Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre uyuşmazlık; bayilik sözleşmesine dayalı olarak tesis edildiği ileri sürülen ipoteğin ve intifa hakkının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 19. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... Belediye Başkanlığı aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24.11.2010 gün ve 546/556 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mülkiyeti Hazineye ait 144 parsel ile 145 parsel kapsamında olup zilyetliği altında bulunan 3000 m2’lik taşınmaz üzerinde bulunan baraka ve ağaçların iş makinesiyle sökülmek suretiyle 05.07.2007 tarihinde elatıldığını açıklayarak davalı Belediyenin haksız elatmasının önlenmesine ve zilyetliğinin korunmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması, tazminat ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması ve tazminat davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 02.07.2012 gün ve 378/247 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı dava dilekçesinde, ecrimisil bedeli ödeyerek kullanmakta olduğu Hazine'ye ait 1135 ve 1138 parsel sayılı taşınmazlara davalının kendisinin haberi olmaksızın buğday ektiğini, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu açıklayarak davalıdan alacağının tahsilini istemiş; 02.07.2012 tarihli yargılama oturumunda davasını zilyetliğin korunmasına ve tazminatın tahsiline hasretmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

        Davacı, 06/05/2009 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesinin 4. maddesine göre, bayinin, taraflar arasında akdedilen Total marka damacana suların pazarlanması ve satışına ilişkin bayilik sözleşmesine muhalefet ederek Akdur isimli firmadan damacana su aldığının Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesince tespit edildiğini belirterek, sözleşmenin bu (haklı) nedenle feshedildiğini, sözleşmenin 4. maddesine göre cezai şartın ödenmesini ihtar etmiştir. Dava dilekçesinde de ihtarda açıklanan maddi olgulara ve hukukî gerekçelere de atıf yapılarak mer'i mevzuat hükümleri ile bayilik sözleşmesinin 4. maddesine göre cezai şart isteminde bulunmuştur. Taraflar arasında akdedilen 17/11/2008 tarihli bayilik sözleşmesinin 4. maddesinin F fıkrasında, bayinin sözleşme süresi içerisinde başka hiçbir bayi ve tevzii şirketi ile mukavele yapmayacağı kararlaştırılmıştır....

          Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki davanın mülkiyet hakkından kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-c maddesine göre sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları" görür. Somut olayda davacı, TOKİ tarafından yapılan gecekondu dönüşüm projesi kapsamında dava konusu taşınmazı satın aldığını buna rağmen davalıların haksız olarak taşınmazı işgal ettiğini belirterek yapılan haksız müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazı TOKİ ile aralarında düzenlenen satış sözleşmesi ile satın almış olup, sözleşmede taşınmaz mülkiyetinin borçların tamamının ödenmesinde sonra devredileceği düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmazın henüz davacı adına tapuya tescil edilmediği ve davacının hakkının zilyetliğe dayalı olduğu anlaşıldığından, davanın zilyetliğin korunması davası niteliğinde olup, 6100 sayılı HMK.'...

            Of Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Of Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacının zilyetliğe dayandığı, ancak davalı tarafın tapu kaydına dayandığı gerekçesiyle davanın zilyetliğin korunması değil, el atmanın önlenmesi davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, dosya arasında bulunan Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/810, 1994/180 E.K. sayılı dosyasında davalı olan, davacı ...’in 23.3.1987 günlü keşifte, mahalli bilirkişinin beyanından aynı taşınmazı elinde bulundurduğunun ifade edilmesine göre davacının bu taşınmazı 20 yılı aşkın bir süredir malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığı bildirildiğinden, uyuşmazlık yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez....

              Davadaki istem, tesis olunan intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesine ilişkindir. İntifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. Kuşkusuz intifa hakkı sahibinin eşya üzerinde oluşan saldırının kaldırılmasını istemesi olanaklarıdır. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibini o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir. Somut olaya gelince; davacı şirket ile davalı ... arasında bayilik sözleşmesi bulunmaktadır. İntifa hakkı sahibi davacı şirket bu hakkın kendisine sağladığı kullanımı bayilik sözleşmesi olan ...'e devretmiştir. ... aynı zamanda davalı İpragaz A.Ş’nin bayiisi olarak intifa hakkına konu taşınmaz üzerinde LPG satışı yapmaktadır....

                Davacı yan, davalının akaryakıt bayilik sözleşmesine aykırı davrandığını, haklı sebeple sözleşmenin feshedildiğini, haklı fesih nedeniyle davalının işletmesinde kalan ve sökülemeyen yatırım giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmenin süresinden önce feshinin bu yatırım bedellerinin tahsili hakkı vermediği, bu yatırımların sözleşmenin süresine bağlı olmadığı, yapılması zorunlu yatırımlar olduğu, dağıtıcı firma tarafından o andaki mevcut halleriyle mümkün ise sökülüp alınabileceği, davalıdan tazmininin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı yan sözleşmenin 5 yıl süreceği düşüncesi ile, davalı bayinin işletmesinde yatırıma yönelik harcalamalarda bulunmuştur....

                  Turizm ve Ticaret A.Ş arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca, 24.11.2008 tarihli ve 262.000 TL bedelli çekin keşide edilerek müvekkiline verildiğini,...’de bayilik sözleşmesine kefaletinin bulunduğunu belirterek söz konusu çeke istinaden ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.Mahkemece, talep uygun görülerek her iki borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, çekin ... tarafından ciro edilmediğini, 13.10.2006 tarihli kefaletin 08.07.2008 tarihli bayilik sözleşmesi için geçerli olamayacağını, diğer müvekkili şirketin çeki teminat amacıyla bayilik sözleşmesine göre boş olarak verdiğini, anlaşmaya aykırı doldurulduğunu belirterek her bir müvekkili için ayrı ayrı ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur. Mahkemece, ... vekilinin yapmış olduğu itirazın İİK.nun 265.maddesi kapsamında bulunmadığı belirtilerek, itirazın reddine karar verilmiş, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili kararı temyiz etmiştir....

                    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan bayilik sözleşmesi gereğince davalıya 26.05.2005 tarihli 30.000 YTL bedelli teminat mektubu verildiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığı ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine aykırı hareket etmediği halde davalının kötüniyetli olarak teminat mektubunu nakde çevirmek istediğini ileri sürerek teminat mektubunun müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş 08.06.2009 havale tarihli ıslah dilekçesiyle müvekkilinin davalıdan 4.666.TL alacaklı olduğunun bilirkişi raporuyla belirlendiğini belirterek teminat mektubu bedeli olan 30.000 TL ile birlikte toplam 34.466 TL' nin teminat mektubunun nakde çevrildiği 20.03.2007 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu