kaydı ------ alacak ---- bulunduğunu, ancak bu talebinin reddedildiğini öne sürerek, toplam 986.978.06 TL alacağın------------ etmiştir....
Davalı-borçlu 18.08.2009 takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden temerrüte düşmüş olup tarafların tacir olması sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi ve yapılan kısmi ödemelerin de BK’nun 84. maddesi (TBK’nun 100. maddesi) gereğince öncelikle ödeme tarihine kadar işleyen faize mahsup edilmesi ve işleyen faiz borcunu aşan ödeme varsa bunun asıl alacaktan mahsup edilmesi ve asıl alacağın kalan kısmına bu kere ikinci ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi ve davacı-alacaklının bakiye alacağının bu şekilde hesaplanması gerekmektedir. Davacı-alacaklı da 25.07.2014 tarihinde açtığı alacak davasında bu yönteme göre alacağını kendince hesaplayarak 77.989,17 TL bakiye alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Bu durumda, takibe konu bakiye alacak, ancak kısmi davanın kesinleştiği tarihte likit hale gelmiş olacağından, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalılar arasında otomotiv ürünleri kredi sözleşmesi ve rehin sözleşmesi imzaladığını, davalı ...’ in sözleşmeye müteselsil kefil sıfatı ile taraf olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini, takip esnasında rehinli aracın satışının yapıldığını, üçüncü kişiler tarafından açılan ihalenin feshi davası sonucunda kesinleşen satışı neticesinde 12.121.38 YTL tahsil edildiğini, bakiye alacak ile bakiye alacak bildirimi arasında işleyen faiz ve fer’ilerinin tahsil edilemediğini, icra takibine geçildiğini, davalıların itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacının rehin alacağının tamamının ödendiğini, davacının bildirdiği tutar üzerinden alacağın hiçbir çekince ... sürmeksizin tahsil ettiğini, bakiye alacağın kalmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: YARGITAY KARARI 1-Davalı vekilinin sebepleri bildirilmeyen bozma isteği dikkate alınarak yapılan temyiz incelemesinde aşağıdaki bentlerin dışında kalan kanuna açık aykırılık hali görülmemiştir. 2-Davacı iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu iddia ederek bakiye ücret talebinde bulunmuş, mahkemece davacının ne kadar bakiye ücret hak ettiği açıklanmadan taleple bağlı kalınarak 2.000,00 TL. bakiye ücrete hükmedilmiştir. Bakiye süre ücreti belirli süreli hizmet akitlerinde söz konusu olabilecek bir alacak kalemidir....
sayılı dosyasına yazılan müzekkere cevabında ise, kesinti sonrası alacaklıya 520,25 TL ödendiği belirtilmiş olup, bu miktarların toplam alacak olan 904.926,64 TL'den çıkartıldığında kalan miktar 759.639,56 TL olarak bulunmuş, bundan da, tasdik kararı verilen 652.288,73 TL düşüldüğünde davacının talep edebileceği bakiye alacak 107.345,83 TL olarak tespit edildiğinden davacının davasının bu miktar yönünden kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Esas sayılı dosyasında 16/07/2018 tarihinde genel haciz yolu ile takip başlattığı davalı tarafından 27/07/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin durduğu dava açılmadan önce davalının banka kanalıya "... nolu fatura bedeli" açıklamasıyla 78.000,00 TL asıl alacağı 10/08/2018 tarihinde ödediği, yapılan ödemenin öncelikle takipten sonra işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve icra takip masraflarına sayılması gerektiğini ileri sürerek bakiye 9.865,90 TL asıl alacak için itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ettiğini, davalının ödeme yaparken dava konusu faturayı ilgi tutmasının faturanın davalı tarafından benimsendiği anlamına geldiğini davacının takip tarihi itibariyle davalıdan bakiye 78.000,00 TL alacaklı olduğunu kabul ederek davalı tarafından yapılan ödeme öncelikle fer'ilere sayılmış ve yapılan bilirkişi hesaplaması sonucunda davacının ödeme tarihinde, ödeme sonrasında 10.027,68 TL bakiye asıl alacağı bulunduğu tespit edilmiş ise de taleple bağlılık...
Davalı, icra takibinden sonra ancak davadan önce asıl alacak olarak talep edilen bedeli döviz olarak alacaklı hesabına havale vasıtasıyla ödemiştir. Ancak ödeme tarihindeki kur nedeniyle takipte talep edilen asıl alacağın tam olarak karşılanamadığı, başka bir ifade ile asıl alacaktan bakiye bir kısmın açıkta kaldığı ve ayrıca icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretinin ödenmemiş olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, daha önce fazlaya dair haklarını saklı tutarak açmış oldukları fazla mesai ücreti hakkındaki davanın lehlerine sonuçlandığını belirterek bakiye alacağın hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince, İş Mahkemesinde açmış oldukları ve 2008/438 Esas üzerinden devam eden yargılama sonucu lehlerine sonuçlanan fazla mesai ücretine dair davanın kısmi dava olduğu iddia edilerek bahsi geçen mahkemece tespit edilen alacak miktarına göre bakiye alacak tutarının hüküm altına alınması talep edilmiştir....
Bilirkişi raporuna göre ticari defterlerde bakiye alacak - borç miktarı ile takip talebindeki rakamlar farklı ise de davanın itirazın iptali davası olması, takipteki alacak sebebine bağlı olarak yargılama yapılacağından takip konusu fatura üzerinden uyuşmazlığın değerlendirilmesi yapılmıştır. Davalı bilirkişi raporuna itirazında, yansıtma faturalarından bahsetmiş ise de; cevap dilekçesinde bu konuda herhangi bir savunma yapmadığı, delil sunmadığından bu mahsupların kesin kabul ve teminat iadesinde değerlendirilmesi mümkün görüldüğünden cevap dilekçesindeki ödemezlik savunması üzerinde durularak yargılamaya devam olunmuştur. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir....