlikte iade edilmek üzere kredi olarak verileceği belirtilmiştir. Ekonomik kriz gerekçesi ile indirime gidilmesine rağmen tüm çalışan işçilere indirim miktarı tutarında faizli kredi adı altında ödemeye devam edilmesi önemli bir çelişkidir. Anılan protokol gereğince yaklaşık 1 yıl boyunca uygulama bu şartlarda devam ettikten sonra sona erdirilmiş, kısa bir süre sonra ise satışların fazlalığından bahisle işçilere prim ödemesi yapılmasına karar verilerek ödenen kredilerin primden mahsubu yapılmış olup, sonuçta reel anlamda işçi ücretinde indirim yapılmadığı gibi primi ödemesi ile işçi lehine bir avantajda sağlanmamıştır....

                Ancak, sözleşmede erken ödeme hâlinde indirim yapılacağı kararlaştırılmışsa veya bu yönde bir âdet varsa, borçtan bir miktar indirim yapılabilir. Bankacılık uygulamalarında genel olarak, kredi sözleşmelerine; kredinin erken kapatılmasının bankanın kabulüne bağlı olduğu ve bankanın mahrum kalacağı faiz gelirine karşılık belli bir erken kapama ücreti (erken ödeme cezası) mukabilinde kredinin erken kapatılabileceği yönünde hükümler konulduğu görülmektedir. Hatta kredilerin erken kapatılmasında, bankaların mahrum kalacağı faiz gelirinin bir kısmına karşılık, erken kapama ücreti alınmasının âdet hâline geldiği ve dolayısıyla faiz gelirinin bir kısmından vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Erken kapama ücreti alınabilmesi, müşteri ile banka arasındaki kredi sözleşmesinde bu yönde hüküm bulunmasına bağlıdır. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 6.2 . maddesi; “Müşterinin bakiye borcunu kısmen veya tamamen vadesinden önce ödemesi bankanın kabulüne bağlıdır....

                  KARAR Davacı, davalıdan 73.600,00 TL karşılığında konut aldığını, sözleşmenin ilgili maddesinde peşin satışlardan indirim yapılacağı kararlaştırılmasına rağmen davalının kendisinden 80.000,00 TL tahsil ettiğini, fazla alınan 6.400 TL tutarın iadesi için ... Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğunu, ancak Hakem Heyeti'nin sadece 327,00 TL'nin iadesine karar verdiğini ileri sürerek fazla alınan 6.400 TL'nin iadesini istemiştir. Davalı, davacıdan alınan taahhütname gereği kesinti yaptığını, kredi çekilmesi durumunda bankaya komisyon ödeneceğini satış bedelinden indirim yapılmayacağının taahhütnamede açıkça kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, taraflar arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği yapılması gereken indirim bedeli olan 6.400,00 TL'nin iadesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu