Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti ve Korunması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, orman savına dayalı tapu iptal ve tescile ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (20.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 01/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    K A R A R Dava, haricen satın almaya ve zilyetliğin devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 27.12.1992 tarihli haricen düzenlenmiş satış ve zilyetliğin devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonrasında dosyanın gönderildiği ... ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesi ise davanın salt zilyetliğin korunması ile ilgili olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuş, bu hükmün de temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonrasında olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın gönderildiği Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/12/2014 günlü 2014/21234-19213 sayılı kararı ile salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek ... ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir....

          Davalılar vekili, olasılığa dayalı açılan davanın dinlenemeyeceğini, sözleşmelerin feshedilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki kira ve bayilik sözleşmelerinin henüz ayakta iken, sözleşmelerin geçersiz hale geleceğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak alacak davası açılamayacağı, dava tarihi itibariyle ve halen de taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin devam ettiği, henüz iddia edilen sebepsiz zenginleşme olgusunun işlemeye başlamadığı, dava ön koşulunun henüz oluşmadığı ve davanın zamansız açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Dava, bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız feshi nedeniyle cezai şart, kar mahrumiyeti ve ariyet olarak bırakılan demirbaşların bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, sözleşme hükümlerinin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'a aykırı olup, başlangıçtan itibaren hukuka aykırı ve geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hukukumuzda sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Herkes kanuna, ahlaka aykırı olmamak koşuluyla sözleşme akdedebilme özgürlüğüne sahiptir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin serbest iradeleri ile yapıldığı ve kanuna, ahlaka aykırı olmadığı gibi kamu düzenine de aykırı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmenin haksız feshedilip, feshedilmediği üzerinde durulup, toplanacak deliller ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

              Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetliğin korunması niteliğinde olduğu ve davacının üstün zilyetliği bulunduğu ileri sürülerek davanın kabulü ile davacının zilyetliğinin korunmasına ve dava konusu taşınmazın davacıya teslimine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, tapuda kayıtlı bulunmayan dava konusu taşınmazın senetle satın alındığını ve 10 yıldır vekil edeni tarafından kullanıldığını açıklayarak istekte bulunmuş, mahkemece uyuşmazlık zilyetliğin korunması niteliğinde değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. (TMK.m 981 vd). Dava dilekçesindeki açıklamalar dikkate alındığında davacı tarafın mülkiyet hakkına dayanarak talepte bulunduğunun kabulü gerekir. TMK.nun 683. maddesinde, bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu açıklanmıştır....

                - K A R A R - Davacı, davalılardan ... tarafından bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu bononun diğer davalı ... İçme ve Kullanma Kaynak Suyu İthalat İhracat Ltd Şti ile 10.03.2010 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğini, ticari ilişkinin sonlanmasına ve davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmamasına rağmen bononun tarafına iade edilmediği gibi davalı ...'a ciro edildiğini ve anılan davalı yanca teminat bonosu olduğunun bilinmesine rağmen icra takibine konu edildiğini ileri sürerek bonodan dolayı borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının bayiilik sözleşmesine aykırı davrandığını, müvekkili şirketin zarara uğradığını, bu nedenle sözleşmenin müvekkili şirket tarafından fiilen feshedildiğini, diğer müvekkilinin ise iyi niyetli hamil olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

                  Petrol A.Ş.den alınacak bayilik hakkı, şirket ile bayii arasında akdedilen bayilik sözleşmesinden doğan bayilik haklarına, bayiiye verilecek demirbaş malzemeye, hangi isim altında olursa olsun bayiiye kullandırılacak her türlü krediye veya bayiinin şirkete karşı teşekkül edecek herhangi bir borcuna karşılık 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, sözleşmenin 5 yıl süreli olarak düzenlendiği, süre dolmadığından rekabet kurulu kararlarına ve tebliğine aykırılık teşkil etmediği, davalı şirketin davacı yanın sözleşmeye aykırı uygulamaları bulunduğu takdirde bu hususu davacıya bildirerek ihtar etmesi, buna rağmen aykırılık giderilmediği takdirde sözleşmeyi feshetmesi yerinde olup, davalı şirketin sözleşmeyi feshettiğine ilişkin ihtarda herhangi bir gerekçe göstermediği, savunmasını kanıtlayamadığı, davalı yanın akaryakıt satış sözleşmesinin feshinin haksız olduğu, sözleşmenin 22-22 ve 24.maddesi hükümleri dikkate alındığında bayilik sözleşmesi feshedildiğinde bayilik sözleşmesine konu ve...

                    Dosya arasında bulunan dava konusu 38 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydına göre, taraflar taşınmazda paydaş olup, davacı taraf mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması isteğinde bulunmuştur.TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı elatmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

                    UYAP Entegrasyonu